Examples of using "Bajo" in a sentence and their turkish translations:
- Daha sessiz!
- Sessiz!
Ben çok kısayım.
Yeminlisin.
Bu gökyüzü altında
Ben kısa değilim.
- Ben şüphe altında mıyım?
- Zan altında mıyım?
Ben merdivenlerden aşağıya iniyorum.
Biz soruşturma altındayız.
Tom kısa.
Bas çalıyorum.
Her şey kontrolüm altında.
Çok kısayım.
Ben çok kısayım.
Yemin altında olduğunuzu unutmayın.
Bu ekonomik düşünüşe göre
ve yer altına kilitliyorlardı.
Daha birçoğu toprağın altında
siyasi af kapsamında Fransa'ya döndü
Tutuklusunuz.
Biz onun emrindeyiz.
O, masanın altındadır.
Benim nabzım yavaş.
Her şey kontrolümüz altında.
Her şey kontrol altında.
O kısa ve şişman.
O, sandalyenin altında.
O düşük bir rüzgar.
Biz onu kontrol altına aldık.
Dikkat çekmemeye çalış.
Her şey kontrolüm altındaydı.
O, bas gitar çalar.
Biz yağmurda ilerliyorduk.
Biz yağmurda yürüdük.
Onlar tutuklu.
Burada iniyorum.
Yıldızların altında uyuduk.
Her zaman stres altındayım.
Tom zan altında.
Ben burada iniyorum.
Helikopter şimdi çok alçaktan uçuyor.
Sıfırın altında altı derece.
Onun kolunun altında bir çanta vardır.
Kedi sandalyenin altındadır.
Ama bugün çok iyiydiniz. Yoğun baskı altında bile çok iyi kararlar verdiniz.
fısıltılı yorumlar.
tüm zamanların en düşük seviyesinde.
Bakın, bunun altında bir şey var.
pramit'in altından nehir geçiyor
Loş ışıkta dans ettik.
Kısa ama güçlüdür.
O kısa, ama güçlüdür.
Uçak çok alçaktan uçuyordu.
Karın altında çalışıyordu.
Kiraz ağaçlarının altında ölü bedenler var.
Yatağın altına saklandım.
Ondan daha kısayım.
Tom kısa ve şişmandır.
- Ben senden daha kısayım.
- Senden daha kısayım.
Sıcaklık sıfırın altına düştü.
Hava sıfırın altında otuz derecedir.
Onlar her şeyi kontrol altına aldı.
Deniz martıları alçaktan uçuyor.
O, ağacın altında uyuyordu.
Her şeyim denetim altında.
Ben tutuklu muyum?
Güneşin altında yeni bir şey yok.
Benim maaşım çok düşük.
Her şey kontrolümüz altında.
Sana yeminli olduğunu hatırlatmak istiyorum.
Oğlum yağmurda oynuyor.
(Cameron Ernst - Bu gökyüzü altında)
Bu gökyüzü altında her şey altından
şimdi biraz derine iniyoruz,
Altımızda bir orman görebiliyorum.
ama aslında tarantulalar yerin altında yaşarlar.
Bakalım altında ne var? Yok.
gerçekten moskova biraz alçakta
Cennet onların ayağının altındadır
derinden içerlemişti .
Masanın altında bir kedi var.
Yaşlı bir adam ağacın altında dinleniyordu.
Ağacın altında uyumak hoştur.
Oğlum yağmurda oynuyor.
Ben çok baskı altındayım.
Tom ağacın altına oturdu.