Examples of using "Sala" in a sentence and their turkish translations:
Oturma odasına git.
Sınıfınızı temiz tutun.
Burası bekleme odası değil toplantı odası.
Acil durum odasına görününüz.
Sinema salonu doluydu.
O, sınıftan ne zaman ayrıldı?
Sen bu odada bekleyebilirsin.
Biz odaya girmeye karar verdik.
Bu odada hava sıcak.
Toplantının hangi odada olacağını biliyor musun?
Onlar öğretmenler odasındalar.
Burası bizim tedavi odamız.
ne yaşadığımı anlatacağım.
Varış peronu nerede?
Çıkış koridoru neresi?
Çocuklar, sınıfa doğru koştu.
Bu salon insanlarla doluydu.
Oda insanlarla dolu.
Bu odada hava yok.
Biz konferans salonunu dekore ediyoruz.
O, odada yalnız bırakıldı.
Biri yan odada.
Bekleme salonunda bekleyin.
Oda kahkahayla dolu.
Odada çok sayıda çocuk vardı.
Morales oturma odasında.
Odada çok az mobilya vardı.
Bu odada çok fazla mobilya var.
Bekleme odası nerede?
Bu odadaki herkesi etkileyecek.
çünkü koca sesiyle ortama hükmederdi.
Odadaki tek kadın bendim.
Öğrenciler sınıfta toplandı.
Odanın dışında bir süre bekleyin.
İki çocuk odadan koşarak çıktılar.
Öğretmen beni sınıftan kovdu.
Ben nefes nefese sınıfa kadar koştum.
O, bekleme odasında oturuyor.
Onu toplantı odasında gördüm.
Ona odadan ayrılmasını söyledim.
Bu oda uyumak için uygun değil.
Okuma odasında konuşma.
Tom sorgu odasında.
O, toplantı odasında oturuyor.
Tom acil odasında düştü.
Bu sınıfta hiç bulunmadım.
Bu oda üç yüz kişiliktir.
Bu odada sigara içmeye izin verilmez.
Bu sınıf çok büyük.
Odada neredeyse hiç oksijen yok.
Tuz suda çözünür.
Bu yüzden, bugün bu odadan ayrıldığınızda,
Burası Roma'da bir konser salonu.
açık bir ev, bir konser salonu
Tom sınıftan sıvıştı.
Salon, kurucunun anısına inşa edilmiştir.
Bekleme salonunda beş hasta vardı.
Ben bazen toplantı odasında dua ederim.
Sen hiç sınıfta gürültü yaptın mı?
"Sınıfım nerede?" "Üçüncü katta."
Bekleme odasında beş hasta var.
Tom diğer odada votka içiyor.
Tom'u bu odada istemiyorum.
Çocuk oturma odasında uyuyor.
Tom konferans salonunda oturuyor.
Tom konferans salonunda bekliyor.
Oda insanlarla doluydu.
Ben telefonumu konferans salonunda bıraktım.
Tom oturma odasında tek başına.
Bu oda sıkışık.
Bu salon 2,000 kişi almaktadır.
Odaya girdiğimde herkes şaşırdı.
Odadaki en yaşlı kişi Tom'du.
mola odasına top çukuru koyma
Bu havayı bu odada da hissedebilirsiniz,
Çizim odasında bekleyen bazı misafirler vardı.
Onun hakkında kötü konuştuğumuzda odaya geri döndü.
Alışveriş merkezi terk edilmiş.
Toplantı odasının kapısı açık.
Bir oyun odası, çocukları bekliyor.
Gece, oturma odasında yazarım.
Ziyaretçilerimiz oturma odasında oturuyor.
Bekleme odasında bekleyen bir müşterim var.
Tom sorgu odasına giden kapıyı açtı.
Tom salondaki herkesi öptü.
Odada birkaç öğrenci vardı.
Bu odadaki birinin iyi bir deodoranta ihtiyacı var.
Odadaki herkes aynı şeyi yapıyordu.
Kuliste sıramın gelmesini beklerken
ve Mark'ın çıplak, sadece bir çarşaf altında yattığı,
en uzun süre ayakta kalan ibadethane özelliğini korumakla beraber
Ay odayı aydınlattı.
Balonları uçurduktan sonra odayı süpürebilir misin?