Translation of "Salió" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Salió" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Cuál estudiante salió?
- ¿Qué estudiante salió?

Hangi öğrenci dışarı çıktı?

Él salió.

- O dışarı gitti.
- O gitti.

Ella salió.

- O dışarı gitti.
- O dışarı çıktı.

¿Cómo salió?

O nasıl sonuçlandı?

Nos salió bien.

Bunu atlattık.

Salió el sol.

Güneş çıktı.

Todo salió mal.

Her şey ters gitti.

Mi padre salió.

Babam dışarıda.

Salió de maravillas.

Bu güzelce işe yaradı.

¿Qué salió mal?

Ne yanlış gitti?

Algo salió mal.

Bir şey yanlış gitti.

Eso salió bien.

Bu iyi gitti.

¡Salió bien! ¡Funcionó!

İşe yaradı! Çalıştı !

- Ella salió con sus amigos.
- Ella salió con sus amigas.

- Arkadaşlarıyla çıktı.
- O, arkadaşlarıyla dışarı çıktı.

Mayuko salió del cuarto.

Mayuko odadan dışarı çıktı.

¿Cómo salió el plan?

Plan nasıl işleyecek?

Salió de la habitación.

O, odadan çıktı.

Salió con su perro.

O, köpeği ile birlikte dışarı çıktı.

Tom salió a almorzar.

Tom öğle yemeği için dışarı çıktı.

¿Cuándo salió del aula?

O, sınıftan ne zaman ayrıldı?

La operación salió bien.

Ameliyat iyi gitti.

Él salió corriendo desnudo.

O dışarıya çıplak koştu.

El tren salió puntual.

Tren zamanında ayrıldı.

Él salió a comer.

O, yemek yemek için dışarı gitti.

La luna ya salió.

Ay zaten çıktı.

Tomás salió del escenario.

Tom sahneye yürüdü.

Este juego salió ayer.

Bu oyun dün çıktı.

- Fue bien.
- Salió bien.

Bu iyi gitti.

Tom salió a comer.

Tom dışarıda yemek yedi.

Ella salió del restaurante.

O, restorandan çıktı.

Pero salió algo diferente.

Fakat farklı bir şey ortaya çıktı.

¿Cómo salió tu discurso?

- Konuşman nasıldı?
- Konuşman nasıl geçti?

Nadie más salió herido.

Başka hiç kimse yaralanmadı.

Ella salió de compras.

- O, alışverişe gitti.
- Alışverişe gitti.

Tom salió del hospital.

Tom hastaneden çıktı.

Sé qué salió mal.

Neyin yanlış gittiğini biliyorum.

El salto salió, había profundidad.

Atlayış işe yaradı, su yeterince derinmiş.

Pero algo salió terriblemente mal.

Ancak bir şey korkunç şekilde ters gitti.

También salió de este trabajo

bu işten de sıyrıldı

Ella salió con sus amigos.

O, arkadaşları ile birlikte ayrıldı.

Ella salió de la habitación.

O odadan dışarı çıktı.

Ella salió de acá apurada.

Buradan aceleyle ayrıldı.

Salió sin decir una palabra.

Tek kelime söylemeden gitti.

Él salió rápidamente del cuarto.

O, çabucak odadan çıktı.

Tom salió temprano del trabajo.

Tom işten erken ayrıldı.

Ella salió hacia Osaka ayer.

O, dün Osaka'ya hareket etti.

- Ella ha salido.
- Ella salió.

O dışarı gitti.

Salió sin despedirse de mí.

Bana veda etmeden gitti.

Lo lamento, algo salió mal.

Üzgünüm, bir şey yanlış gitti.

Tom salió elegido el 2010.

Tom 2010'da seçildi.

¿Cuándo salió de la sala?

O, sınıftan ne zaman ayrıldı?

Tom salió de su escondite.

Tom saklandığı yerden çıktı.

Salió desnuda de la ducha.

O, duştan çıplak çıktı.

Tom salió de su habitación.

Tom odasından dışarı çıktı.

El avión salió a tiempo.

Uçak zamanında kalktı.

Él salió de la habitación.

O, odadan çıktı.

Tom salió por la ventana.

Tom pencereden dışarı çıktı.

Tom salió de la bañera.

Tom banyodan çıktı.

Tom salió de la carcel.

Tom hapisten çıktı.

¿Cómo te salió el examen?

Testin nasıl gitti?

Parece que algo salió mal.

Bir şey yanlış gitti gibi görünüyor.

Una rana salió del agua.

Sudan bir kurbağa çıktı.

Él salió hacia Londres anteayer.

O önceki gün Londra için yola çıktı.

Ella salió a comprar comida.

O biraz yiyecek almak için dışarı çıktı.

Salió de debajo del coche.

O, arabanın altından çıktı.

Salió enfurecida de la habitación.

O, öfkeyle odadan çıktı.

Tom salió corriendo del cuarto.

Tom odasından dışarı koştu.

- Salió de la casa a las ocho.
- Salió de casa a las ocho.

Evden saat sekizde ayrıldı.

- Salió por esa puerta para no volver.
- Salió por esa puerta pero nunca volvió.
- Salió por esa puerta pero jamás volvió.

O kapıdan çıktı ve asla geri dönmedi.

- Ella salió de la habitación sin decir adiós.
- Ella salió del cuarto sin despedirse.

- Hoşça kal demeden odadan ayrıldı.
- Veda etmeden ayrıldı odadan.
- Hoşça kal demeden odayı terk etti.

Al sentir el peligro salió corriendo.

Tehlikeyi hissetti, kaçtı.

Debo averiguar exactamente qué salió mal.

Neyin yanlış gittiğini tam olarak öğrenmeliyim.

El abogado salió con su secretaria.

Avukat, sekreteriyle birlikte dışarı çıktı.

El hombre salió de la ciudad.

Adam şehirden kaçtı.

Ella salió a dar un paseo.

Yürüyüşe çıktı.

Ella salió para buscar un taxi.

O, bir taksi aramak için dışarı çıktı.

Ella salió a hacer un mandado.

O bir iş için dışarı gitti.

- Todo anduvo bien.
- Todo salió bien.

Her şey yolunda gitti.

Me entregó la carta y salió.

Bana mektubu verdi ve ayrıldı.

El gato salió de la canasta.

Benim kedi sepetten çıktı.

Tom no sabe qué salió mal.

Tom neyin yanlış gittiğini bilmiyor.

Apenas salió, se puso a llover.

O, dışarı çıkar çıkmaz, yağmur yağmaya başladı.

Toda la villa salió a recibirlo.

Tüm köy onları karşılamaya çıktı.

Tom se salió por la tangente.

Tom konuyu saptırdı.

Tom salió a tomar aire fresco.

Tom temiz hava almak için dışarı çıktı.

Ella salió a respirar aire puro.

Temiz hava almak için dışarı çıktı.