Examples of using "Síndrome" in a sentence and their turkish translations:
Tourette sendromu.
Ben huzursuz bacak sendromundan muzdaribim.
AIDS "Edinilmiş Bağışıklık Yetersizliği Sendromu" anlamına gelir.
Sonrasında Asperger sendromu, obsesif kompülsif bozukluk
adı ''takotsubo kardiyomiyopati'' veya ''kırık kalp sendromu,''
ve bu sendrom genellikle birkaç hafta içinde düzeliyor.
Bileğim ve ön kolum acıyor. Bence karpal tünel sendromunun acısını çekiyor olabilirim.
Yabancı aksan sendromu henüz açıklanamayan, hastanın anadilini daha fazla düzgün şekilde telaffuz edemeyip yabancı bir aksanla konuşmaya başlamasıyla vuku bulan tıbbi bir durumdur.
Paris sendromu bir tür kültür şokudur. Şehrin moda merkezi imgesine kapılıp Paris'te yaşamaya başlayan, sonrasında yerel adetlere ve kültüre iyi uyum sağlayamayıp, zihinsel dengesini yitiren ve depresyona yakın belirtiler gösteren yabancıları tanımlamak için kullanılan psikiyatrik bir terimdir.