Examples of using "Roto" in a sentence and their turkish translations:
Kırılmışlar.
O bozuk.
Kırık mı?
bir bütün veya kırılmış;
kırıldı bakın
Hangisi bozuldu?
Kırık değil.
ve kalbim kırık
kopması gerekmez miydi?
Kilit kırık.
Bu saat bozuk.
- Kalem kırık.
- Kalem kırılmış.
Saatim bozuldu.
Benim bıçağım kırıktır.
Kalbim kırık.
Arabam bozuk.
Dingil kırık.
Tom benden ayrıldı.
Bu masa kırık.
Gözlüğümü kırdım.
- Tom yine bir şeyleri kırmış.
- Tom yine bir şeyleri bozmuş.
Kelebek bozulmuştu.
Onun kalbi kırıktı.
O sözünü tutmadı.
Benim masa saati bozuk gibi görünüyor.
Çamaşır makinesi bozuldu.
Vazoyu kim kırdı?
Az önce bir kaburga kırdım.
Onlarla ilişkileri kopardık.
Balık akvaryumunu kim kırabilirdi?
Kız arkadaşımdan ayrıldım.
Biz ayrılmadık.
Eyvah!! Bilgisayarım bozuldu!
Hepsini parçaladı!
Bu camı kim kırdı?
Radyom bozuldu.
Çünkü beyni bozulmuştu.
Hiç gözlüğünü kırdın mı?
- Sana göre eş mi yok.
- Elini sallasan ellisi.
Asla Mary ile ilişkiyi bitirmemeliydim.
Debriyajı kırdım.
O bozuk.
Bu kırık.
Benim tırnağım kırıldı.
Onlar kırık tabak parçalarını topladılar.
Kırık bir ayna kötü şans getirir.
Tom kırık bir kalpten öldü.
Sözümü tutmadığım için beni affet.
Tom bugün Mascia'dan ayrıldı.
Camı kıran kişiyi tanıyor musun
Çocuk pencereyi kırdığını kabul etti.
Çocuk vazoyu kırdığını itiraf etti.
Pencereyi çocuk kırmış olmalı.
- Bu camı kim kırdı bilmek istiyorum.
- Bu pencereyi kim kırdı bilmek istiyorum.
- Pencereyi kimin kırdığını bilmek istiyorum.
Vazoyu kırdığını itiraf etti.
Tom kırık bir ayna parçası aldı.
Saatini çaldığını baban biliyor mu?
Sanırım kolumu kırdım.
Tom camı kırdığını inkar ediyor.
George kırık kalpli idi.
Bozuk değilse tamir etme.
gerçekten de kırık ve hasarlı bir kalpten bahsediyor olabileceğimizi kabul edersek
daha önce kalbiniz kırıldıysa,
Bu mesajı, kırık bir kalple,
Christopher bu 12 haftalık süreci atlattı;
Prusya Ordusu geri çekilir; ancak dağılmaz.
Aynasını kırdığım için beni bağışladı.
Camı kim kırdı? Gerçeği söyle.
Arabanın silindir kapağı kırıldı.
Bunu açamıyorum, çünkü anahtar bozuk.
Benim televizyon bozuk.
- Oyuncağım kırık.
- Oyuncağım bozuk.
Sözümüzde durmadığımız için beni suçladı.
Yerde kırık cam parçaları vardı.
Carol ve Will'in ayrıldığını duydum.
adı ''takotsubo kardiyomiyopati'' veya ''kırık kalp sendromu,''
Kırık bir cam parçasıyla kolunu kestikten sonra
Hani senin telefonunun şarj aleti bozuluyor
Piyano tellerinden birisi kırılmış.
Ben kolumu kırdım.
Biri bu tabağı kırdı.
O, kırık bir vazonun parçalarını bir araya getirmeye çalıştı.
Kırık bir kalbin yaralarını sadece zaman iyileştirir.
tüm bunlara daha iyi bir yol bulabiliriz.
Büyü bozuldu ve domuz, bir adama dönüştü.
- Tom kafama dizüstü bilgisayarımla vurdu. O da çatladı!
- Tom dizüstü bilgisayarımla kafama vurdu. O şimdi çatlak!
Bozuk bir saat bile günde iki kez doğrudur..
Buzdolabımız bozuldu.
Bu bozuk.
sistemin ne kadar bozuk olduğunu ve kritik kararlar için ne kadar az veri
O iki kez sözünden döndükten sonra ona hâlâ güveniyor musun?
Tom az önce terk edildi.
Kütüphanedeki sessizlik bir cep telefonunun çalmasıyla bozuldu.
Kulağına küpe olsun!