Examples of using "Escucha" in a sentence and their turkish translations:
Herhangi biri dinlemiyor mu?
Dinleyin!
Dinle...
- Kapa çeneni de dinle.
- Kapa çeneni ve dinle.
- Sus ve dinle.
Şunu dinle!
Hiç kimse dinlemiyor.
Yakından dinleyin.
Tom dinler.
O beni dinlemiyor.
O beni dinlemez.
Anlarsın işte, beni hiç dinlemiyor
Dedim ki "Dinle yabancı"
Kimse beni dinlemezdi.
Kapa çeneni de dinle!
O onu dinler.
Dinle, oğlum!
Tom'u dinle.
Şarkıyı dinle!
- O dinlemiyor.
- O dinlemez.
Tom jazz dinler.
Eğer istersen dinle.
Onun nasıl horladığını dinle.
Tom asla dinlemez.
Radyoyu dinle.
Tamam, dinleyin.
sesimi duyan var mı?
Dinlemeye devam.
O, dini müzik dinler.
Anneni dinle.
- Beni duyabiliyor musun?
- Sesimi alıyor musun?
- Sesim geliyor mu?
Tom CNN dinler.
Tom beni dinlemez.
Kalbini dinle.
Tom, Mary'yi dinliyor.
O onu dinlemez.
Tom tavsiye dinlemez.
Tom sadece internete kopyalanan yayınları dinler.
Kimse bir sineği dinlemez.
Tom, Mary'yi asla dinlemez.
- Bir süre kalıp dinleyin!
- Bir süre kal ve dinle.
Tom hiç kimseyi dinlemez.
Lütfen çok dikkatli dinle.
Tom dinliyor.
- Karını dinle Tom.
- Karına kulak ver Tom.
Ben konuşurken lütfen sessiz ol ve beni dinle.
Konuşmayı bırak ve dinle.
O beni dinlemez bile.
Babam klâsik müzik dinler.
Söylediğimi dikkatlice dinle.
- Kimse dinlemiyor.
- Hiç kimse dinlemiyor.
Beni duyuyor musun?
Tom sadece punk rock dinler.
Tom hemen hemen hiç radyo dinlemez.
Dinle!
Artık kimse bizi dinlemiyor gibi görünüyor.
Dinle, o ne söylediğini bilmiyor.
- Dinle ve bir şey öğrenebilirsin.
- Dinle ki bir şey öğrenebilesin.
Dikkatlice dinle.
Söylemek zorunda olduğum şeyi dinle.
Neden Tom beni dinlemeyecek?
Yakından dinle ve kesintiye uğratma.
O ebeveynlerini dinlemez.
- Öğretmenlerini dinlemez.
- Öğretmenlerini dinlemiyor.
O, ebeveynlerini dinlemez.
O, öğretmeni dinlemez.
Tom ebeveynlerini dinlemek istemiyor.
Lütfen söylediğimi dikkatlice dinle.
Benim tavsiyemi dinleyin. Geri dönmek için hazır olun.
Dinle! Favori müziğimi çalıyorlar.
Size söylediklerimi iyi dinleyin.
Tom kahvaltı yaparken radyo dinler.
O söylemeye çalıştığım şeyi asla dinlemez.
Tom ne tür müzik dinler?
- O onu dinler.
- O onu dinliyor.
Dinle, o ne dediğini bilmiyor.
O, her zaman haberleri radyoda dinler.
Hükümet sonunda insanları dinliyor.
Konuşmayı bırakın ve müziği dinleyin.
Dikkatlice dinle ve yapmanı söylediğim şeyi yap.
O hiç müzik dinlemez.
Lütfen söylemek zorunda olduğum şeyi dinle.
Erkek kardeşim ambient denilen bir müzik türünü dinler.