Translation of "Refugiados" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Refugiados" in a sentence and their turkish translations:

Como, lamentablemente, los campos de refugiados,

ne yazık ki mülteci kampları, Mumbai'nin kenar mahalleleri,

Los refugiados lucharon contra el hambre.

Mülteciler açlığa karşı mücadele ettiler.

Los refugiados en África buscan ayuda.

Afrikadaki mülteciler yardım arıyorlar.

Y miles y miles de otros refugiados

ve her türden eziyet ve işkenceden kaçan

Pero incluyendo migrantes económicos y refugiados climáticos.

yasalarımızdan tüm insanların insanlık onuruna saygılı olmasını talep etmeliyiz.

El campo de refugiados es una pesadilla.

Bir mülteci kampı kabustur.

Los refugiados supervivientes aspiraban a la libertad.

Hayatta kalan mültecilerin özgürlük gözünde tütüyor.

Pero también afectan a otros tipos de refugiados.

ama bu diğer mültecileri de etkiliyor.

El barco estaba lleno de refugiados de Cuba.

O tekne Kübalı mültecilerle doluydu.

Los refugiados huyeron por poco de la muerte.

Mülteciler ölümden kıl payı kurtuldular.

Dadaab es un campo de refugiados en Kenia.

Dadaab, Kenya'daki bir mülteci kampıdır.

Porque evitará que más refugiados lleguen a nuestras fronteras.

sınırımıza gelmesini engelleyeceğine inandırmaya çalışıyor.

Cada vez más, también me encuentro con refugiados climáticos.

Sayıları giderek artan iklim mültecileri de görüyorum.

Especialmente los refugiados que buscan ayuda en nuestras fronteras,

sınırlarımızda yardım arayan mülteciler olmak üzere

La inequidad de los ingresos, los refugiados, el racismo.

gelir eşitsizliği, mülteci sorunu, ırkçılık gibi konularda

E incluso crisis políticas lleva a crisis de refugiados.

ve hatta mülteci krizlerine yol açan politik krizleri...

Él donó $10,000 a un fondo para los refugiados.

O, mülteci fonuna 10.000 dolar bağışladı.

Se les entregó comida y mantas a los refugiados.

Yiyecekler ve battaniyeler mültecilere verildi.

Turquía tiene la mayor población de refugiados del mundo.

- Dünyanın en büyük mülteci nüfusu Türkiye'de.
- Türkiye dünyanın en büyük sığınmacı nüfusuna sahiptir.

Los refugiados se sintieron seguros en su nuevo país.

Mülteciler yeni ülkelerinde güvenli hissetti.

El resultado es que EE. UU. frecuentemente deporta a refugiados.

Sonuç şu; ABD çoğu kez mültecileri sınır dışı edip

Las condiciones sanitarias en los campamentos de refugiados eran horribles.

Mülteci kamplarındaki sağlık koşulları çok kötüydü.

La embajada les negó el asilo político a los refugiados extranjeros.

Elçilik, yabancı mültecilere siyasi sığınmayı reddetti.

La Convención de Refugiados fue creada después de la Segunda Guerra Mundial.

Mülteci Sözleşmesi, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra,