Examples of using "Pudiera" in a sentence and their turkish translations:
Keşke uçabilsem!
Keşke sana yardım edebilsem.
Keşke onu tekrar görebilsem.
Keşke iyi şarkı söyleyebilsem.
Keşke Fransızca konuşabilsem.
Keşke İngilizce konuşabilsem.
- Keşke yapabilsem.
- Keşke yapabilsem!
Keşke uçabilsem!
- Yapabilsem yaparım.
- Yapabilsem yapardım.
Keşke onu görebilsem.
Keşke daha fazlasını yapabilsem.
Keşke kayak yapmaya gidebilsem.
Bir dileğim olabilseydi, kaybolan zamanı telafi edebilmeyi isterdim.
Keşke konsere gidebilsem.
Eğer Tom bize yardım edebilseydi, ederdi.
Eğer yapabilseydim, burada olmazdım.
Keşke bir motosiklet alabilsem.
Keşke Japonya'ya gidebilsem.
Keşke bugün seninle gidebilsem.
Keşke bu işi nasıl yapacağımı anlayabilsem.
Hiç kimsenin ona yardım edememesine kızgınım.
Keşke her gün dans edebilsem.
Keşke bir kuş gibi uçabilsem.
Keşke seninle daha fazla zaman harcayabilsem.
Bunu daha iyi açıklayamam. Keşke açıklayabilseydim.
Onun onu yapabileceğine inanmıyorum.
Onun ölebileceğinden korktum.
Keşke zamanında dönebilsem.
Tom'un bize yardım edebilip edemeyeceğini merak ediyorum.
Kalabilirsem kalırım.
- Onun duygularını incitmekten korkuyordum.
- Onun hislerini incitebilmekten korkuyordum.
ve kendilerini vermeleri istendi.
Keşke söyleyecek bir şey düşünebilsem.
Onun hakkında yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Keşke seni hafta sonlarında görebilsem.
Keşke Tom'u tekrar görebilsem.
Keşke daha sık biftek yiyebilsem.
Keşke yardım edebilsem.
Onunla gidemediğim için üzgünüm.
Ona elimden gelenin en iyisini yapacağımı söyledim.
Keşke Tom burada bizimle olabilse.
Keşke Tom hakkında düşünmeyi bırakabilsem.
Keşke DVD'ye nasıl kayıt yapılacağını bilebilsem.
Keşke Tom daha uzun süre kalabilseydi.
sadece deride kaydırarak gizlice DNA toplayabilen
Onu kızdıracak bir şey söylemedi.
Kaçamasın diye onu bağladık.
Erken çıktım böylece iyi bir koltuk alabildim.
Tom pişman olacağı bir şey yapmak istemedi.
Ben bir şey söyleyemeden telefonu kapattı.
Onun duygularının incinebileceğinden korkuyordum.
Bizimle gelebilirsen mutlu oluruz.
Daha fazla yardımcı olamadığım için üzgünüm.
Keşke sadece sana geri ödeyebileceğim bir yol olsa.
Eğer yapabilsem, kafesli kuşların özgürce uçmasına izin veririm.
Keşke ailemle daha fazla zaman geçirebilsem.
Keşke daha fazlasını yapabilsem.
Beklentilerine göre yaşayamadığım için üzgünüm.
- Eğer sana marshmallow gönderebilseydim, Trang, yapabilecektim.
- Sana bir hatmi gönderebilirsem, Trang, gönderirim.
Tom Mary'nin Fransızca konuşabileceğini bilmiyordu.
On dil konuşabilsem, çok güzel olur!
o gösteriyi yapmamın bir yolu olmazdı.
Onun geçebilmesi için kenara çekildim.
Birinin Tom'u durdurmuş olabileceğini sanmıyorum.
Keşke dünyadaki her bireyle konuşabilsem.
Tom bana yardım etmek için yapabileceği her şeyi yapmak için söz verdi.
Tom Mary'nin o kadar iyi şarkı söyleyebildiğini bilmiyordu.
Tom'un birini öldürebileceğine inanmak zor.
Böylece çok yetenekli bir kadın liderliğe adım atabilecekti.
belki bitin de sırtına binebilecek olsa ona da binerdi ama
insanlar darbeden kaçmadığını görebilsinler.
Gençken, okuyabildiğim kadar fazla kitap okumayı denedim.
Karının gelememesi berbat bir utanç.
Eğer sana yardım etmek iseseydi, her şeyden önce sana gelebilirdi.
Herkes beni duyabilsin diye yüksek sesle konuştum.
Yardım etmek istedim ama yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Keşke Japonya'ya gidebilsem.
Keşke bugün seninle gidebilsem.
O, hiç kimse onu tanımasın diye bir maske taktı.
Tom Mary'nin bu kadar aptal olabileceğine inanamadı.
Kimse bizi görmesin diye bir çalının arkasına saklandık.
Eğer öyle olabilseydim...
Flash programı olsaydı, iPad daha iyi bir ürün olurdu.
Tom Mary'nin fikrini değiştirebileceğinden korkuyordu.
Keşke bu tür davranışların az görüldüğünü söyleyebilsem.
Eğer tekrar yaşasam bir müzisyen olmak isterim.
Tom'un partimize gelememesi ne kadar kötü.
Keşke şimdi biraz çikolatalı dondurma yiyebilsem.
Herhangi bir Kuzey Amerika şehrini ziyaret edebilirsem, bu, San Francisco, California olurdu.
Seninle altı saat yalnız geçirmeye katlanabileceğimi sanmıyorum.
Tom Mary'nin arpı o kadar çok iyi çalacağını beklemiyordu.
Tom memlekette evi arayabileceği bir yer istedi.
Mary'ye yardım etmek için Tom'un yapabileceği bir şey yoktu.
Buz yürümem için yeterince kalındı.
Alfabeyi yeniden düzenleyebilseydim, U ve I'ı birlikte koyardım.
Tom helikopter uçurabilecek birini tanımadığını söyledi.
Keşke kızımı bir Ivy League üniversitesine gönderecek gücüm olsa.