Translation of "Verla" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Verla" in a sentence and their turkish translations:

- Me gustaría verla.
- Quiero verla.

Onu görmek istiyorum.

- Espero verla.
- Espero poder verla.

Onu göreceğimi umuyorum.

Espero verla.

Onu göreceğimi umuyorum.

Puedo verla.

Onu görebilirim.

Quiero verla.

Onu görmek istiyorum.

- Me alegra verla.
- Estoy contento de verla.

- Onunla görüşebildiğim için mutluyum.
- Onu gördüğüme memnun oldum.

- ¿Tanto deseas verla?
- ¿Tienes muchas ganas de verla?

Onu görmeyi çok istiyor musun?

¿Tanto deseas verla?

Onu görmeyi çok istiyor musun?

¿Te gustaría verla?

Onu görmek ister misin?

No pueden verla.

Onlar onu göremez.

- Jamás volveré a verla.
- No volveré a verla nunca.

Onu asla tekrar görmeyeceğim.

- Iré a verla mañana.
- Mañana voy a ir a verla.

Yarın onunla görüşeceğim.

Ya no puedo verla.

Şimdi de onu göremiyorum.

Me gusta verla desvestirse.

Onun soyunmasını izlemeyi seviyorum.

Me alegré de verla.

Onu gördüğüme memnun oldum.

Sin embargo, quiero verla.

Yine de onu görmek istiyorum.

Esperaba volver a verla.

Onu tekrar göreceğimi umuyordum.

Iré a verla mañana.

Onu yarın görmeye gideceğim.

Al verla, se enrojeció.

Onu görünce kızardı.

Me gustaría volver a verla.

Onu tekrar görmek istiyorum.

No volveré a verla nunca.

Onu asla tekrar görmeyeceğim.

Fui a verla con gran entusiasmo,

Büyük bir hayranlıkla baş rahibenin yanına gittiğimde

Verla como mujer porque es mujer

Onu bir kadın olduğu için küçük gören

No podemos verla con nuestros ojos,

Bu şeyi gözle göremiyoruz,

Al llegar allí, fue a verla.

Oraya varınca, onu görmeye gitti.

Estaba feliz de verla de nuevo.

Onu tekrar gördüğüm için mutluydum.

Fue a verla el otro día.

O, geçen gün onu görmeye gitti.

- Acabo de verlo.
- Acabo de verla.

Ben şimdi onu gördüm.

- ¡Tengo que verlo!
- ¡Tengo que verla!

Onu görmek zorundayım!

Me muero por volver a verla.

Onu tekrar görmeye ölüyorum.

- Apenas puedo verlo.
- Apenas consigo verla.

Onu güçlükle görüyorum.

- Me gustaría verla.
- Me gustaría verlo

Onu görmek istiyorum.

- Me gustaría verlo.
- Me gustaría verla.

Ben onu görmek istiyorum.

Dijiste que iba a poder verla.

Onu görebileceğimi söyledin.

- Tom quería verlo.
- Tom quería verla.

Tom onu görmek istiyordu.

Entonces, ¿cómo se las arregla para verla?

peki bunu nasıl başarıyor ona bir bakalı

El amor es verla en tus sueños.

- Aşk onu rüyalarında görmektir.
- Aşk, onu rüyalarında görmektir.

¿Por qué no nos pasamos a verla?

Onu görmek için niçin uğramıyoruz.

- Habría querido verla.
- Ojalá la hubiera visto.

Keşke onu görseydim.

Amar es verla hasta en tus sueños.

Aşk rüyalarında bile onu görmektir.

Pretendía verla antes de salir del pueblo.

O, kasabadan ayrılmadan önce onu görmeyi umuyordu.

- No podía soportar verla.
- No podría soportar mirarla.

Ona bakmaya dayanamadım.

- Fui allí para verla.
- Fui allí para verlo.

Oraya onu görmek için gittim.

Él estaba decidido a no verla otra vez.

Bir daha onunla buluşmamaya karar verdi.

Me gustaría verla antes de partir a Europa.

Avrupa'ya gitmeden önce seni görmek istiyorum.

Ella se alegrará de saber que quieres verla.

O onu görmek istediğini bildiğine mutlu olacak.

Nada más llegar al pueblo, fue derecho a verla.

O, kasabaya vardığında doğruca onu görmeye gitti.

Él iba a verla al hospital cada dos días.

Günaşırı onu hastanede görmeye gitti.

- Espero verte mañana.
- Espero verlo mañana.
- Espero verla mañana.

Seni yarın görmeyi umuyorum.

Se me partió el corazón al verla pidiendo comida.

Onu yiyecek için yalvarmasını görmek kalbimi kırdı.

Tom podía oír a Mary, pero no podía verla.

Tom Mary'yi duyabiliyordu, ama onu göremiyordu.

Así que nuestra cámara no puede verla de forma directa.

Yani bizim kamera sistemimiz aslında bunu doğrudan görüyor.

- ¿Tienes muchas ganas de verla?
- ¿Tienes muchas ganas de verlo?

Onu görmeyi çok istiyor musun?

Ahora veo a la vida diferente de como solía verla.

Ben şimdi hayata eskisinden daha farklı bakıyorum.

He visto varias veces la película, pero me gustaría verla de nuevo.

Filmi defalarca gördüm ama tekrar görmek isterim.

- Espero volver a verla.
- Espero volver a verlo.
- Espero volver a verle.

Onu tekrar görmeyi umuyorum.

Aún a pesar de que ya vi esta película, decidí verla otra vez.

Bu filmi önceden izlememe rağmen, onu tekrar izlemeye karar verdim.

- No tengo ganas de reunirme con ella ahora.
- No tengo ganas de verla ahora.

Şimdi canım onunla karşılaşmak istemiyor.

Un día la vida pasará ante tus ojos. Asegúrate de que merece la pena verla.

Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer.

- Ojalá pudiera volver a verle.
- Ojalá pudiera volver a verla.
- Ojalá pudiera volver a verlo.

Keşke onu tekrar görebilsem.

- No quiero verte.
- No quiero verlo.
- No quiero verlos.
- No quiero verla.
- No quiero veros.
- No los quiero ver.
- No te quiero ver.

Seni görmek istemiyorum.

Abra una imagen y seleccione un diseño para la imagen. Pulse en "Abrir" para abrir la imagen. Pulse en "Salir" para salir del programa. La característica "diseño de la imagen" le permite verla en cualquier diseño.

Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için "Aç"a tıklatın. Programdan çıkmak için "Çıkış"ı tıklatın. "Resim Düzeni" özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.