Examples of using "Preocupación" in a sentence and their turkish translations:
O benim yegane kaygım.
Tam olarak endişen nedir?
En büyük endişem bu.
İlgin için teşekkür ederim.
Benim endişeme gelince,
Benim öncelikli ilgim sizin güvenliğinizdir.
Endişe onun sağlığını etkiledi.
Üzüntüsünü gülümsemeyle gizledi.
Evladın var mı, derdin var.
Gelecekle ilgili endişeler yüzünden ikisi de çocuk istemiyorlar.
bir fikir kökleşmeye başladı.
Fakat Kartacalı generalin endişelenmek için sebepleri vardı.
birbirimize duyduğumuz tanımlanamayan ilgi ile açıklanabilir.
İş güvenliği büyük bir endişe haline geldi.
Yine de Pentagon bu teknolojiyle ilgili endişe duymasına rağmen,
Bu ağı yaratmaktaki ikinci motivasyonum endişeydi.
Bu ürün güvenlik için en yüksek kaygı ile tasarlanmıştır.
Tom Mary'ye endişeli şekilde baktı.
O beni hiç endişelendirmiyor.