Translation of "Seguridad" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Seguridad" in a sentence and their turkish translations:

- ¡Llama a seguridad!
- ¡Llamen a seguridad!
- ¡Llamad a seguridad!

Güvenliği ara!

Cinturones de seguridad.

Emniyet kemerlerini.

- ¿Hay alguna actualización de la seguridad?
- ¿Hay actualizaciones de seguridad?

Herhangi bir güvenlik güncellemesi var mı?

No necesitan seguridad psicológica.

psikolojik güvene ihtiyacın yok.

Una mayor seguridad financiera,

daha güçlü bir ekonomik güvenlik,

Calor, comida y seguridad.

Sıcaklık, yiyecek... ...ve güvenlik.

Quisiera saberlo con seguridad.

Kesinlikle bilmek istiyorum.

¿Puedes garantizar nuestra seguridad?

Güvenliğimizi garanti edebilir misin?

Lo sé con seguridad.

Bunu kesinlikle biliyorum.

La seguridad finalmente intervino.

Güvenlik sonunda müdahale etti.

He llamado a seguridad.

Güvenliği aradım.

Tolerancia cultural, seguridad cultural,

kültürel hoşgörü, kültürel güvenlik,

Me preocupa tu seguridad.

Güvenliğiniz hakkında endişeleniyorum.

- Ella está preocupada por tu seguridad.
- Está preocupada por su seguridad.

Güvenliğin için endişeli.

- La seguridad es nuestra prioridad.
- La seguridad es nuestra primera prioridad.

Güvenlik, bir numaralı önceliğimiz.

Dignidad humana y seguridad pública.

insanlar ile de ilgileniyoruz.

Ataré otra cuerda por seguridad.

Güvenlik için bir ip daha bağlayacağım. Tamam.

seguridad al más alto nivel

güvenliği en üst düzeyde

Está preocupada por tu seguridad.

O senin güvenliğin hakkında endişeleniyor.

Estoy preocupado por su seguridad.

Onun güvenliği için endişeleniyorum.

Es por tu propia seguridad.

Bu senin kendi güvenliğin için.

Tom tendrá éxito con seguridad.

Tom kesinlikle başarılı olacak.

Tenemos una brecha de seguridad.

Bir güvenlik ihlâlimiz var.

Nadie lo sabe con seguridad.

Hiç kimse kesin olarak bilemez.

La seguridad es una ilusión.

Güvenlik, bir illüzyondur.

La prueba es que la Institución de Seguridad Social significa Institución de Seguridad Social.

Kanıtım da SGKnın açılımının Sosyal Güvenlik Kurumu olmasıdır

- Tom se puso su cinturón de seguridad.
- Tom se apretó el cinturón de seguridad.

Tom emniyet kemerini taktı.

Esto crea más seguridad para hablar.

Bu fikir belirtmek için güvenli ortam sağlar.

Es absolutamente vital tener seguridad psicológica.

psikolojik güven ortamı olması son derece elzemdir.

Pasaba por el control de seguridad

güvenlik kontrolünden geçerdim

Un sentido peligrosamente falso de seguridad.

tehlikeli ve aldatıcı bir güvenlik hissi bu.

El polluelo puede alimentarse con seguridad.

Yavru, güven içinde beslenebilir.

La seguridad es lo más importante.

Güvenlik en önemli şeydir.

No sé con seguridad cuando volverá.

Onun ne zaman döneceğini kesin olarak bilmiyorum.

Estaba muy preocupado por tu seguridad.

Sizin güvenliğiniz için çok endişeliydim.

Quiero alquilar una caja de seguridad.

Güvenli bir kiralık kasa kiralamak istiyorum.

Ella está preocupada por su seguridad.

O, onun güvenliği hakkında endişelidir.

Sólo estoy preocupado con tu seguridad.

Ben sadece güvenliğiniz hakkında endişeliyim.

Tom hizo una copia de seguridad.

Tom verisini yedekledi.

¿Alguien puede llamar a la seguridad?

Birisi güvenliği arayabilir mi?

Mi preocupación principal es tu seguridad.

Benim öncelikli ilgim sizin güvenliğinizdir.

Temo por la seguridad de Tom.

Tom'un güvenliği için endişe ediyorum.

Déjame tranquila o llamaré a seguridad.

Beni yalnız bırak yoksa güvenliği çağıracağım.

Ella se preocupa por su seguridad.

O, onun güvenliği hakkında endişelidir.

Nuestras cámaras de seguridad son falsas.

Bizim güvenlik kameraları sahte.

De hecho, cuando hablo de seguridad psicológica,

Aslında psikolojik güven ortamından bahsederken

La escuela crea un lugar de seguridad.

Okul güvenli bir alan oluşturur.

Los cachorros buscan seguridad en la cantidad.

Genç yavrular birlik olarak yol almaya çalışıyor.

Ajústate el cinturón de seguridad cuando conduzcas.

Araba kullanırken emniyet kemerinizi bağlayın.

Un cortafuegos garantiza su seguridad en Internet.

Güvenlik duvarı, internette güvenliğinizi garanti eder.

Soy responsable de la seguridad de Tom.

Tom'un güvenliğinden sorumluyum.

Tom se quitó sus gafas de seguridad.

Tom koruyucu gözlüğünü çıkardı.

Tom se disfrazó de guardia de seguridad.

- Tom bir güvenlik görevlisi olarak kimliğini gizledi.
- Tom kendini bir güvenlik görevlisi olarak gizledi.

Los conductores deben usar cinturón de seguridad.

Sürücüler emniyet kemerleri takmalılar.

¿Nos importa la economía o la seguridad nacional?

Ekonomiyi ya da ulusal güvenliği önemsiyor muyuz?

Ninguno quiere dejar la seguridad de la bandada.

Hiçbiri sürünün güvenli ortamını bırakmak istemez.

Tal vez por una instintiva razón de seguridad.

Belki de güdüsel olarak güvenlik arayışına girdiğimizden.

Dijo que parecía una prisión de mínima seguridad.

Bunun küçük bir güvenlik zindanı gibi göründüğünü söyledi.

La desconfianza es la madre de la seguridad.

Güvensizlik güvenliğin anasıdır.

No te quedes ahí parado. ¡Llama a Seguridad!

Orada durma. Güvenliği ara.

Deberías ponerle más atención a tu propia seguridad.

Kendi güvenliğine daha fazla dikkat etmelisin.

¿Por qué Tom nunca usa gafas de seguridad?

Tom neden koruyucu gözlük takmıyor?

La sensación de seguridad es el peor enemigo.

Güvenlik en büyük düşmandır.

- No estoy seguro.
- No lo sé con seguridad.

Kesin olarak bilmiyorum.

Le aconsejó que abrochara su cinturón de seguridad.

O ona emniyet kemerini bağlamasını tavsiye etti.

Tom no sabía con seguridad dónde debía ir.

Tom nereye gitmesi gerektiğini kesin olarak bilmiyordu.

Tom no sabe con seguridad cuándo llegará María.

Tom Mary'nin ne zaman varacağını kesin olarak bilmiyor.

La privacidad no es el enemigo de la seguridad.

Mahremiyet, güvenliğin düşmanı değil.

O evadir ningún tipo de seguridad para hacer esto.

ya da herhangi bir güvenlik engelini aşmaya.

Ahora su seguridad depende del oído y del olfato.

Güvenlikleri artık duymalarına ve koku almalarına bağlı.

Nuestro edificio ha tomado todas las precauciones de seguridad

binamız sağlam bütün güvenlik önlemlerini almışız

Sabes que en Europa hay una medida de seguridad

Avrupada biliyosunuz öyle bir güvenlik önlemi varki

La seguridad laboral se convirtió en una preocupación importante.

İş güvenliği büyük bir endişe haline geldi.

Ella guarda sus ahorros en el banco por seguridad.

Güvenlik için kadın, değerli şeylerini bankada sakladı.

Estoy muy preocupado por la seguridad de mi hijo.

Oğlumun güvenliği hakkında çok endişeliyim.

Después del atentado, las medidas de seguridad fueron reforzadas.

Suikasttan sonra güvenlik önlemleri arttırıldı.

Él trabaja como guardia de seguridad en un almacén.

Bir depoda güvenlik görevlisi olarak çalışıyor.

Ningún sistema de seguridad es a prueba de fallos.

Hiçbir güvenlik sistemi güvenli değildir.

Contacten a sus líderes locales, a las fuerzas de seguridad

Yerel önderlerinize, kanun uygulayıcılarınıza

Parece suficientemente profundo, pero nunca hay un 100 % de seguridad.

Evet, su yeterince derin görünüyor, ama asla yüzde 100 emin olamazsınız.

Pero ¿hemos sido llevados a un falso sentido de seguridad?

Peki sahte bir güven duygusuna kapıldık mı?

La seguridad está a 100 metros del borde del acantilado.

Güvenlik için uçurumun kenarından 100 metre aşağı inmeleri gerek.

- No lo sé exactamente todavía.
- Todavía no sé con seguridad.

Henüz kesin olarak bilmiyorum.

Si quieres seguridad en tu vejez, empieza a ahorrar ya.

Yaşlandığında güvenlik istiyorsan, şimdi biriktirmeye başla.

Permanezcan en sus asientos con sus cinturones de seguridad abrochados.

Emniyet kemerleriniz bağlı şekilde koltuklarınızda kalın.

Tienen que abrochar sus cinturones de seguridad durante el despegue.

Uçuş boyunca emniyet kemerlerinizi bağlamış olmalısınız.

Tom no sabía con seguridad cuánto costaría el nuevo ordenador.

Tom yeni bilgisayarın ne kadara mal olacağını kesin olarak bilmiyordu.

Fumar cigarrillos puede ser perjudicial, pero con seguridad queda bien.

Sigara dumanı sağlıksız olabilir ama tabii ki güzel görünüyor.

Con la seguridad de que EE. UU. no iba a castigarlo.

ve aslında biliyorduk ki Amerika onu cezalandırmayacaktı.

Los acantilados brindan algo de seguridad. Pero ella se quedó atrás.

Sarp kayalıklar biraz güvenlik sağlıyor. Ama bu kız geride kalıyor.

El conductor nos dijo que nos abrochemos el cinturón de seguridad.

Sürücü bize emniyet kemerlerimizi bağlamamızıı tavsiye etti.

Las personas que conducen coches deben ponerse el cinturón de seguridad.

Araba kullanan insanlar emniyet kemeri takmalılar.

Eso sería un acto deliberado para mantener su propia seguridad y supervivencia.

Kendi can güvenliğini garantiye almak için bunları kasıtlı olarak yapar.