Examples of using "Poca" in a sentence and their turkish translations:
Bizim biraz suyumuz vardı.
- Biraz umut var.
- Pek az umut var.
Biraz su kaldı.
Az sayıda kişi onu nasıl yapacağını biliyor.
Bu kış çok az kar olacak.
Öğretmenlikte çok az deneyime sahiptir.
Onlar güvenilmez.
Az sayıda kişi onu nasıl yapacağını biliyor.
Çok az insan dilimi konuşuyor.
ancak çok az insan var.
Düşük ışıkta çekim yapan kameralarsa...
Geçen ay az yağmur yağdı.
Sahilde az sayıda kişi vardı.
Birkaç kişi konferansa geldi.
Sözlerime biraz önem verdiler.
Gerçek anlamı birkaç kişi biliyor.
Çok az sayıda kişi derse geldi.
Kahvende çok az su var.
Çok az sayıda insan adada yaşıyor.
Buzdolabında çok az yiyecek var.
Bu kuyuda çok az su var.
Bu kış çok az kar vardı.
Bardakta biraz süt var.
Zemine çok az ay ışığı ulaşır.
Ama düşük ışıkta görmeye ayarlı kameralar...
Bugünlerde az sayıda kişi beni ziyaret eder.
Hayatta olduklarına dair biraz ümit var.
Bardakta çok az su kaldı.
Mahremiyetle alakalı en ufak bir beklenti yoktu.
Küçülen Ay, çok az ışık anlamına gelir.
Yoğun şekilde iç içe geçmiş ağaçların arasında pek esinti yok.
Çok fazla aksiyon içermeyen filmlerde hep sıkılırım.
Ne biliyorsam ona söyledim.
Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bu donuk dünyayı bize gösteriyor.
Evet, suyum bu kadar azalmışken oraya gidecek olmak beni geriyor.
düşük enerjili bir adamın asla Amerika'yı yönetemeyeceğini
O günlerde çok az sayıda kişi yurtdışına seyahat edebiliyordu.
Batarya zayıf.
Ölümden çok az insan korkmaz.
Zengin ülkelerde, çok az sayıda insan açlıktan ölüyor.
Tom bıraktığı az miktarda yiyeceği yedi.
Düşük ışığa duyarlı kameralar Mumbai sokaklarında kol gezen...
Yoksa az suyumuz kaldığını ve bunu doldurmam gerektiğini kabul edip
Çok az sayıda insan bir yabancı dili mükemmel şekilde konuşabilir.
Genç yaşına rağmen çok iyi bir iş yaptı.
Birincisi, etnik gruplara ait kişilerle
Dokunacak mesafeye geliyorlar ki... ...bir kez daha tehlike ortaya çıkıyor.
Çok az kazanma şansımız var.
Pek çok alanda, az yiyecek vardı ve halk açtı.
Böyle şeyler nadiren başıma gelir.
Çok az sayıda insan "hipster" kelimesinin ne anlama geldiğini biliyor.
Gözlerinde bulunan yansıtıcı katman çok az olan ışığı kuvvetlendirir.
Erkeklerin neden intihar ettikleri üzerine çok az araştırma var
Gözlerinde bulunan aynaya benzer hücreler var olan düşük ışığı kuvvetlendiriyor.
Ama düşük ışıkta çalışan kameralar farklı bir yaklaşımı olan bir türü ortaya çıkarıyor.
Gecenin bir yarısı. Düşük ışığa duyarlı kameralar çarpıcı bir görüntü yakalıyor.
Güzel bir gündü ama parkta çok az kişi vardı.
Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bir anne kutup ayısı ile iki yavrusunu tespit ediyor.
Bana verdiğin bilgi az kullanılır.
- Az sayıda kişi yüz yaşına kadar yaşar.
- Çok az kişi yüz yaşına kadar yaşıyor.
Sanırım bir ehliyet almada çok az zorluk çekiyorsun.