Translation of "Confianza" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Confianza" in a sentence and their turkish translations:

- Abusó de mi confianza.
- Traicionó mi confianza.

O benim güvenime ihanet etti.

Una confianza increíble,

inanılmaz bir öz güven...

Le falta confianza.

O güvenden yoksundur.

Tom tenía confianza.

Tom kendinden emindi.

- Te tengo mucha confianza.
- Tengo mucha confianza en vos.

Sana çok güveniyorum.

Ella traicionó su confianza.

Onun güvenine ihanet etti.

La confianza se gana.

Güven kazanılır.

Abusó de mi confianza.

Benim güvenimi suistimal etti.

Tom perdió su confianza.

Tom onların güvenini kaybetti.

Construye confianza, borra tensión

Güven inşa eder, gerilimi dağıtır

Arriesgas perder mi confianza.

Sen benim güvenimi kaybetmeyi göze alıyorsun.

Acerca de la confianza mutua

birbirlerine olan güveni konusunda ise

confianza en nuestros medios informativos.

ve haber kaynaklarımıza.

No pierdas la confianza, Mike.

Güvenini kaybetme, Mike.

Tengo absoluta confianza en él.

Ona mutlak güvenim var.

Él abusó de mi confianza.

Güvenimi kötüye kullandı.

Ellos son de poca confianza.

Onlar güvenilmez.

Perdí mi confianza en él.

Ona olan güvenimi kaybettim.

Tengo plena confianza en Tom.

Tom'a tam bir güvenim var.

La amistad exige confianza mutua.

Dostluk karşılıklı güven gerektirir.

No abuses de mi confianza.

Benim güvenimi istismar etme.

Argelia merece confianza y apoyo.

Cezayir güveni ve desteği hak ediyor.

Tengo confianza en mi capacidad.

Yeteneğime güveniyorum.

Le digo esto en confianza.

Bunu sana sır olarak söylüyorum.

Fue una reunión de confianza.

- Resmi olmayan bir toplantıydı.
- Gayri resmî bir toplantıydı.

He perdido toda mi confianza.

Tüm özgüvenimi kaybettim.

Tengo confianza en mis capacidades.

- Ben yeteneklerime güveniyorum.
- Benim yeteneklerime güvenim var.

Era un amigo de confianza.

O güvenilir bir arkadaştı.

Ten confianza en ti mismo.

Kendine güven.

Tom abusó de mi confianza.

Tom benim güvenimi kötüye kullandı.

Y tengamos la confianza para decirlo.

ve bunu söyleme cesaretiniz olur.

Esto ayudaría mucho a generar confianza.

güven ortamından bahsedebilirdik.

Porque las mujeres tienen confianza infinita

Çünkü kadınlara sonsuz bir güveni vardır

Nuestra sociedad depende de la confianza:

Toplumumuz güvene dayanıyor:

De la confianza en sí mismo.

O dingin öz güvenini

Él tiene confianza en su capacidad.

O, yeteneğinden emindir.

Recuerda que aún tienes mi confianza.

Unutma hâlâ benim güvenime sahipsin.

John tiene confianza en su capacidad.

John'ın yeteneğine güveni var.

Tom tiene confianza en su capacidad.

Tom yeteneğinden emin.

Tengo plena confianza en sus capacidades.

Senin yeteneklerine tam güvenim var.

He perdido la confianza en usted.

Sana olan güvenimi kaybettim.

Él ha abusado de nuestra confianza.

Bizim güvenimizi istismar etti.

Tom traicionó la confianza de Mary.

Tom Mary'nin güvenine ihanet etti.

- Tom es trabajador y digno de confianza.
- Tom es muy trabajador y digno de confianza.

Tom çalışkan ve güvenilir.

Para entrar en confianza y sentirse cómodos.

Böylece onlara güveniyorlar ve güvende hissediyorlardı.

Un colega de confianza en el terreno

sahada kendine güvenli bir doktor

O falta de confianza en uno mismo

veya da özgüven eksikliği

Y las mujeres nunca perderán su confianza

Ve kadınlar ise onun güvenini hiçbir zaman boşa çıkarmayacaktır

Nunca traiciones la confianza de tus amigos.

Arkadaşlarınızın güvenine asla ihanet etmeyin.

Mi confianza en la próxima generación crece.

Bir sonraki nesile olan inancım artıyor.

Yo tengo plena confianza en sus capacidades.

Onun yeteneğine her türlü güveniyorum.

Tom no tiene confianza en sí mismo.

Tom'un özgüveni yok.

Tom tiene confianza en su propia capacidad.

Tom kendi yeteneğine güveniyor.

El miedo es la falta de confianza.

Korku güven yokluğudur.

Tengo confianza en las capacidades de Tom.

Tom'un yeteneklerine güvenim var.

¿Te gustaría convertirte en usuario de confianza?

Güvenilir bir kullanıcı olmak istiyor musunuz?

Con la confianza que destellaba en sus miradas.

tüm kalpleri canlandırırken görebiliyorum.

A Tom le falta confianza en sí mismo.

Tom kendi içinde güvenden yoksundur.

Es el consejero de mayor confianza del rey.

O, kralın en güvenilir danışmanıdır.

Jamás sabremos si él es digno de confianza.

Onun güvenilir olup olmadığını asla bilmeyeceğiz.

Tienes que ganar la confianza de Tom primero.

Önce Tom'un güvenini kazanmalısın.

Tengo plena confianza en Tom y su talento.

Tom'a ve yeteneklerine tam güvenim var.

Mi fracaso no debilitó mi confianza en mí.

Hatam, özgüvenimi zayıflatmadı.

¿Cómo puedo convertirme en un usuario de confianza?

Nasıl güvenilir bir kullanıcı olabilirim?

Pero ahora no pueden hablar el idioma con confianza.

ama şimdi o dili kendinize güvenerek konuşamıyorsunuzdur.

Que los animales son seguros, silenciosos y de confianza;

hayvanlar sessiz, sakin ve güvenilirdir

Creo que la confianza es enemiga de la persuasión.

Bence kendine güvenmek ikna etmenin düşmanı.

Se ganarán la confianza y lealtad de sus usuarios.

kullanıcılarında güven ve bağlılık tesis edebileceğini fark etmeli.

Podría haber sido una interacción increíble y con confianza

Bunun sonunda muhteşem bir etkileşim ve derin bir güven oluşabilirdi

Hubo una época en que mi confianza estaba realmente baja.

Bir aralar öz güvenim gerçekten zayıftı.

No puedes hacerlo tú solo. Necesitas un grupo de confianza.

Bunu kendi başınıza yapamazsınız. O zaman arkadaşlarınız geliyor.

Mis niños se van con una sensación de nueva confianza.

çocuklarım kendilerine güvenerek sınıftan ayrılırlar.

La sabiduría popular dice que se debe hablar con confianza.

Bilinen bir görüş, kendinize güvenerek konuşmanız gerektiğidir.

Pero después de que mi abuela falleció, esa confianza se desplomó,

Ama büyükannem öldükten sonra bu güven dalışa geçti

Los cartagineses, aunque tomados por sorpresa, tienen confianza en sus barcos.

Kartacalılar, hazırlıksız yakalanmış olsalar da, gemilerinden gayet eminler.

Y depende de nosotros encontrar la forma de restaurar esa confianza,

Güveni yeniden oluşturmanın yolunu bulmak bizim sorumluluğumuz

Y luego, a medida que crecía el brazo, recuperó la confianza.

Kolu yavaşça büyüdükçe, öz güvenini de geri kazandı.

Para triunfar en la vida necesitas dos cosas: ignorancia y confianza.

Hayatta başarılı olmak için iki şeye ihtiyacın var: bilgisizlik ve güven.

No hay dudas de que Tom tiene confianza en su talento.

Tom'un kesinlikle yeteneğine güveni var.

Francamente, no tuve suficiente confianza para invitar a María a almorzar conmigo.

Açıkçası, Mary'nin benimle öğle yemeği yemesini istemeye güvenim yoktu.

Tal vez solo sabrás algunas palabras, pero serás capaz de usarlas con confianza.

belki bir kaç kelime biliyorsunuz ama güvenli bir şekilde kullanabiliyorsunuz,

"Busca a una persona de confianza para hablar en caso de un problema".

''Eğer bir sorunun varsa konuşabileceğin güvenilir birini bul.'' derim.

- Tengo una fe plena en mi médico.
- Tengo plena confianza en mi médico.

Doktoruma tam bir inancım var.

Si te lo dije en confianza, ¿por qué se lo contaste a Jane?

Onu sana sır olarak söyledim, öyleyse niçin Jane'e ondan bahsettin?

Se ha debido al amor, apoyo y confianza de los hombres en mi vida:

bu büyük ölçüde hayatımdaki erkeklerin sevgi ve desteği ile bağlantılıydı.

Carecía de la confianza para el alto mando, pero bajo la supervisión del Emperador,

Yüksek komuta güveninden yoksundu, ancak İmparatorun gözetimi altında

- Los estadounidenses han perdido la confianza en Toyota.
- Los estadounidenses ya no confían en Toyota.

Amerikalılar Toyota'ya olan güvenlerini kaybettiler.

La confianza en sí mismo y el porte de Soult significaron que pronto fue nombrado oficial.

Soult'un kendine olan güveni ve tavrı, yakında bir subay olduğu anlamına geliyordu.

Normalmente es directo y sincero, y así consigue ganarse la confianza de aquellos que le conocen.

O genellikle doğru sözlü ve içten ve bu sebeple onunla tanışanların güvenini kazanır.

Hulagu dejó a su teniente de confianza Kitbuqa a cargo de defender a Siria hasta su regreso.

Hülagü güvendiği teğmeni Kitbuqa ya kendisi dönene kadar Suriyeyi savunması ve

- Sé confiado.
- Estate seguro de ti mismo.
- Ten confianza.
- Confía en ti mismo.
- Ten seguridad.
- Confía en ti misma.

Kendinden emin ol.

- ¿Por qué no tiene usted confianza en mí?
- ¿Por qué no confías en mí?
- ¿Por qué no confiáis en mí?

Neden bana güvenmiyorsun?

- Tom es una persona en la que no se puede confiar.
- Tom es alguien de quien no te puedes fiar.
- Tom es alguien que no te da confianza.

Tom, güvenilemeyen biridir.

- Tom parece de fiar, ¿eh?
- Tom parece ser digno de confianza, ¿a que sí?
- Tom parece buena persona, ¿no crees?
- Tom parece un tipo decente, ¿no?
- Tom es un chico formal, ¿a que sí?

Tom çok güvenilir, değil mi?