Translation of "Invierno" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Invierno" in a sentence and their turkish translations:

- El invierno se acerca.
- Está llegando el invierno.
- El invierno está llegando.

Kış geliyor.

- El invierno se acerca.
- Está llegando el invierno.

- Kış yaklaşıyor.
- Kış geliyor.

- Ya llega el invierno.
- El invierno se acerca.

Kış yakında geliyor.

Es invierno temprano.

...kışın başları.

Odio el invierno.

Kıştan nefret ederim.

Nací en invierno.

Ben kışın doğdum.

En medio del invierno,

kışın ortasında

El comienzo del invierno.

Kışın başlangıcı.

Y sobrevivir al invierno

ve kışın hayatta kalır.

El invierno se acerca.

Kış yaklaşıyor.

Este invierno es cálido.

Bu kış ılık.

Nos conocimos un invierno.

Kışın tanıştık.

Me gusta el invierno.

- Kış mevsimini severim.
- Kışı severim.

El invierno será arduo.

Kış sert olacak.

Es verano, no invierno.

Biz kışta değil, yazdayız.

Llovió mucho aquel invierno.

O kış çok yağmur yağdı.

Esto ocurría cada invierno.

Bu her kış oluyordu.

Este invierno nevó mucho.

Bu kış çok kar aldık.

El invierno está aquí.

Kış bitti.

Nieva mucho en invierno.

Kışın çok kar yağar.

El invierno ha llegado.

Kış bitti.

En el invierno de 2012,

2012 yılının kışında,

Finales del invierno en Svalbard.

Svalbard'da kışın sonları.

El invierno se ha ido.

Kış bitti.

En invierno hay mucha nieve.

Kışın çok kar var.

Tendremos poca nieve este invierno.

Bu kış çok az kar olacak.

La conocí durante el invierno.

Ben kışın ona rastladım.

¿Nieva mucho en el invierno?

Kışın çok kar yağar mı?

Me resfrío harto en invierno.

Kışın sık sık üşütürüm.

Este invierno tuvimos muchos temporales.

Bu kış birçok yağmurlu fırtına yaşadık.

El invierno pasado nevó mucho.

Geçen kış çok kar yağdı.

Aquí nieva durante el invierno.

- Buraya kışın kar yağar.
- Burası kışları kar yağışlıdır.

Este invierno ha nevado poco.

Bu kış çok az kar vardı.

El próximo invierno será duro.

Önümüzdeki kış sert olacaktır.

Hace mucho frío este invierno.

Bu kış çok soğuk.

Fue un invierno muy frío.

Kış çok soğuk oldu.

Nevó mucho el último invierno.

Geçen kış çok kar yağdı.

Nieva mucho aquí en invierno.

Kışın burada çok kar olur.

Siempre me resfrío en invierno.

- Kışın ben her zaman grip oluyorum.
- Kışın her zaman nezleye yakalanırım.

Tuvimos un invierno especialmente duro.

Biz özellikle sert bir kış geçirdik.

Aquel invierno hizo mucho frío.

O kış hava çok soğuktu.

Tenemos mucha nieve en invierno.

Kışın çok kar var.

Estamos teniendo un invierno suave.

- Biz ılıman bir kış geçiriyoruz.
- Hafif bir kış yaşıyoruz.
- Bu yıl yumuşak bir kış geçirdik.

Prefiero el verano al invierno.

Yazı kışa tercih ederim.

¿Disfrutaste tus vacaciones de invierno?

Kış tatillerini beğendin mi?

Ningún invierno dura para siempre.

Hiçbir kış sonsuza kadar sürmez.

Llega el solsticio de invierno.

Kış gündönümü geliyor.

- En los días de invierno se oscurece más rápido.
- En invierno se oscurece temprano.

Kışın hava erken kararır.

Hubo mucha nieve el invierno anterior.

Geçen kış çok kar vardı.

Fue a esquiar durante el invierno.

Kış boyunca kayak yapmaya gitti.

Rara vez nieva aquí en invierno.

Kışın buraya nadiren kar yağar.

Después del invierno viene la primavera.

Kıştan sonra bahar gelir.

Ni siquiera en invierno nieva mucho.

Kışın bile fazla karımız olmaz.

En invierno me gusta comer chocolate.

Kışın çikolata yemeyi severim.

La primavera viene después del invierno.

Kıştan sonra İlkbahar gelir.

En invierno me pongo un abrigo.

Kışın bir palto giyerim.

Los osos hibernan durante el invierno.

Ayılar kış uykusuna yatar.

El invierno es mi estación favorita.

Kış, en sevdiğim mevsimdir.

Estuvimos en Londres el invierno pasado.

Biz geçen kış Londra'daydık.

Odio los días fríos de invierno.

- Soğuk kış günlerinden nefret ederim.
- Soğuk kış günlerinden nefret ediyorum.

Después del otoño viene el invierno.

Sonbahardan sonra kış gelir.

Probablemente no nevará mucho este invierno.

Bu kış muhtemelen fazla karımız olmayacak.

Hemos tenido poca nieve este invierno.

Bu kış çok az kar vardı.

¿Cuándo comienzan tus vacaciones de invierno?

- Kış tatilin ne zaman başlar?
- Sömestr tatilin ne zaman başlar

Muchas abejas murieron durante el invierno.

- Bir sürü arı kışın öldü.
- Kış boyunca birçok arı öldü.

En invierno, me siento más cansado.

Kışın kendimi daha yorgun hissederim.

Hemos tenido un invierno muy crudo.

Çok sert bir kış yaşadık.

¿Cómo pasaste tus vacaciones de invierno?

Kış tatilini nasıl geçirdin?

Vestimos con lana en el invierno.

Biz kış aylarında yünlü giyeriz.

Sólo me pongo sombrero en invierno.

Sadece kışın şapka takarım.

En invierno hace mucho frío aquí.

Kışın burası çok soğuk oluyor.

Estuvimos en Boston el invierno pasado.

Geçen kış Boston'daydık.

Este invierno no ha sido frío.

Bu kış soğuk değildi.

- En invierno el sol se pone más pronto.
- El sol se oculta más temprano en invierno.

Güneş kışın daha erken batar.

El invierno se encargó del trabajo duro.

Kış, işin zor kısmını halletmiştir.

Muchos árboles pierden las hojas en invierno.

Çoğu ağaç kışın yapraklarını kaybeder.

El sol se pone temprano en invierno.

Güneş kışın erken batar.

Duermo con dos edredones en el invierno.

Kışın iki yorganla uyurum.

Sería estúpido escalar esa montaña en invierno.

Kışın o dağa tırmanmak aptalca olurdu.

Me gustaría volver aquí el próximo invierno.

Önümüzdeki kış buraya tekrar gelmek istiyorum.

En invierno, debemos alimentar a los pájaros.

Kışın, kuşları beslemeliyiz.

El invierno es frío en el norte.

Kuzeyde kış soğuk geçer.

¿Hay mucha nieve aquí en el invierno?

Kışın burada çok kar var mı?