Translation of "Paredes" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Paredes" in a sentence and their turkish translations:

- Las paredes oyen.
- Las paredes tienen oídos.
- Hay paredes indiscretas.

Duvarların kulakları vardır.

- Las paredes oyen.
- Las paredes tienen oídos.

Yerin kulağı var.

Tenía paredes gruesas,

Duvarlar çok kalındı,

Puede haber paredes sin techo, pero ningún techo sin paredes.

Çatısız duvarlar olabilir ama duvarlar olmadan çatı olmaz.

Al pintar esas paredes,

O duvarları boyarken

Se mojan las paredes...

duvarın nemlendiğini görseniz

A las paredes de Facebook.

bir tesadüf değil.

Pintaremos las paredes de afuera".

Sonra da dışarıdaki duvarları boyayacağız.”

Pintamos las paredes ese verano.

Ama o yaz duvarları boyadık.

Su habitación tiene paredes rojas.

Odasının kırmızı duvarları var.

"¿Ven esas paredes que están pintando?

“Boyadığımız duvarları görüyor musunuz?

Las paredes son de escayola blanca.

Duvarlar beyaz sıvalıdır.

Papá pintó las paredes de blanco.

Babam duvarları beyaza boyadı.

Las paredes están cubiertas de sangre.

Duvarlar kanla kaplı.

Necesito diarios viejos para forrar las paredes.

Duvarları kaplamak için eski gazetelere ihtiyacım var.

Las paredes de mi cuarto son verdes.

Odamın duvarları yeşildir.

Él pintó todas las paredes de verde.

O, bütün duvarları yeşil boyadı.

Es el momento para comenzar a pintar paredes.

zaman duvarları boyama zamanı.

Su trabajo es cubrir las paredes con yeso.

Onların işi duvarları sıva ile örtmektir.

Parece que le estoy hablando a las paredes.

Sanki duvara konuşuyorum.

Las paredes tienen orejas, las puertas tienen ojos.

Duvarların kulakları, kapıların gözleri vardır.

Las paredes de su cuarto estaban cubiertas con pósters.

Odasının duvarları posterlerle kaplıydı.

No hay ni cuadros ni fotos en las paredes.

Duvarlarda hiç resim ya da fotoğraf yok.

Las paredes en la vieja casa no estaban derechas.

Eski evdeki duvarlar düz değildi.

Las paredes tienen oídos, las puertas corredizas de papel tienen ojos.

Duvarların kulakları var, sürgülü kağıt kapıların gözleri var.

- A Tom no le gusta el color de las paredes de su cuarto.
- A Tom no le gusta el color de las paredes de su habitación.

Tom yatak odasındaki duvarların rengini beğenmiyor.

- Ella pintó los muros de blanco.
- Ella pintó las paredes de blanco.

Duvarları beyaza boyadı.

Pero las patas cortas no pueden trepar paredes altas ni cruzar caminos concurridos.

Fakat kısa bacaklarla uzun duvarlara tırmanılmaz. Yoğun sokaklardan da geçilmez.

Aislamiento en paredes y techos para reducir el uso de energía en el

kullanarak azaltma.Sıradan ampullerin kompakt

La historia de Edward Snowden nos ha recordado una vez más que hasta las paredes oyen.

Edward Snowden'in hikayesi bize duvarların bile kulaklarının olduğunu bir kez daha hatırlattı.