Translation of "Techo" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Techo" in a sentence and their turkish translations:

Súbete al techo.

Çatıya tırman.

El techo gotea.

Çatı sızdırıyor.

Puede haber paredes sin techo, pero ningún techo sin paredes.

Çatısız duvarlar olabilir ama duvarlar olmadan çatı olmaz.

El techo de cristal

Görünmez duvarlar:

El techo estaba goteando.

Çatı damlıyordu.

No alcanzo el techo.

Tavana ulaşamıyorum.

El techo tiene goteras.

Tavan akıyor.

No alcanzo al techo.

- Tavana erişemiyorum.
- Tavana yetişemiyorum.

No es solo un techo.

sadece bir çatıdan ibaret değildir.

Pero comiencen viendo su techo.

Sonra tavanlarına bakalım.

El techo brilla al sol.

Çatı güneşte parlıyordu.

La lámpara colgaba del techo.

Tavana asılmış lamba.

Griselda se cayó del techo.

Griselda çatıdan düştü.

Él es un sin techo.

O evsiz.

La lámpara cuelga del techo.

Lamba tavandan asılıyor.

Tom se bajó del techo.

Tom çatıdan indi.

Él miró hacia el techo.

O, tavana baktı.

El techo de cristal y más.

karşı karşıyayız.

El techo ya no gotea mucho;

tavanınız akmıyor,

Veo un pájaro en el techo.

Çatıda bir kuş görüyorum.

Vi una mosca en el techo.

Tavanda bir sinek gördüm.

Él pintó el techo de azul.

O, tavanı maviye boyadı.

Hay una mosca en el techo.

Tavanda bir sinek var.

Vi una casa de techo rojo.

Çatısı kırmızı olan bir ev gördüm.

Él colgó una lámpara del techo.

O, tavandan bir lamba astı.

Hay una libélula en el techo.

Tavanda bir yusufçuk var.

El helicóptero aterrizó en el techo.

Helikopter çatıya indi.

El techo estaba dañado por la tormenta.

Çatı fırtınadan zarar görmüştü.

Mira la casa con el techo rojo.

Kırmızı çatılı eve bak.

Cada vez que llueve, el techo gotea.

Her yağmur yağdığında çatı sızdırır.

El techo de la casa es rojo.

Evin çatısı kırmızı.

Tendremos que quitarle la nieve al techo.

Karı çatıdan kürekle temizlemek zorunda kalacağız.

El techo gotea cada vez que llueve.

Her yağmur yağışında çatı sızar.

Las dos familias viven bajo un techo.

İki aile tek bir çatı altında yaşıyor.

Vi a un gato en el techo.

Çatıda bir kedi gördüm.

El techo de mi casa es rojo.

Evimin çatısı kırmızıdır.

Una mosca puede andar por el techo.

- Bir sinek tavanda yürüyebilir.
- Sinek tavanda yürüyebilir.

Tom aterrizó su helicóptero sobre el techo.

Tom helikopterini çatıya indirdi.

Él fijó sus ojos en el techo.

O, gözlerini tavana odakladı.

Una vez que rompemos el techo de cristal

Cam tavan bir kez kırıldığında

Catalina se quedó bajo techo porque estaba lloviendo.

Yağmur yağdığı için Catherine içerde kaldı.

Puso los esquís sobre el techo del coche.

Kayakları arabanın üstüne koydu.

Ella habló en favor de los sin techo.

O, evsizler adına konuştu.

Vi a una araña caminando por el techo.

Tavanda yürüyen bir örümcek gördüm.

Necesito una escalera para subir a mi techo.

Çatıma ulaşabilmem için bir merdivene ihtiyacım var.

Tom y Mary viven bajo el mismo techo.

Tom ve Mary aynı çatı altında yaşıyor.

- Tom se cayó del techo y se rompió tres costillas.
- Tom se cayó de techo y se quebró tres costillas.

Tom çatıdan düştü ve üç kaburgasını kırdı.

La casa con el techo verde es la mía.

Çatısı yeşil olan ev benim.

Puedes ver el techo de la casa desde allí.

- Oradan evin çatısını görebilirsin.
- Evin çatısını oradan görebilirsin.

Me encanta cómo suena la lluvia en el techo.

Çatıdaki yağmurun sesini seviyorum.

¿Dices que no quieres ayudarnos a pintar el techo?

Tavanı boyamamıza yardım etmek istemediğini mi söylüyorsun?

Agachen la cabeza que el techo es muy bajo.

Aşağıya eğil. Tavan çok alçak.

La catedral tenía una pintura religiosa en el techo.

Katedralin tavanında dini bir resim vardı.

El costo de reparar el techo la dejó pasmada.

Çatıyı tamir etmenin maliyeti onu şok etti.

¡Hay un murciélago en el techo de mi oficina!

Büromun tavanında bir yarasa var!

Tom decidió que no había que pintar el techo.

Tom tavanı boyamanın gerekli olmadığına karar verdi.

Se abolló el techo del coche por la nieve.

Arabanın tavanı, kar kütleleri yüzünden çökmüştü.

- El techo está en llamas.
- El tejado está ardiendo.

Çatı yanıyor.

La casa con el techo rojo es de mi tío.

O kırmızı çatılı ev amcamındır.

Hay ventanas en el piso, y puertas en el techo.

Zeminde pencereler; tavanda kapılar var.

La explosión fue tan fuerte que el techo salió volando.

O, o kadar güçlü bir patlamaydı ki çatı savruldu.

- La casa, cuyo techo puedes ver, es del Sr. Baker.
- La casa de la que puedes ver su techo es la del señor Baker.

Çatısını görebildiğin ev Bay Baker'indir.

Y muchas de nosotras nunca intentarán derribar ese techo de cristal

kısmen sorumluyuz ve çoğumuz görünmez duvarlara asla takılmayabilir

Y vio a sus padres colgando de un ventilador de techo.

zamanı hatırlamıyor.

Este edificio realmente captura la energía del sol con ese techo.

Bu binanın çatısı güneş enerjisini saklıyor.

La gente no va a comer con las personas sin techo".

"İnsanlar evsizlerin olduğu yerde öğle yemeklerini yemeyecekler."

Él no era lo suficientemente alto como para llegar al techo.

O, tavana ulaşmak için yeterince uzun değildi.

Él es un hombre tan alto que puede tocar el techo.

Öyle uzun bir adam ki tavana dokunabilir.

Podrías estar leyendo una novela en vez de estar mirando el techo.

Tavana bakma yerine bir roman okuyabilirsin.

El gato se subió al techo de mi casa por sí solo.

Kedi tek başına evimin çatısına tırmandı.

Tom escuchaba el ruido de la lluvia en el techo de chapa.

Tom teneke çatıdaki yağmurun sesini duyuyordu.

Si no tienes nada que hacer, mira el techo de tu habitación.

Yapacak bir şeyiniz yoksa, odanızın tavanına bakın.

La educación a distancia comenzó en el techo de las medidas de coronavirus

koronavirüs önlemleri çatısında uzaktan eğitime başlandı

Hay una araña en mi techo y no está contribuyendo con el alquiler.

Tavanımda bir örümcek var ve o kiraya katkıda bulunmuyor.

- Vi una casa con un techo rojo.
- Vi una casa de tejado rojo.

Kırmızı çatılı bir ev gördüm.

El techo entero, que estaba apoyado en el muro, se cayó con él.

Duvar tarafından desteklenen tüm tavan onunla birlikte çöktü.

Tom casi tuvo un infarto cuando vio a Mary parada al borde del techo.

Tom Mary'nin çatının kenarında durduğunu gördüğü zaman neredeyse kalp krizi geçirmişti.

- ¿Qué es ese edificio con el techo verde?
- ¿Qué es este edificio del tejado verde?

Yeşil çatılı o bina nedir?

Tom le aseguró a María que la ayudaría a pintar el techo de la cocina.

Tom, mutfağın tavanını boyaması için yardımcı olacağı konusunda Mary'ye güvence verdi.

Ayer puse los regalos en el techo, y hoy día los metí debajo de la cama.

Dün hediyeleri tavan artasına koydum ve bugün onları yatağın altına koydum.

- ¿Cuál es el nombre del edificio del que puedes ver su techo?
- ¿Cuál es el nombre del edificio cuyos techos puedes ver?

Çatısını görebildiğin binanın adı nedir?

Ayer puse los regalos en el techo, hoy los metí debajo de la cama y mañana los voy a tirar por la ventana.

Dün hediyeleri tavan artasına koydum, bugün onları yatağın altına koydum ve yarın onları pencereden dışarı atacağım.

La palabra "casa" da en la mente la imagen de un edificio de forma rectangular con un techo y una chimenea que solta humo, el cual puede ser rodeado por hierbas y árboles, y habitado por una familia feliz.

"Ev" kelimesi bir çatısı ve tüten bacaları olan bir dikdörtgen binanın zihinsel görüntüsünü anımsatır, ki bu çimenlerle ve ağaçlarla çevrili olabilir ve mutlu bir aile tarafından oturulabilir.