Translation of "Ningún" in Turkish

0.062 sec.

Examples of using "Ningún" in a sentence and their turkish translations:

Ningún problema.

- Sorun yok!
- Sorun değil.
- Sorun yok.

- Ningún hombre pudo hacerlo.
- Ningún hombre podría hacerlo.

Hiç kimse onu yapamadı.

Ningún otro órgano,

Başka hiçbir organ,

¡Sin ningún problema!

Hiç sorun değil!

"Claro, hijo. Ningún problema."

''Tabii evlat, sorun yok.''

No tengo ningún plan.

Hiç planım yok.

Ningún taxi se detuvo.

Bir taksi bile durmadı.

No tengo ningún lápiz.

Hiç kurşun kalemim yok.

No dejen ningún rastro.

Hiç iz bırakma.

No encontré ningún médico.

Bir tane bile doktor bulamadım.

No es ningún secreto.

O bir sır değil.

¿No tienes ningún amigo?

Hiç arkadaşınız yok mu?

No queremos ningún problema.

Bir sıkıntı istemiyoruz.

No queríamos ningún problema.

Herhangi bir sorun istemedik.

No queremos ningún accidente.

Herhangi bir kaza istemiyoruz.

No es ningún idiota.

O, aptal değildir.

No tendrás ningún problema.

Hiçbir sorunun olmayacak.

No soy ningún paciente.

Ben bir hasta değilim.

No tomo ningún remedio.

Hiç ilaç kullanmam.

No tengo ningún amigo.

Hiç arkadaşım yok.

No hay ningún error.

Hata yok.

Ningún cuerpo es perfecto.

Hiçbir beden kusursuz değildir.

Ningún canadiense resultó herido.

Hiçbir Kanadalı yaralı değildi.

No hay ningún testigo.

Hiç tanık yok.

No oí ningún ruido.

Hiçbir ses duymadım.

No tiene ningún amigo.

Onun hiç arkadaşı yok.

No soy ningún mentiroso.

Ben yalancı değilim.

No veo ningún problema.

Herhangi bir sorun görmüyorum.

No toleraré ningún error.

Herhangi hatayı hoş görmeyeceğim.

No tuve ningún problema.

Hiç sorunum yoktu.

Ningún sitio es seguro.

Hiçbir yer güvenli değildir.

No tenemos ningún problema.

Bir sorunumuz yok.

No tengo ningún problema.

Sorunum yok.

No hay ningún problema.

Herhangi bir sorun yok.

Ningún dolor es permanente.

Hiçbir ağrı kalıcı değildir.

No tengo ningún gato.

Benim hiç kedim yok.

No quiero ningún problema.

Herhangi bir sorun istemiyorum.

- No hubo ningún sitio donde esconderse.
- No había ningún lugar para esconderse.

Saklanacak bir yer yoktu.

- No quiero que haya ningún problema.
- No quiero que surja ningún problema.

Herhangi bir sorun olmasını istemiyorum.

Ningún país puede ser exitoso

Genç nüfusunun neredeyse yarısı

Entonces no tiene ningún propósito

Dolayısıyla bir amacı yok

Ya no eres ningún niño.

Sen artık bir çocuk değilsin.

Él no hizo ningún trabajo.

O hiç çalışma yapmadı.

No he perdido ningún quilo.

Hiç kilo vermedim.

Parece no tener ningún valor.

O değersiz görünüyor.

No quiero ningún problema más.

Daha fazla sorun istemiyorum.

No quiero tomar ningún riesgo.

Herhangi bir riske girmek istemiyorum.

No fuimos a ningún lado.

Biz bir yere gitmedik.

Allí no había ningún gato.

Burada hiç kedi yoktu.

No tengo ningún amigo canadiense.

Hiç Kanadalı arkadaşım yok.

No quise hacer ningún ruido.

Herhangi bir gürültü yapmak istemedim.

No queremos causar ningún problema.

Herhangi bir soruna yol açmak istemiyoruz.

No queremos causarte ningún problema.

Size bir sıkıntı vermek istemiyoruz.

No he cometido ningún error.

Hiç hata yapmadım.

- Ningún problema.
- No es nada.

- Sorun yok.
- Fark etmez.

No veo a ningún hombre.

Bir adam görmüyorum.

Ningún estudiante fue ahí ayer.

- Hiçbir öğrenci dün oraya gitmedi.
- Dün oraya hiçbir öğrenci gitmedi.

Nunca voy a ningún lado.

Asla bir yere gitmem.

Ella no tuvo ningún hermano.

Onun erkek kardeşi yoktu.

Ninguno llegó a ningún lado.

Hiç kimse bir şey başarmadı.

Él no tiene ningún enemigo.

- Onun kesinlikle düşmanları yoktur.
- Kesinlikle hiç düşmanı yok.

No leí ningún libro ayer.

Dün hiç kitap okumadım.

Ningún canadiense diría eso jamás.

- Hiçbir Kanadalı asla öyle söylemezdi.
- Hiçbir Kanadalı bunu söylemezdi.

Eso no es ningún crimen.

Bunda hiç suç yok.

No iré de ningún modo.

Ben hiçbir suretle gitmeyeceğim.

Ella no tiene ningún hermano.

Onun hiç erkek kardeşi yok.

Ya no es ningún niño.

O artık bir çocuk değil.

Afortunadamente, no hubo ningún herido.

Neyse ki, kimse yaralanmadı.

Realmente no tienes ningún tacto.

Sen gerçekten sakarsın.

Ya no eres ningún bebé.

Artık bir bebek değilsin.

- Ningún problema.
- No hay problema.

Problem yok.

No quiero causarte ningún problema.

Sana dert açmak istemiyorum.

No conozco a ningún ciego.

Hiç kör adam tanımıyorum.

Me insultó sin ningún motivo.

Nedensiz olarak bana hakaret etti.

Lucía no tiene ningún hermano.

Lucia'nın bir erkek kardeşi yok.

No pertenezco a ningún club.

Ben herhangi bir kulübe ait değilim.

Tom no tuvo ningún hijo.

Tom'un hiç çocuğu yoktu.

No le pidas ningún favor.

Ondan herhangi bir iyilik isteme.

Ningún candidato pasó el examen.

Hiçbir aday sınavı geçemedi.

Ningún dolor dura para siempre.

Hiçbir acı sonsuza dek sürmeyecek.

Ningún invierno dura para siempre.

Hiçbir kış sonsuza kadar sürmez.

- No estoy de ningún modo molesto contigo.
- No estoy de ningún modo molesto con usted.
- No estoy de ningún modo molesto con ustedes.

Sana hiçbir şekilde kızgın değilim.

Ahora no irá a ningún lado.

Artık bir yere gidemez.

¿No tienes ningún sentido de justicia?

Adalet duygun yok mu?

Ningún remedio puede curar esta enfermedad.

Hiçbir ilaç bu hastalığı tedavi edemez.

Ningún pasajero falleció en el accidente.

Kazada hiçbir yolcu ölmedi.

Ningún estudiante fue a la fiesta.

Hiçbir öğrenci partiye gitmedi.

Él no es ningún hombre ordinario.

O sıradan bir adam değil.

No hay ningún motivo de queja.

Şikâyet için sebep yok.

No los vi por ningún lado.

Onları herhangi bir yerde görmedim.

Él no ha dejado ningún mensaje.

O, herhangi bir mesaj bırakmadı.

Mis esfuerzos no dieron ningún resultado.

Çabalarım hiç sonuç vermedi.

Ese muchacho no mostró ningún temor.

Şu çocuk korku göstermedi.

No puedo ir a ningún lugar.

Hiçbir yere gidemiyorum.