Translation of "Niñita" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Niñita" in a sentence and their turkish translations:

Esta niñita vive en Brasil.

Küçük kız Brezilya'da yaşıyor.

La niñita vivía en Brasil.

Küçük kız Brezilya'da yaşadı.

La niñita se sentía abandonada.

Küçük kız terk edilmiş hissetti.

Pero desde que era una niñita,

Ama genç bir kız olduğumdan beri,

¿Le tienes miedo a una niñita?

- Küçük bir kızdan mı korkuyorsun?
- Küçük bir kızdan mı korkuyorsunuz?

Para de llorar como una niñita.

Küçük bir kız gibi ağlamayı kes!

¿Qué quieres que haga con esta niñita?

Bu küçük kızla ne yapmamı istiyorsun?

La niñita se está chupando el dedo.

Küçük kız parmağını emiyor.

Tome de la mano a la niñita.

Küçük kızı elinden tuttum.

Este animal de peluche le pertenece a la niñita.

Bu doldurulmuş hayvan küçük kıza ait.

Se está procesando el hombre por el homicidio de una niñita.

O adam küçük bir kızın öldürülmesinden dolayı yargılanıyor.

Cuando era una niñita, siempre había querido vivir bajo el agua.

Ben genç bir kızken hep sualtında yaşamak istedim.

Sigues siendo la misma niñita mimada que conocí hace dos años.

Sen hâlâ iki yıl önce tanıdığım aynı şımarık küçük kızsın.

- La niña tiene una muñeca en sus manos.
- La niñita tiene una muñeca en sus manos.

Küçük kızın ellerinde oyuncak bir bebek var.

Me acuerdo que tú ibas a menudo a la casa de Betty a tomar té cuando eras niñita.

Sen küçük bir kızken sık sık Betty'nin evine çaya gittiğini hatırlıyorum.