Translation of "Brasil" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Brasil" in a sentence and their turkish translations:

- Vengo de Brasil.
- Soy de Brasil.

- Ben Brezilyalıyım.
- Brezilyalıyım.
- Brezilya'danım.

- ¡Bienvenido a Brasil!
- ¡Bienvenidos a Brasil!

- Brezilya'ya hoş geldin!
- Brezilya'ya hoş geldiniz!

Soy de Brasil.

Brezilya'dan geliyorum.

Vengo de Brasil.

- Ben Brezilyalıyım.
- Brezilya'dan geliyorum.
- Brezilya'danım.

¡Saludos desde Brasil!

Brezilya'dan esenlikler!

¿Quién descubrió Brasil?

- Brezilya'yı kim keşfetti?
- Brezilya'yı kim keşfetmişti?

Nací en Brasil.

Brezilya'da doğdum.

Importamos café de Brasil.

Biz Brezilya'dan kahve ithal ederiz.

El Papa visitó Brasil.

Papa Brezilya'yı ziyaret etti.

Brasil necesita más ingenieros.

Brezilya'nın daha fazla mühendisine ihtiyacı var.

Es normal en Brasil.

Brezilya'da normal.

Quiero vivir en Brasil.

Ben Brezilya'da yaşamak istiyorum.

Pelé es de Brasil.

Pelé Brezilyalıdır.

- Guilherme es de Brasil. Es brasileño.
- Guilherme es de Brasil. Es brasilero.

Guilherme Brezilya'dan. O Brezilyalı.

- Laura es de Brasil. Es brasileña.
- Laura es de Brasil. Es brasilera.

Laura Brezilya'dan. O, Brezilyalıdır.

¿Qué estás haciendo en Brasil?

Brezilya'da ne yapıyorsun?

Todo el mundo ama Brasil.

Bütün dünya Brezilya'yı sever.

Italia está lejos de Brasil.

İtalya, Brezilya'dan uzaktır.

Brasil es un país gigante.

Brezilya büyük bir ülke.

Esta niñita vive en Brasil.

Küçük kız Brezilya'da yaşıyor.

Brasil fue una colonia portuguesa.

Brezilya bir Portekiz sömürgesiydi.

La niñita vivía en Brasil.

Küçük kız Brezilya'da yaşadı.

Tendrás mucho calor en Brasil.

Brezilya'da çok sıcaklayacaksın.

Transporte eficiente desde Brasil hasta China;

Brazilya'dan Çin'e hızlı ve verimli ulaşım;

La capital de Brasil es Brasilia.

Brezilyanın başkenti Brasilia'dır.

Quisiera reservar un vuelo a Brasil.

Brezilya'ya bir uçuş ayırtmak istiyorum.

La niña pequeña vive en Brasil.

Küçük kız Brezilya'da yaşıyor.

¿Vives en Portugal o en Brasil?

Portekiz'de mi yoksa Brezilya'da mı yaşıyorsun?

Su familia se mudó a Brasil.

Onun ailesi Brezilya'ya taşındı.

Brasil perdió a un gran artista.

- Brezilya, harika bir sanatçıyı kaybetti.
- Brezilya büyük bir sanatçısını kaybetti.

Brasil perdió a un gran político.

Brezilya önemli bir siyasetçi yitirdi.

En febrero llueve bastante en Brasil.

Şubatta Brezilya'da bol yağış olur.

Brasil es el país del futuro.

Brezilya geleceğin ülkesidir.

Brasil en el mundo tiene la misma forma que Brasil en la proyección de Mercator.

Dünya üzerindeki Brezilya, Merkatör projeksiyonunda Brezilya ile aynı boyuta sahiptir.

Brasil fue descubierto hace 515 años atrás.

Brezilya 515 yıl önce keşfedildi.

Hace un año que están en Brasil.

Onlar bir yıldır Brezilya'dalar.

En febrero llueve mucho aquí en Brasil.

Brezilya'da burada şubat ayında çok yağmur yağar.

Fue a Brasil y se quedó allí.

O, Brezilya'ya gitti ve orada kaldı.

Thomas nació en San Pablo en Brasil.

Thomas, Brezilya'daki Sao Paulo'da doğdu.

- En 1958, Brasil ganó su primera Copa del Mundo.
- En 1958, Brasil ganó su primera Copa Mundial.

1958'de, Brezilya ilk Dünya Kupası zaferini kazandı.

- Brasil es el país más grande en América del Sur.
- Brasil es el país más grande de Sudamérica.

Brezilya Güney Amerika'nın en büyük ülkesidir.

La gente en Brasil estaba orgullosa de él.

Brezilya'daki insanlar onunla gurur duyuyordu.

Me pregunto qué lengua se habla en Brasil.

Brezilya'da hangi dili konuştuklarını merak ediyorum.

- Yo soy de Brasil.
- Soy brasileño.
- Soy brasileña.

- Ben Brezilyalıyım.
- Brezilya'danım.

El pan francés es muy popular en Brasil.

Fransız ekmeği Brezilya'da çok popülerdir.

Para nuestra sorpresa, se fue solo a Brasil.

Bizim için sürpriz oldu, o Brezilya'ya tek başına gitti.

Brasil es uno de los países del BRIC.

Brezilya BRIC ülkelerinden biridir.

Hace muchos años que quiero ir a Brasil.

Ben yıllardır Brezilya'ya gitmek istedim.

Nací en Argentina, pero fui educado en Brasil.

Ben Arjantin'de doğdum ama Brezilya'da eğitildim.

El fútbol es el más popular en Brasil.

Futbol Brezilya'da en popülerdir.

Dilma Rousseff es la presidente actual de Brasil.

Dilma Rousseff, Brezilya'nın şimdiki devlet başkanıdır.

Él fue a Brasil y se quedó allí.

O, Brezilya'ya gitti ve orada kaldı.

Y en el '64, antes, había sido en Brasil,

Daha önce de 1964'te Brezilya'da olmuştu.

El fútbol es el deporte más popular en Brasil.

Futbol Brezilyada en popüler spor.

Brasil es el quinto país más grande del mundo.

Brezilya dünyanın beşinci büyük ülkesidir.

Juan no sabía que se hablaba tupí en Brasil.

John, Tupi'nin Brezilya'da konuşulduğunu bilmiyordu.

Brasil le declaró la guerra a Argentina en 1825.

Brezilya 1825 yılında Arjantin'e savaş ilan etti

Puedo dibujar el mapa de Brasil a la perfección.

Brezilya'nın mükemmel bir haritasını çizebilirim.

Mañana es el día de la madre en Brasil.

Yarın Brezilyada anneler günü.

El santo más popular de Brasil es San Antonio.

Brezilya'da en ünlü aziz Saint Anthony'dir.

Mucha gente cree que Buenos Aires está en Brasil.

Birçok insan Buenos Aires'in Brezilya'da bulunduğunu düşünmektedir.

Que periódicos estadounidenses publicaron el golpe de estado en Brasil

ABD gazeteleri daha darbe olmadan önce

Él emigró a Brasil en busca de una vida mejor.

O daha iyi bir yaşam aramak üzere Brezilya'ya göç etti.

El autor de estos libros es muy conocido en Brasil.

Bu kitapların yazarı Brezilya'da çok iyi tanınmaktadır.

Kazu le dijo que él iría a Brasil en Mayo.

Kazu ona mayıs ayında Brezilya'ya gideceğini söyledi.

Brasil está rodeado por diez países y por el océano Atlántico.

Brezilya on tane ülke ve Atlantik Okyanusu ile çevrilidir.

Es como si nosotros, y no Brasil, hubiésemos ganado el partido.

Sanki maçı Brezilya değil de biz kazanmış gibiyiz.

Mis padres son ingleses, pero vinieron a Brasil en el 2001.

Ailem İngiliz ancak 2001 yılında Brezilya'ya geldi.

Brasil es un país joven y sin compromiso con el pasado.

Brezilya, geçmişe bağlılık göstermeyen genç bir ülkedir.

Aprendemos en la escuela que el portugués Pedro Álvares Cabral descubrió Brasil.

Biz okulda Portekizli Pedro Alvares Cabral'ın Brezilya'yı keşfettiğini öğrendik.

Brasil tiene una de las tasas de criminalidad más altas del mundo.

Brezilya dünyadaki en yüksek suç oranlarından birine sahiptir.

Sirius es una de las 27 estrellas de la bandera de Brasil.

Sirius, Brezilya bayrağındaki 27 yıldızdan biridir.

He leído que el presidente de Brasil es una mujer. Se llama Dilma.

Brezilya devlet başkanının bir kadın olduğunu okudum. Adı ise Dilma.

El 13 de mayo de 1888 fue oficialmente abolida la esclavitud en Brasil.

Brezilya'da 13 Mayıs 1888'de kölelik resmen kaldırılmıştır.

Brasileños y brasileñas, el Brasil vive momentos que serán decisivos para nuestro futuro.

Brezilyalılar, Brezilya geleceğimiz için belirleyici olacak bir dönemden geçiyor.

Perú es el tercer país más grande de América del Sur después de Brasil y Argentina.

Peru brezilya ve arjantinden sonra güney amerikanin en büyük üçüncü ülkesidir.

Brasil es muy rico; su riqueza es inmensa; el café es una de sus mayores riquezas.

Brezilya çok zengindir; onun zenginliği çok büyüktür; kahve onun en büyük zenginliklerinden biridir.

Brasil y en Europa la situación será más trágica, ya que la ciudad de la niebla Londres

boğulacağı için Venedik şehri haritadan kaybolacağı için durum daha trajik

La represa Belo Monte en Brasil, es un proyecto controvertido, debido al impacto sobre el medio ambiente y la población nativa.

Brezilya'daki Belo Monte barajı çevre ve yerli halk üzerindeki etkisinden dolayı tartışmalı bir projedir.