Examples of using "Vivía" in a sentence and their turkish translations:
Ben Roma'da yaşadım.
ve ben çizim yapmak için yaşıyordum.
Beni bir yere bırakmadı.
Boston'da yaşardım.
Tom orada yaşadı.
Avustralya'da yaşardım.
- Ona nerede yaşadığını sordu.
- Ona oturduğu yeri sordu.
Büyükannem bizimle yaşadı..
Tom Boston'da mıydı?
O, orada yalnız yaşadı.
Ona nerede yaşadığını sordu.
O, bana onun nerede yaşadığını sordu.
Tom, Mary'nin nerede yaşadığını gördü.
İnsanlar köylerde yaşıyordu.
Yaşlı adam orada tek başına yaşadı.
Büyükannem bizimle yaşadı..
Tom Mary'nin nerede yaşadığını biliyordu.
Küçük kız Brezilya'da yaşadı.
O, teyzesi ile yaşıyordu.
Tom römorkta yaşıyordu.
Şimdi, belki, eskiden Boston'da yaşarken,
Ailem bir kulübede yaşıyordu.
Bell Londra'da yaşardı, değil mi?
Bob bir çocuk olduğu için Boston'da yaşadı.
Amcam mutlu bir hayat yaşadı.
Ormanda yalnız başına yaşadı.
O orada tamamen yalnız yaşıyordu.
Bir çocukken Boston'da yaşadım.
Burası onun yaşadığı ev.
Tom'un burada yaşadığını bilmiyordum.
Tom köpeği ile yalnız yaşadı.
Tom bana nerede yaşadığını söylemedi.
Tom bana Mary'nin nerede yaşadığını sordu.
Tom nerede yaşadığını bana hiç söylemedi.
Tom üç yıl önce burada yaşadı.
O günlerde, o, evde tek başına yaşıyordu.
O bizim bitişikte yaşadı.
Kral, eski kale de yaşadı.
O yakındaki bir kasabada yaşıyordu.
O burada yaşardı.
- Polis suçlunun nerede yaşadığını ortaya çıkardı.
- Polis sabıkalının nerede olduğunu buldu.
O, onun yaşadığı evdir.
O amcasına bitişik yaşadı.
Kral eski bir kalede yaşardı.
Tom üç yıl önce Boston'da yaşadı.
Geçen yıl Sanda City'de yaşadım.
Boston'da yaşayan bir kuzenim vardı.
Annenin seninle yaşadığını bilmiyordum.
O bana amcamın nerede yaşadığı sordu.
Çocukken yaşadığım ev burası.
Keşiş ahşap bir kulübede yaşıyordu.
Ona nerede yaşadığını sordum.
O günlerde orada vahşi bir kabile yaşadı.
O zaman adada kimse yaşamadı.
Burada yaşadın mı?
O, yoksuldu ve küçük bir kabinde yaşardı.
Tom küçük bir balıkçı köyünde yaşadı.
Bin Singapurda yaşadı.
İşte onun yaşadığı ev.
Senin yaşındayken Boston'da yaşadım.
Londra'da yaşadığımda bir bankada çalışırdım.
Savaş başladığında Londra'da yaşıyordu.
Tom Boston'un ilginç bir bölümünde yaşadı.
Tom Mary'ye John'un nerede yaşadığını sordu.
Tom tek yatak odalı bir apartmanda yaşadı.
Ailemizin tüm sorunlarından ayrı yaşıyordu.
Perth'te yaşıyor ve kaykay yapmayı seviyordu.
Kyoto'da yaşadığım zamanlarda,müzeyi sıklıkla ziyaret ederim.
Naoki yoksuldu ve küçük bir kulübede yaşıyordu.
Bay Smith üç yıl önce Kyoto'da yaşadı.
O, tipik bir Japon sitili evde yaşadı.
parlak ve beyaz bir yoğun bakıma yetiştim.
Yaşlı adam üç odalı bir apartmanda yaşıyordu.
Tom Mary'ye John'un nerede yaşadığını bilip bilmediğini sordu.
Uzun zaman önce köyün birinde yaşlı bir adam yaşarmış.
Tom bu yeri eskiden yaşadığı yerden daha çok seviyor.
Ben daha önce Sao Paulo'da yaşadım ama şimdi Rio'da yaşıyorum.
Ben Roma'da yaşarken, her gün metroya bindim.
Tom Boston'da yaşardı.
Tango küçük bir köyde küçük bir çocukla yaşıyordu.
Tom'un büyükbüyükannesinin annesi İskoçya'da yaşamış.
Ailemizin tüm sorunlarından ayrı yaşıyordu.
İnsanların nasıl yaşadığı ve birbirleri ile nasıl iletişim kurduklarıyla
Yaşlı bayan tek başına üç odalı bir dairede yaşadı.
- Eski insanlar doğaya yakın yaşadı.
- Eski insanlar doğayla iç içe yaşıyordu.
Onun nerede yaşadığını öğrenmek için onu eve kadar izledi.
polizei almanyada yaşayan bir çöpçüydü bu sefer Kemal Sunal
Tom Mary'nin yaşadığı yer olduğu için Boston'a taşınmak istedi.
O ona nerede yaşadığını sordu fakat o söylemeyecek kadar çok akıllıydı.
Tom Mary'ye nerede yaşadığını sordu fakat o ona söylemedi.
O, onun yaşadığı evdir.
Uzun zaman önce, orada üç oğlu ve sadece bir keçisi olan bir terzi yaşadı.