Examples of using "Propósito" in a sentence and their turkish translations:
Sen bunu kasten yaptın.
- Bilerek başarısız oldum.
- Bilerek kaybettim.
- Kasten kaybettim.
Yemek demişken
amaçları ise belli
Amacım nedir?
Her şeyin bir amacı vardır.
Onu kasten yaptım.
- Onu bilerek yaptın.
- Onu kasten yaptın.
- Onu bile bile yaptın.
Onların amacı nedir?
O kasıtlı olarak pencereyi kırdı.
Amacım bu değildi.
Dolayısıyla bir amacı yok
ve amacı ise tamamen
- Bunu mahsus yapıyorsun!
- Bunu kasten yapıyorsun!
- Bunu bile bile yapıyorsun!
Kasıtlı olarak vazoyu kırdı.
Bilerek beni şaşırtmaya mı çalışıyorsun?
Vazoyu kasıtlı olarak kırdım.
O bunu bilerek yaptı.
- Evet, bunu bilerek yaptım.
- Evet, bunu kasıtlı yaptım.
Tom onu bilerek yaptı.
Bilerek yapmadılar.
özgün, tartışmaya yer açan bir amaç benimsemekten geçiyor.
Palyaço kasıtlı olarak düştü.
O kasten bir hata yaptı.
Tom o hatayı bilerek yaptı.
Tom kasten camı kırdı.
Kasıtlı olarak ayağıma bastı.
O, pencereyi kasıtlı olarak kırdı.
Hangi nedenle İngilizce öğreniyorsun?
O hatayı bilerek mi yaptın?
Tom bunu kasten yapmadı.
İnsanlığımın amacı ne?
İnsanlığımın amacı neydi?
Nezaket, merak, empati, bir vizyon.
Güve, hiç değilse amacını gerçekleştirdi.
amacınızı biliyoruz ama merak etmeyin
Kaza eseri mi oldu yoksa kasıtlı mıydı?
Çocuk kasten ayağıma bastı.
Bilerek onun hislerini incittim.
Bilerek bana yanlış adres verdi.
Eğitimin amacı nedir?
Neden biri bunu bilerek yapmak istesin?
Hangi amaçla?
İkincisi maksat ayrıca amaç da denir.
Onu kasten yapması mümkün değil.
O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.
Döner kavşağın amacı trafiği yavaşlatmaktır.
Bu araçların tasarımı, istenilen kullanım biçimi,
Güzelliği yeniden tanımlamak için daha iyi bir sebebim vardı.
Hepimizin düştüğü bir mantık hatası var,
Sadece komediyi kırmak değildi.
Tom projenin amacını anlamış gibi görünmüyordu.
O, bana bilerek yanlış bir adres verdi.
Vazoyu beni rahatsız etmek için kasten kırdı.
Bunu kesinlikle kasten yapmayacağını biliyorum.
Hayatta, görünüşleri ve diğer insanların
sanki biraz amacını yerine getirmiyor gibi ama
Noktalamanın amacı okuyucuya yardım etmektir.
- Onu kasten yaptın!
- Onu bilerek yaptın!
İngilizce öğrenmekteki asıl amacın nedir?
Yaptığın şeyin kasıtlı olmadığını biliyorum.
Sınavlar eğitimin asıl amacına müdahale eder.
Tom Mary'ye projenin amacını açıkladı.
bir kadın olarak daha büyük bir amacım vardı.
bir istatistikçi olmanız gerekmediğini de biliyorum
peki, Türk Tarih Kurumunun amacı ne?
Tabi amaç reklam ve yaygınlaştırmak değil ise.
Gerçek amacın nedir?
Gezimizin amacı, yeni bir fabrikayı ziyaret etmektir.
Onun bilerek geç kaldığından eminim.
O, onu kasıtlı olarak yaptı.
Çocuk mürekkebi döktü ama böyle olsun istemedi.
Amacımız hem insanları bu program hakkında eğitmek
Cecile emekli oldu ancak Kongo mültecilerini
Bu arada, bu çevrede iyi bir restoran biliyor musun?
O sadece öfkesini göstermek için tabağı kırdı.
O yabancı bir araba satın alma amacı için çok çalıştı.
O hedefine ulaştı.
Bu numaranın gerçek amacı asıl büyük parçamız için bir şey yapmaktı.
Yıkıcı güçlerine rağmen bu asabi küçük yırtıcının önemli bir görevi de var.
Amacın zaten çok belirli olduğu düşünülüp doğrudan formata geçiliyor.
Uykunun önemine rağmen, onun amacı bir sırdır.
O, İngiliz Edebiyatı okumak amacıyla Amerika Birleşik Devletlerine gitti.
- Bilerek yapmadım.
- Ben onu kasten yapmadım.
- Kasıtlı yapmadım.
O bana bilerek zarar verdi.
İş birliğinin amacı, yalnızca hissedarları zengin etmek değildir.
Bence bu videonun amacı sosyal deney falan olmalı
O onu kasıtlı yapmadı.
Bu programlar açıkça fakirlere yardım etti, ama Chavez için de bir amaca hizmet ediyordu