Translation of "Consiguió" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Consiguió" in a sentence and their turkish translations:

¿Qué consiguió Tom?

Tom ne aldı?

Él consiguió el balón.

O, topu aldı.

- Lo consiguió.
- Lo logró.

O başarılı oldu.

¿Cómo lo consiguió Tom?

Tom onu nasıl aldı?

Consiguió escalar la montaña.

O, dağa tırmanmayı başardı.

Consiguió un nuevo trabajo.

Onun yeni bir işi var.

Tom finalmente consiguió trabajo.

Tom sonunda bir iş buldu.

Consiguió que la máquina funcionara.

O, makineyi çalıştırabildi.

Tom me consiguió un taxi.

Tom bana bir taksi buldu.

Por fin consiguió el coche.

Sonunda, o, araba aldı.

Ella consiguió mantener las apariencias.

O, dışarıya belli etmedi.

Ella consiguió gratis el boleto.

O bileti ücretsiz aldı.

Él me consiguió un taxi.

- O bana bir taksi buldu.
- Bana bir taksi buldu.

Consiguió el trabajo por casualidad.

İşi şans eseri buldu.

Él nos consiguió buenos asientos.

O bize güzel koltuklar aldı.

Daniel consiguió un buen empleo.

Daniel'in iyi bir işi var.

Ella consiguió lo que quería.

İstediğini elde etmeyi başardı.

Tom consiguió lo que quería.

Tom istediği şeye sahip.

Tom no lo consiguió tampoco.

Onu Tom'da almadı.

- No lo consiguió.
- Falló.
- Fracasó.

Bu başarısız oldu.

Esta vez, él consiguió resultados.

Bu defa sonuçları aldı.

Él al final lo consiguió.

Sonunda başardı.

Se esforzó y lo consiguió.

O deneyip başardı.

Tom consiguió gratis estos boletos.

Tom bu biletleri bedava aldı.

Al fin consiguió levantarse del suelo.

Sonunda yerden kalkmayı başardı.

Harry consiguió atravesar el río nadando.

Harry nehri yüzerek geçmeyi başardı.

La empresa consiguió mantenerse a flote.

Şirket ayakta kalmayı başardı.

Ella consiguió hacerse elegida como alcalde.

Kendisini belediye başkanı olarak seçtirmeyi başardı.

¿Cómo Tom consiguió ser tan rico?

Tom nasıl bu kadar zengin oldu?

Por fin él consiguió su objetivo.

Sonunda o, hedefine ulaştı.

Él consiguió llegar allá a tiempo.

O, zamanında oraya varabildi.

Kenia consiguió la independencia en 1963.

- Kenya 1963'te bağımsız oldu.
- Kenya 1963'te bağımsızlığını kazandı.

Intentó suicidarse pero no lo consiguió.

O, kendini öldürmeye çalıştı fakat o başarısızlıkla sonuçlandı.

Ella le consiguió un nuevo sombrero.

O, ona yeni bir şapka aldı.

Tom consiguió responder todas las preguntas.

Tom tüm sorulara cevap verebildi.

Tom consiguió el trabajo que quería.

Tom istediği işi aldı.

Consiguió el oro en la competición.

- O, yarışmada altın kazandı.
- O, yarışmada altın madalya kazandı.

Y se consiguió llegar a la cima.

...zirveye ulaşmayı başardılar.

Ella finalmente consiguió una posición de poder.

O sonunda gücün konumuna ulaştı.

Ella consiguió aprender a manejar un auto.

Araba kullanmayı öğrenmeyi başardı.

Tom escuchó que Mary consiguió un empleo.

Tom Mary'nin bir işi olduğunu duydu.

Tom consiguió la custodia de su hijo.

Tom oğlunun velayetini aldı.

A pesar de sus esfuerzos, no consiguió triunfar.

Tüm çabaları ile, o başarılı olamadı.

Él consiguió leer un libro escrito en francés.

Fransızca yazılan bir kitabı okuyabildi.

¿Sabes cuándo consiguió Tom su licencia de conducir?

Tom'un ehliyetini ne zaman aldığını biliyor musun?

Tom realmente consiguió que María bailara con él.

Tom aslında Mary'yi kendisiyle dans ettirdi.

Tom se consiguió una guitarra nueva para Navidad.

Tom Noel için kendine yeni bir gitar aldı.

El sindicato consiguió un aumento salarial del 5%.

Sendika, % 5 oranında ücret artışı kazandı.

Contra viento y marea consiguió lo que quería.

O, her şeye rağmen istediğini aldı.

Tom finalmente consiguió la rara estampilla que quería.

Tom nihayet istediği nadir pul ele geçirdi.

Tom consiguió todo lo que deseaba para Navidad.

Tom, Noel için istediği her şeyi aldı.

Él lo intentó varias veces pero no lo consiguió.

Birkaç kez denedi, ancak başarısız oldu.

Tom consiguió volver a casa antes de que oscureciera.

Tom hava kararmadan eve varabildi.

Tom consiguió terminar de escribir su reporte a tiempo.

Tom raporunu yazmayı zamanında bitirebildi.

Y consiguió hacer una torsión y caer sobre su barriga.

gövdesini göbeği üzerinde çevirebilmişti.

A pesar de la adversidad, el arquitecto consiguió fama mundial.

Sıkıntıya rağmen, mimar dünya çapında üne ulaştı.

- Meg consiguió muchos nuevos amigos.
- Meg hizo muchos nuevos amigos.

Meg birçok yeni arkadaş edindi.

A pesar de ser insultado, él consiguió mantener su temperamento.

Hakaret edilmesine rağmen öfkesini tutmayı başardı.

Lo intentó una y otra vez, pero no lo consiguió.

O tekrar tekrar denedi, ancak başarılı olamadı.

¿Cómo consiguió Tom que Mary y John dejasen de pelear?

Tom nasıl Mary ve John'un kavgalarını bitirebildi?

Consiguió que su hermana le ayudara a pintar su cuarto.

Kız kardeşine onun odasını boyamasına yardım ettirdi.

Todo lo que ella consiguió por sus esfuerzos fue ingratitud.

Saçını süpürge etti, bir teşekkür bile görmedi.

El Partido Socialista sólo consiguió el 18% de los votos.

Sosyalist Parti oyların sadece% 18'ini aldı.

- Tom consiguió la nacionalidad estadounidense.
- Tomás obtuvo la ciudadanía estadounidense.

Tom Amerikan vatandaşlığını kazandı.

Sam consiguió entrar en el equipo de baloncesto de la escuela.

Sam, okul basketbol takımına girebildi.

- Logró su cometido.
- Él alcanzó su meta.
- Él consiguió su propósito.

O hedefine ulaştı.

Cuando consiguió estar a solas con ella, él le pidió una cita.

Onunla bir anlığına yalnız kaldığında, ona çıkma teklif etti.

- Lo consiguió.
- Él lo hizo.
- Lo hizo él.
- Lo logró.
- Lo hizo.

O onu yaptı.

- No atinó a explicar lo que quería.
- No consiguió explicar lo que quería.

O ne istediğini açıklamakta başarılı değildi.

Tom trató de ver a través de la rendija, pero no consiguió ver nada.

Tom anahtar deliğinden bakmaya çalıştı fakat bir şey göremedi.

- ¿Cómo consiguió Tom perder tanto peso tan pronto?
- ¿Cómo pudo Tom perder tanto peso tan rápidamente?

Tom bu kadar kiloyu nasıl bu kadar çabuk verdi?