Translation of "Ellas" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Ellas" in a sentence and their turkish translations:

- Ellos bailarán.
- Ellas bailarán.
- Ellas danzarán.

Onlar dans edecek.

- Entraron.
- Llegaron.
- Ellas entraron.
- Ellas entraban.

Onlar içeriye geldiler.

Ellas amamantaban.

Onlar emziriyorlardı.

Ellas fumaron.

Sigara içtiler.

Ellas nadaban.

- Onlar yüzüyorlar.
- Onlar yüzerler.

Ellas sobrevivieron.

Kurtuldular.

Ellas saltaron.

Onlar atladı.

Ellas son lindas.

Onlar güzel.

Ellas hablan español.

Onlar İspanyolca konuşurlar.

¿Dónde viven ellas?

Onlar nerede yaşıyor?

Ellas están armadas.

Onlar silahlı.

¿Ya llegaron ellas?

Geldiler mi?

Ellas hablan mucho.

Onlar çok fazla konuşur.

Todas ellas entraron.

Onların hepsi girdiler.

Ellas me molestan.

Onlar beni rahatsız ediyorlar.

Ellas lo compraron.

Onlar onu satın aldılar.

Ellas me siguen.

Onlar beni takip ediyorlar.

Ellas son polacas.

Onlar Polonyalıdırlar.

Ellas están volviendo.

Onlar geri geliyorlar.

Ellas os desean.

Sizi istiyorlar.

- Ellos están regresando.
- Ellas están de vuelta.
- Ellas están volviendo.

Onlar geri geliyorlar.

- Ellos se entienden entre ellos.
- Ellas se entienden entre ellas.

Onlar birbirlerini anlıyorlar.

Ellas parecían muy felices.

Onlar çok mutlu görünüyorlardı.

Ellas no pueden detenerlo.

Onu durduramazlar.

Ellas confiaban en ti.

Onlar sana güvendi.

Ellas aceptan otras opiniones.

Onlar başka görüşleri kabul ederler.

Ellas siempre son cuidadosas.

Onlar her zaman dikkatli.

Quizás ellas tengan algo.

Belki onların bir şeyi var.

Ellas deben ser felices.

Onlar mutlu olmalılar.

Ellas aman esa canción.

Onlar o şarkıyı seviyorlar.

Ellas son mis hermanas.

- Onlar benim kız kardeşlerim.
- Onlar benim bacılarım.

Ellas solo quieren divertirse.

- Sadece eğlenmek istiyorlar.
- Onlar sadece eğlenmek istiyor.

- Ellos ayudarán.
- Ellas ayudarán.

Onlar yardım edecekler.

Ellas también lo vieron.

Onlar da onu gördü.

Ellas abrazaron a Mary.

Onlar Mary'ye sarıldılar.

Ellas necesitan levantarse temprano.

Onların erken kalkmaları gerekir.

- Ellas dormían en la misma cama.
- Ellas durmieron en la misma cama.

Onlar aynı yatakta uyudular.

"Mujeres, ¿honestas con ellas mismas?"

"Kadınlar, oldukları gibi?"

Deben tener cuidado con ellas.

Bunlara karşı dikkatli olmalısınız.

- Son lindos.
- Ellas son lindas.

Onlar güzel.

Ellas están en la ducha.

Onlar duşta.

Ellas preguntan a sus madres.

Onlar annelerine soru soruyorlar.

Ellas asemblan máquinas de escribir.

Onlar daktiloları monte ediyorlar.

Ellas asisten a cada clase.

Onlar her derse devam eder.

Ellas hacen una pizza deliciosa.

Onlar lezzetli bir pizza pişirdiler.

Ellas tienen su propia cultura.

Onların kendi kültürleri var.

- Cenaron.
- Ellos cenaron.
- Ellas cenaron.

Onlar akşam yemeğini yedi.

- ¿Ellas son japonesas?
- ¿Son japoneses?

Onlar Japon mu?

Ellas están leyendo su libro.

Onun kitabını okuyorlar.

Ellas juegan por la tarde.

Onlar öğleden sonra oynarlar.

- Ellos nadaban.
- Ellas estaban nadando.

Onlar yüzüyorlardı.

Creo que ellas nos conocen.

Sanırım onlar bizi tanıyor.

Ellas son mayores que Tom.

Onlar Tom'dan daha yaşlı.

- Ellas están conmigo.
- Están conmigo.

Onlar benimle birlikte.

- Son lesbianas.
- Ellas son tortilleras.

Onlar lezbiyen.

- ¿Son estudiantes?
- ¿Son ellas estudiantes?

Onlar öğrenci mi?

Ellas ayudarán a los pobres

Onlar yoksullara yardımcı olacaklar.

Ellas están en la biblioteca.

- Onlar kütüphanedeler.
- Kütüphanedeler.

- ¿Firmaron?
- ¿Ellos firmaron?
- ¿Ellas firmaron?

Onlar imzaladı mı?

- Ellos te respetan.
- Ellas te respetan.
- Ellos lo respetan a usted.
- Ellos la respetan a usted.
- Ellas lo respetan a usted.
- Ellas la respetan a usted.
- Ellos los respetan a ustedes.
- Ellos las respetan a ustedes.
- Ellas los respetan a ustedes.
- Ellas las respetan a ustedes.
- Ellos los respetan.
- Ellos las respetan.
- Ellas los respetan.
- Ellas las respetan.

- Onlar size saygı duyuyor.
- Size saygı duyuyorlar.

Simplemente no son conscientes de ellas.

Sadece bilinçli olarak farkında değilsiniz.

Creo que la ACLU entre ellas,

bir çok sivil toplum kuruluşu,

Ellas no cuidan de este perro.

Bu köpeğe bakmıyorlar.

- ¿Qué dijeron ellos?
- ¿Qué dijeron ellas?

Onlar ne dedi?

- Ellos nos salvaron.
- Ellas nos salvaron.

Onlar bizi kurtardı.

Ellas añaden fotos a su álbum.

Albümlerine fotoğraflar eklediler.

Ellas piden prestado revistas de Taninna.

Onlar Taninna'dan dergiler ödünç aldılar.

- Ellas se divierten.
- Se están divirtiendo.

Onlar eğleniyorlar.

Ellas hierven agua para el té.

Çay için su kaynatıyorlar.

No estoy de acuerdo con ellas.

Onlarla aynı fikirde değilim.

- ¿Dónde viven ellos?
- ¿Dónde viven ellas?

Onlar nerede yaşıyor?

Ellas fueron a la piscina pública.

Onlar halka açık yüzme havuzuna gittiler.

- Ellos quieren parafina.
- Ellas quieren parafina.

Onlar gazyağı istiyorlar.

- Trabajaremos para ellos.
- Trabajaremos para ellas.

Biz onlar için çalışacağız.

Ellas me saludaron con una sonrisa.

Onlar beni bir tebessüm ile selamladılar.

- Ellos son rusos.
- Ellas son rusas.

Onlar Rus.

Ellas se enamoraron del mismo sujeto.

Aynı adama aşık oldular.

Ellas son personas sin consciencia moral.

Onlar hiçbir ahlaki inancı olmayan insanlardır.

- Ellos tienen información.
- Ellas tienen información.

Onların bilgisi var.

- Ellos pueden ayudar.
- Ellas pueden ayudar.

Onlar yardım edebilirler.

- Ellos no ayudan.
- Ellas no ayudan.

Onlar yardım etmezler.

- Ellos me odian.
- Ellas me odian.

Onlar benden nefret ediyorlar.

- Ellos lo construyeron.
- Ellas lo construyeron.

Onu onlar inşa ettiler.

Ellas son más rápidos que nosotros.

Onlar bizden daha hızlı.

No pudimos hacer nada por ellas.

Onlar için bir şey yapamadık.

- Ellos son inseparables.
- Ellas son inseparables.

Birbirlerinden ayrılamazlar.

- Ellos te desean.
- Ellas te desean.
- Ellos te desean a ti.
- Ellas te desean a ti.

Seni istiyorlar.

- ¿Qué quieres de ellos?
- ¿Qué quieren de ellos?
- ¿Qué quieres de ellas?
- ¿Qué quieren de ellas?

Onlardan ne istiyorsun?

- Ellos os desean.
- Ellas os desean.
- Ellos los desean a ustedes.
- Ellas los desean a ustedes.
- Ellos las desean a ustedes.
- Ellas las desean a ustedes.
- Ellos lo desean a usted.
- Ellos la desean a usted.
- Ellas lo desean a usted.
- Ellas la desean a usted.

Sizi istiyorlar.

¿Qué saben ellas que yo ignoro completamente?

Benim bihaber olduğum neyi biliyorlar?

Hoy solo queda una fracción de ellas,

Bugün çok az bir bölümü hâlâ yetişiyor,

Ellas se quedaron levantadas toda la noche.

Onlar bütün gece uyumadılar.

Ellas son muy populares entre los chicos.

Onlar erkek çocukları arasında çok popüler.

¿Y por qué ellas no dicen eso?

Ve onlar bunu niçin söylemiyorlar?