Translation of "Herida" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Herida" in a sentence and their turkish translations:

Estás herida.

Yaralısınız.

Su herida sangraba.

Onun yarası kanıyordu.

A ver su herida.

Lütfen yara izini gösterin.

- ¿Estás herido?
- ¿Estás herida?

Canın yandı mı?

No toques la herida.

Yarana dokunma.

Ella vendó la herida.

O, yarayı bandajladı.

Ella cuidó su herida.

O, onun yarasının bakımını üstlendi.

Ella trató su herida.

O, onun yarasını tedavi etti.

La herida se curó.

Yara iyileşti.

La herida se infectó.

Yara enfekte oldu.

La herida es profunda.

Yara derin.

Una herida crónica es, esencialmente, cuando alguien se hace una herida normal,

normal bir şekilde yaralanan insanın yarasının

La herida se está curando.

Yara iyileşiyor.

Tom está mostrando su herida.

Tom yarasını gösteriyor.

¿Es muy profunda la herida?

Yara çok derin mi?

La última herida fue mortal.

Son yara ölümcüldü.

La herida comenzó a sangrar.

Yara kanamaya başladı.

Sangra brotó de su herida.

Kan, yarasından akıyordu.

Por favor, muéstreme la herida.

Lütfen yarayı gösterin.

Poner la herida en agua caliente

Yarayı sıcak suya tutmak.

Murió de vieja o fue herida.

Ya yaşlılıktan ya da yaralandığı için ölmüştür.

Ella resultó herida en el accidente.

O, kazada yaralandı.

Mi amigo murió de una herida.

Arkadaşım bir yaralanmadan dolayı öldü.

La sangre fluía de la herida.

Yaradan kan aktı.

La herida fue fatal para él.

Yara onun için ölümcüldü.

Máire salió herida en un accidente.

Máire bir kazada yaralandı.

La sangre manaba de la herida.

Yaradan kan aktı.

La herida hecha con el cuchillo se cura, la herida hecha con la lengua no.

Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez.

La herida no se ha curado aún.

Yara henüz iyileşmedi.

La mujer herida era una turista brasileña.

Yaralı kadın Brezilyalı bir turistti.

Ella salió herida del accidente de tránsito.

O, trafik kazasında yaralandı.

Ella puso su pañuelo en su herida.

Yarasına bir mendil koydu.

Su pierna herida empezó a sangrar de nuevo.

Onun yaralı bacağı tekrar kanamaya başladı.

Esta se ve como una herida de bala.

Bu bir kurşun yarasına benziyor.

La herida causó al atleta un gran dolor.

Yara atletin büyük acı çekmesine sebep oldu.

¿No es mejor acaso curar una herida que vengarla?

Yarayı iyileştirmek, öç almaktan iyi değil mi?

La herida le dejó una cicatriz en el brazo.

Yara kolunda bir iz bıraktı.

Tom aplicó un agente absorbente a su herida supurante.

Tom iltihaplı yarasına bir kurutucu ajan uyguladı.

Él limpio la herida antes de poner un vendaje.

O bir bandaj koymadan önce yarayı temizledi.

El soldado continuó como si su herida no fuera nada.

Yarası önemsizmiş gibi asker devam etti.

- Ella prestó cuidados a su herida.
- Le curó las heridas.

O yarasına baktı.

Esta se ve como una herida de tiro a quemarropa.

Bu bir yakın mesafeli ateşli silah yarasına benziyor.

¡No te toques la herida, que te la puedes infectar!

Yaraya dokunma, enfeksiyon kapabilirsin!

El médico ha dicho que no te rasques la herida.

Doktor sana yaralarını kaşımaman gerektiğini söyledi.

La niña salió herida de gravedad en el accidente de tránsito.

Kız trafik kazasında kötü biçimde yaralandı.

Y de este modo cualquiera puede controlar el progreso de su herida,

Ve bu, herkesin yaranın ilerlemesini izleyebilmesi ve

Tom murió de una herida de bala auto-infligida en la cabeza.

Tom kafaya kendi açtığı kurşun yarasından öldü.

Parece que la causa de la muerte fue una herida de bala.

Ölüm nedeni bir kurşun yarası gibi görünüyor.

Y Thormod luego compone un poema sobre su propia herida y muere sin terminarlo

Ve Thormod daha sonra kendi yarası hakkında bir şiir yazıyor ve tam olarak bitiremeden ölüyor

El policía dijo que parecía tratarse de una herida auto-infligida a la cabeza.

Polis onun kafasına kendi açtığı kurşun yarası gibi göründüğünü söyledi.

La operación salió bien. Pero la herida se infectó y Lannes murió nueve días después.

Operasyon iyi geçti. Ancak yara enfeksiyon kaptı ve Lannes dokuz gün sonra öldü.

Tom se alegró mucho de saber que Mary no había sido herida en el accidente.

Tom Mary'nin kazada yaralanmadığını duyduğuna gerçekten memnun oldu.

La línea hasta que una herida en el hombro en el último día obligó a regresar a Francia.

etti ve son gün Fransa'ya dönmek zorunda kalana kadar çizgiyi tuttu.

- Debes limpiar esa herida lo más pronto posible, ¡no querrás tener una infección!
- Limpia ese corte inmediatamente, si no quieres pillar una infección.

O kesiği hemen temizlemelisin, enfeksiyon kapmak istemezsin!