Examples of using "Trató" in a sentence and their turkish translations:
onu boğmaya çalıştı.
O yüzmeye çalıştı.
Tom bana vurmaya çalıştı.
Tom kendini öldürmeye çalıştı.
O ona yardım etmeye çalıştı.
O yardım etmeye çalıştı.
O, onun yarasını tedavi etti.
Tom el yazısını gizlemeye çalıştı.
Tom ağlamamaya çalıştı.
- O piç beni öldürmeye çalıştı.
- O pislik beni öldürmeye çalıştı
O çiçek bana saldırmaya çalıştı.
Fransızca öğrenmek için gayret etti.
- Ağlamamaya çalıştı.
- O ağlamamaya çalıştı.
Tom dün gece bana vurmaya çalıştı.
Yaralarını temizlemeye çalıştı
O, barış getirmek için çalıştı.
Onu memnun etmek için boşuna çalıştı.
Bizimle Fransızca konuşmayı denedi.
Tom, Mary'ye ulaşmaya çalıştı.
Tom sakin kalmaya çalıştı.
Giderlerini düşürmeye çalıştı.
Ona giderlerini azaltmaya çalıştı.
Öfkesini gizlemeye çalıştı.
Tom Mary'nin gözünü korkutmaya çalıştı.
Tom Mary'yi teselli etmeye çalıştı.
- Problemi çözmeyi denedi.
- Sorunu çözmeye çalıştı.
Tom yardım etmek için bile uğraşmadı.
Tom, Mary'yi öldürmeye çalıştı.
Tom gözyaşlarını tutmaya çalıştı.
Tom kavgayı bitirmeye çalıştı.
Tom bağımlılığını gizlemeye çalıştı.
Tom Mary'yi defalarca aramaya çalıştı.
O yüzmeye çalıştı.
O, onun neye karşı olduğunu bulmaya çalıştı.
Mektuba yoğunlaşmaya çalıştı.
Tom sekreterini baştan çıkarmaya çalıştı.
O, babasını ikna etme girişiminde bulundu.
Tom onu yapmam için beni ikna etmeye çalıştı.
Tom gülümsemeye çalıştı, ama yapamadı.
O beni arkadan bıçaklamaya çalıştı.
Kaybedilen zamanı telafi etmeye çalıştı.
O, gerçekten kaçmaya çalışmadı.
Tom Mary'den uzak kalmaya çalıştı.
Tom ayağa kalkmaya çalıştı fakat kalkamadı.
Tom konuşmaya çalıştı, ama yapamadı.
Tom bir kurt yakaladı ve onu evcilleştirmeye çalıştı.
Profesör ona öğrencilerinden biri gibi davrandı.
Adam kendi antenini kurmaya çalıştı.
Tom Mary ve John'un arasına sığışmaya çalıştı.
Birisi bizim ofis binamızı havaya uçurmaya çalıştı.
Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı.
O bir yabancı idi ve bu şekilde tedavi edildi.
Korkusunu boşuna gizlemeye çalıştı.
Tom iki ucu bir araya getirmeyi denedi.
Annem çifti barıştırmaya çalıştı.
O, doğru şeyi yapmayı bile denemedi.
O, onu bir boykot düzenlemesi için ikna etmeye çalıştı.
Tom Mary'den bir yanıt almaya çalıştı.
Profesör ona öğrencilerinden biri gibi davrandı.
Söylenti hakkındaki gerçeği bulmaya çalıştı.
O, söylentinin yayılmasını engellemeye çalıştı.
Tom gitmemesi için Mary'yi ikna etmeye çalıştı.
Gerçekte ne olup bittiğini gizlemeye çalıştı.
- Kuşu yakalamaya çalıştı ama başaramadı.
- Kuşu yakalamaya çalıştı ama yakalayamadı.
Tom esnememeye çalıştı.
Tom kapıya koştu ve dışarı çıkmaya çalıştı.
O, teklifi reddetmemesi için onu ikna etmeye çalıştı.
O, onu toplantıya katılması için ikna etmeye çalıştı.
Tom Mary'ye nasıl briç oynanacağını öğretmeye çalıştı.
Tom Mary'nin kapıyı açmasını engellemeye çalıştı.
Tom Mary'ye önerimizi kabul ettirmeye çalıştı.
Tom cevabı tek başına bulmaya çalıştı.
Tom duşun sıcaklığını ayarlamaya çalıştı.
Polis, iki düşman çeteyi ayırmaya çalıştı.
Profesör ona öğrencilerinden biri gibi davrandı.
Onların hararetli tartışmaya bir son vermek için boşuna uğraştı.
Mary, gerçekte ne olup bittiğini gizlemeye çalıştı.
O, kutuyu kaldırmaya çalıştı fakat bunu imkansız buldu.
Tom, Mary ve John arasındaki kavgayı ayırmaya çalıştı.
O, kırık bir vazonun parçalarını bir araya getirmeye çalıştı.
Tom kapıyı açmaya çalıştı, ama o kilitliydi.
Tom Boston'da kalması için Mary'yi ikna etmeye çalıştı
O tekrar küpeyi kulağına takmaya çalıştı.
Tom, Mary'yi uyarmaya çalıştı ama o ona aldırmadı.
Tom Mary'yi John'a yardım ettirmeye çalıştı.
Tom Mary'nin orduya katılmasını engellemeye çalıştı.
Tom Mary'nin polise gitmesini engellemeye çalıştı.
Tom kilitli odaya girmeye çalıştı.
Heyecanlı kadın kazayı bir nefeste açıklamaya çalıştı.
Genç, kuru dalı kesmeye çalıştı.
O birkaç kez sigarayı bırakmak için çalıştı, ancak başarısız oldu.
Tom'un Mary'yi öldürmeye çalıştığı zaman hakkında bir şey duydun mu?
Mary Tom'u rahatlatmaya çalıştı.
Ayak parmaklarıyla anahtarlarını almaya çalıştı.