Translation of "Doble" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Doble" in a sentence and their turkish translations:

Pagaré el doble.

İki kat ödeyeceğim.

Estoy viendo doble.

Çift görüyorum.

Tengo doble nacionalidad.

Benim çifte vatandaşlığım var.

¿Tiene una habitación doble?

İki kişilik bir odan var mı?

Es un doble revés.

O bir çifte nazar.

Doble a la izquierda.

Sola dön.

Tom tiene doble personalidad.

Tom'un çift kişiliği var.

¿Habitación individual o doble?

Tek ya da çift kişilik oda?

Tom tiene la doble nacionalidad.

Tom'un çifte vatandaşlığı var.

Algunas palabras tienen doble significado.

- Bazı kelimeler çift anlama sahiptir.
- Bazı kelimelerin iki anlamı vardır.

Esta palabra tiene doble significado.

Bu kelimenin bir çift anlamı var.

- Eres el doble de fuerte que yo.
- Tienes el doble de fuerza que yo.

Benim iki katım kadar güçlüsün.

Él comió el doble que yo.

Benim yediğimin iki katı kadar çok yedi.

Haga doble clic en el ícono.

Simgeye sağ tıklat.

Tendrá usted que pagar el doble.

İki kat ödemeniz gerekecek.

- La única habitación disponible es una doble.
- La única habitación libre es una habitación doble.

- Mevcut tek oda iki kişiliktir.
- Müsait olan tek oda bir çift kişilik.

De hablar más, de la doble verificación.

ve çift denetimin gerekliliğini düşündüm.

Él pesa el doble que su mujer.

Eşinin iki katı kadar ağırdır.

Tengo cinco copias, pero necesito el doble.

Bende beş nüsha var ama bana bunun iki katı lazım.

Tengo el doble de libros que él.

Onun sahip olduğunun iki katı kadar kitabım var.

Yo tengo el doble de tu edad.

Ben senin yaşının iki katı yaşa sahibim.

Nos gustaría una habitación doble con baño.

Banyosu olan çift kişilik bir oda istiyoruz.

Quiero que mis hijos tengan doble ciudadanía.

Çocuklarımın çifte vatandaşlığa sahip olmasını istiyorum.

Mi hermano come el doble que yo.

Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor.

- Sandra gastó el doble de dinero que yo.
- Sandra se gastó el doble de dinero que yo.

Sandra benim harcadığımın iki katı kadar çok harcadı.

Como compañía, siempre vamos por un doble resultado,

Şirket olarak hem yatırımcılara kâr sağlayarak

Este perezoso se recuperó de una doble amputación,

Bu tembel hayvan çift ampüte geçirdi

Él comió el doble de lo que comiste.

Senin yediğin miktarın iki katını yedi.

Él es el doble de viejo que yo.

O, benim iki katım kadar yaşlıdır.

Esto es el doble de largo que eso.

Bu, onun iki katı kadar büyük.

Esta caja es el doble de grande que ésa.

Bu kutu diğerinin iki katı kadar büyük.

Si hay osos cerca, ¡deben tener el doble de cuidado!

Bölgede ayılar varsa iki kat dikkatli olmanız gerekir!

Eso es casi el doble de la población de EE.UU.

Neredeyse ABD nüfusunun iki katı.

Y tres estrellas a Adam Sandler, en "La doble vida".

sonra da Adam Sandler'ı oylar; "To Do-Over"a 3 yıldız verirler.

Enfrentan una doble amenaza de extinción debido a los cambios

zürafalar ise, sessizlik ağaçları

Tu habitación es el doble de grande que la mía.

Senin odan benimkinin boyutunun iki katı kadar.

Mi habitación es el doble de grande que la tuya.

Odam seninkinin iki katı kadar büyük.

Este trabajo tomará el doble del tiempo que yo esperaba.

Bu iş beklediğimin iki katı kadar uzun sürecek.

Ese perro es exactamente el doble de tamaño que éste.

O köpek tam olarak bunun iki katı büyüklüğünde.

Mi caja es el doble de pesada que la tuya.

Benim kutum seninkinin iki katı kadar ağırdır.

También tenían casi el doble de la tasa de eventos cardíacos,

Ayrıca kardiyak vaka oranı neredeyse iki katına çıktı,

Tus ingresos son sobre el doble de grandes que los míos.

Geliriniz yaklaşık olarak benimkinin iki katı kadar büyük.

El nuevo túnel es el doble de largo que el viejo.

- Yeni tünel eskisinin iki katı uzunluğunda.
- Yeni tünel eskisinin iki katı kadar uzun.

Su sueldo es el doble del de hace siete años atrás.

Onun maaşı yedi sene öncesinin iki katı.

Los hombres interrumpen a las mujeres el doble que a otros hombres.

Erkekler, kadınların sözünü erkeklerinkine kıyasla iki kat daha fazla keser.

El precio es el doble de lo que era el año pasado.

Fiyat geçen yılkinin iki katı.

- Doble a la derecha.
- Gire a la derecha.
- Gira a la derecha.

Sağa dön.

Esta mañana me tomé un doble expreso muy caliente en la cafetería.

Bu sabah kahve dükkanında çok sıcak bir çift espresso içtim.

- Él es el doble de viejo que yo.
- Él me dobla la edad.

O, benim iki katım kadar yaşlıdır.

Siga esta calle y doble a la derecha al pasar por el banco.

Bu sokaktan düz git ve bankadan sağa dön.

El pretor romano decide explotar esto al rellenar sus barcos con el doble de

Romalı Praetor, her gemiye normalin 2 katı lejyoner yerleştirerek gemilerin bordalama işlevlerini arttırmaya karar verdi.

A costa de 10.000 bajas, había infligido el doble de pérdidas en los rusos

10.000 zayiat karşılığında, Ruslara iki katı zayiat vermişti

Algunos de estos jóvenes tienen las piernas el doble de largas que las mías.

Bu genç insanlardan bazıları benimkinin iki katı kadar uzun bacaklara sahipler.

Este oso aprendió que puede tener el doble de éxito al pescar en la oscuridad.

Bu ayı, karanlıkta iki kat daha iyi balık tutabildiğini öğrenmiş.

Con el doble de peso, los cerdos macho son guardaespaldas formidables. No vale la pena arriesgarse.

Parstan iki kat ağır olan erkek domuzlar korkulası korumalardır. Riske girmeye değmez.

Viendo doble!”, Le dijo a su ayudante de campo, bromeando sobre el uso de anteojos de Davout.

!" Dedi, kamp yardımcısına Davout'un gözlük takmasıyla şaka yaptı.

Este fin de semana, Tom y Mary planean salir a una cita doble con John y Alicia.

Bu hafta sonu Tom ve Mary, John ve Alice ile iki çiftli bir randevuya gitmeyi planlıyor.

En esta red la velocidad de descarga es el doble de rápida que la velocidad de subida.

- Bu ağda indirme hızı yükleme hızının iki misli daha hızlı.
- Bu ağda indirme hızı yükleme hızından iki kat daha hızlı.

La media del espacio vital en América es el doble que la media de espacio vital en Japón.

Ortalama bir Amerikan yaşam alanı Japonya'daki yaşam alanının iki katı kadar büyüktür.

¿Cómo de pequeño es un diferencial? ¿Cuál es menor número mayor que cero? ¿Cuánto es el doble de ese número?

Bir diferansiyel ne kadar küçüktür? Sıfırdan büyük en küçük sayı nedir? O sayının iki katı nedir?

La justicia en este país tiene un poco de doble rasero: la justicia del pobre y la justicia del rico.

Bu ülkede adalet biraz çifte standartlıdır: fakirlerin adaleti ve zenginlerin adaleti.

- Mi habitación es dos veces más grande que la de él.
- Mi habitación es el doble de grande que la suya.

Benim odam onunkinden 2 kat daha büyük.

De hecho, para moverse a cualquier velocidad el oso polar usa el doble de la energía que usan los demás mamíferos.

Aslında, herhangi bir hızda hareket etmek için kutup ayısı, çoğu diğer memelilerden iki katı daha fazla enerji harcar.

Valen casi el doble que el oro, por lo que la venta de sus cuernos en el mercado negro puede ser irresistible.

Karaborsadaki finansal değeri altının yaklaşık iki misli olan gergedan boynuzu cezbedici olabiliyor.

"¿Cómo le hago para llegar a la Calle Cinco?" "Tome la segunda calle a la derecha, siga dos cuadras y doble a la derecha."

"Beşinci Sokağa nasıl gidebilirim?" "İkinci sokakta sağa dönün, iki blok gidin ve yine sağa dönün."