Translation of "Personalidad" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Personalidad" in a sentence and their turkish translations:

- Los suspensores hacen mi personalidad.
- Los tirantes hacen mi personalidad.

Askılar kişiliğimi oluşturur.

Tom tiene doble personalidad.

Tom'un çift kişiliği var.

Mi trabajo arduo, mi personalidad,

Sıkı çalışmam, kişiliğim,

Variamos por personalidad, por cultura,

Kişilik, kültür hatta anlık duygu durumuna göre

Tom tiene una personalidad dinámica.

Tom dinamik bir kişiliğe sahiptir.

Ella tiene una personalidad fuerte.

Onun güçlü bir kişiliği vardır.

Él tiene una fuerte personalidad.

- Onun güçlü bir kişiliği vardır.
- O, güçlü bir kişiliğe sahiptir.

Mary tiene una personalidad fuerte.

Mary güçlü bir kişiliğe sahiptir.

Él tiene una personalidad dócil.

- Onun ılımlı bir doğası var.
- Yumuşak tabiatlı bir insandır.
- Yumuşak bir tabiatı vardır.

Ella tiene una personalidad maravillosa.

Onun harika bir kişiliği var.

Él tiene una personalidad maravillosa.

O, harika bir kişiliğe sahiptir.

Llamada trastorno límite de la personalidad.

bir kişilik bozukluğu tanısı kondu.

Como un reflejo de su personalidad,

Bir şekilde karakterini tam anlamıyla ifade ediyor gibiydiler

Cada gato tiene su propia personalidad.

Her kedinin kendi kişiliği var.

Un personalidad malhumorada, con actitudes de enojo.

öfkeli, huysuz davranış biçimi.

Esta evaluación tan interesante revela tu personalidad profesional.

Bu çok ilginç deney senin mesleki kişiliğini meydana çıkarmaktadır.

Su hermana es una personalidad popular de la televisión.

Onun küçük kız kardeşi tanınmış bir televizyon yıldızıdır.

No me gustan las mujeres que no tienen personalidad.

Kişiliksiz kadınlardan hoşlanmıyorum.

Hay muchas cosas que no sabes sobre mi personalidad.

Kişiliğimle ilgili bilmediğin çok şey var.

- Mary se parece a su madre pero su personalidad es distinta.
- Mary se parece a su madre pero su personalidad es diferente.
- Mary se parece a su madre físicamente pero su personalidad es distinta.
- Mary se parece a su madre físicamente pero su personalidad es diferente.

Mary annesine benziyor ama onun kişiliği farklı.

La sociedad histórica turca ha adquirido una personalidad jurídica separada

Türk Tarih Kurumu ayrı tüzel bir kamu kişiliğe bürünmüştür

Histérica, trastorno de personalidad y mucho más puede ser ejemplificado

histerik, kişilik bozukluğu ve daha bir sürü örneklendirilebilir

Les hacía rellenar una evaluación de personalidad como Myers-Briggs

Myers-Briggs gibi bir kişilik değerlendirme testi veya daha önemli olan

Donde dejemos de considerar el desarrollo de la personalidad del niño

ilişki merkezli sınıflar yaratarak

Y son capas que usamos por encima de nuestra personalidad real,

Kostümlerimiz kendi benliğimiz üzerine giydirdiğimiz şeylerdir,

Mary se parece a su madre en aspecto, pero no en su personalidad.

Mary görünüş olarak annesini benzer, ancak kişilik olarak değil.

Las oraciones nos dan el contexto de las palabras. Las oraciones tienen personalidad. Pueden ser divertidas, inteligentes, ridículas, perspicaces, conmovedoras, hirientes.

Cümleler kelimelere içerik getirir. Cümlelerin kişilikleri vardır. Onlar komik, akıllı, aptal, anlayışlı, dokunaklı, incitici olabilirler.

Toda persona, como miembro de la sociedad, tiene derecho a la seguridad social, y a obtener, mediante el esfuerzo nacional y la cooperación internacional, habida cuenta de la organización y los recursos de cada Estado, la satisfacción de los derechos económicos, sociales y culturales, indispensables a su dignidad y al libre desarrollo de su personalidad.

Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.

La educación tendrá por objeto el pleno desarrollo de la personalidad humana y el fortalecimiento del respeto a los derechos humanos y a las libertades fundamentales; favorecerá la comprensión, la tolerancia y la amistad entre todas las naciones y todos los grupos étnicos o religiosos, y promoverá el desarrollo de las actividades de las Naciones Unidas para el mantenimiento de la paz.

Öğretim insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan haklarıyla ana hürriyetlerine saygının kuvvetlenmesini hedef almalıdır. Öğretim bütün milletler, ırk ve din grupları arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu teşvik etmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışın idamesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.