Translation of "Parecen" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Parecen" in a sentence and their turkish translations:

Parecen americanos.

Onlar Amerikalı görünüyor.

Parecen divertirse.

Eğleniyor gibi görünüyorlar.

Parecen sorprendidos.

Onlar şaşırmış görünüyor.

Parecen felices.

Onlar mutlu görünüyorlar.

Todos parecen incómodos.

Herkes rahatsız görünüyor.

No parecen felices.

Onlar mutlu görünmüyorlar.

Parecen algo perdidos.

Siz kayıp görünüyorsunuz.

Se me parecen.

Onlar bana benziyor.

Parecen felices, ¿verdad?

Mutlu görünüyorlar, değil mi?

Ellos parecen aburridos.

Onlar sıkılmış görünüyorlar.

Parecen estar bien.

Onlar iyi görünüyorlar.

- Parecen felices.
- Se ven felices.
- Se ven contentos.
- Parecen contentas.

Mutlu görünüyorlar.

parecen no ser elecciones?

bize seçim olarak görünmüyor?

De día, parecen benignas.

Gündüzleri zararsız görünürler.

Parecen estar muy cansados.

Çok yorgun görünüyorlar.

Tus oes parecen aes.

Senin O'ların A'ya benziyor.

Todos parecen estar nerviosos.

Herkes sinirli görünüyor.

Todos parecen ser optimistas.

Herkes iyimser görünüyor.

Algunos parecen muy difíciles.

Onlardan bazıları çok zor gibi görünüyor.

Esas chicas parecen chicos.

Şu kızlar erkeklere benziyor.

Estas perlas parecen auténticas.

- Bu inciler gerçek görünüyor.
- Bu inciler gerçek gibi.

Ellos parecen estar enamorados.

Birbirlerine âşık gibi görünüyorlar.

Últimamente todos parecen felices.

Son zamanlarda herkes mutlu görünüyor.

Los precios parecen estar bajando.

Fiyatlar düşecek gibi görünüyor.

Los mellizos se parecen mucho.

İkizler çok benzer.

Los gemelos se parecen mutuamente.

İkizler birbirlerine benziyorlar.

Sus heridas parecen ser fatales.

Yaraları ölümcül görünüyor.

Tus pinturas me parecen extrañas.

Senin resimlerin bana tuhaf gözüküyor.

Todos excepto Tom parecen asustados.

Tom'dan başka herkes korkmuş görünüyor.

Los gatos parecen muy contentos.

Kediler çok mutlu görünüyor.

Tom y John parecen hermanos.

Tom ve John kardeş gibi görünüyor.

¿Qué te parecen estos poemas?

- Bu şiirler hakkında ne düşünüyorsun?
- Sence bu şiirler nasıl?

Estos deberes me parecen difíciles.

Bu ödev benim için zordur.

Todas estas flores parecen iguales.

Bütün bu çiçekler benzer görünüyor.

Estas dos hojas se parecen.

Bu iki yaprak benziyor.

Tus hijos parecen estar sanos.

Çocukların sağlıklı görünüyorlar.

Estos parecen cangrejos ninjas del espacio.

Bunlar ninja gibi görünen uzaylı yengeçler.

Para mí, parecen heces de oso.

Bana kalırsa bu ayı kakası.

Sí, parecen restos de una avioneta.

Evet, kesinlikle uçak enkazına benziyor.

Físicamente ambos hermanos apenas se parecen.

İki erkek kardeş görünümde oldukça farklı.

A mí me parecen muy parecidos.

Onlar bana çok benzer görünüyor.

- Pareces cansado.
- Pareces cansada.
- Parecen cansados.

Yorgun görünüyorsun.

Los dos hermanos se parecen mucho.

İki erkek kardeş birbirine çok benzer.

¿Qué tal te parecen estos zapatos?

Bu ayakkabılar hakkında ne düşünüyorsun?

Todos parecen sorprendidos y algo confusos.

Herkes şaşırmış ve biraz şaşkın görünüyordu.

- Ellos se ven felices.
- Parecen felices.

Onlar mutlu görünüyorlar.

- Parecen estar bien.
- Se ven bien.

Onlar iyi görünüyorlar.

Tom y Mary parecen estar enamorados.

Tom ve Mary birbirlerine aşık gibi görünüyor.

Las crías de tigre parecen gatos.

Genç kaplanlar kedilere benzerler.

Algunos parecen estar de acuerdo contigo.

Bazı insanlar seninle aynı fikirde gibi görünüyor.

Tom y Mary parecen felices juntos.

Tom ve Mary birlikte mutlu görünüyor.

Esas dos guitarras se parecen mucho.

O iki gitar çok benzer.

Desde fuera, parecen una gran bolsa hinchable

Dışarıdan bakınca nefes alma sırasında şişen,

Repitiendo los mismos mitos que parecen científicos.

daha sert bir şekilde geri püskürtür.

Son más grandes de lo que parecen.

Bunlar göründüğünden daha büyük.

Las chicas excitadas a veces parecen bonitas.

Heyecanlı kızlar hoş görünebilir.

Los científicos parecen estar en lo cierto.

Bilim adamları gerçeği biliyor gibi görünüyor.

Las pinturas de Picasso me parecen extrañas.

Picasso'nun resimleri bana garip görünüyor.

El chico y la chica parecen conocerse.

Oğlan ve kız birbirlerini tanıyor gibi görünüyor.

Tom y Mary no parecen demasiado felices.

Tom ve Mary çok mutlu görünmüyorlar.

Tus problemas se parecen a los míos.

Sorunların benimkine benziyor.

Tom y Mary parecen un poco confusos.

Tom ve Mary biraz şaşkın gibi görünüyor.

Tom y su esposa parecen llevarse bien.

Tom ve karısı iyi geçiniyor gibi görünüyor.

Las anguilas parecen alienígenas de otro planeta.

Yılanlar başka bir gezegenden gelen uzaylılar gibi görünüyor.

Ken y su hermano se parecen mucho.

Ken ve erkek kardeşi birbirine çok benzer.

parecen ser más graves que en otras épocas.

kötü hissettiren bu ana ne katkı sağladı?

Los zapatos que estás usando parecen algo costosos.

Giydiğin ayakkabılar oldukça pahalı görünüyorlar.

A primera vista, los dos buses se parecen.

İlk bakışta bu iki otobüs birbirine benziyor.

Mis opiniones se parecen a las de él.

Benim fikirlerim onunkine benzerdir.

Las cosas parecen ir de mal en peor.

İşler gittikçe daha kötü oluyor gibi görünüyor.

Todas las chicas parecen haberse enamorado de Tom.

Tüm kızlar Tom'a âşık olmuş gibi görünüyor.

- Todos parecen iguales excepto el que está haciendo el pino.
- Todos parecen iguales menos el que está haciendo el pino.

Amuda kalkıp duran biri hariç, herkes aynı görünüyor.

Y sus cachorros no parecen estar listos para cazar.

Yavruları da pek bir şey avlayacakmış gibi değil.

Las hermanas se parecen la una a la otra.

Kız kardeşler birbirlerine benziyorlar.

Tanto Tom como Mary parecen incapaces de hacer eso.

Hem Tom hem de Mary onu yapamaz gibi görünüyorlar.

Estos dos hermanos se parecen el uno al otro.

Bu iki erkek kardeş birbirlerine benzerler.

Algunas personas parecen querer tener siempre la última palabra.

Bazı insanlar her zaman son sözü söylemek istiyor gibi görünürler.

Las peras que comemos en Japón parecen casi manzanas.

- Bizim Japonya'da yediğimiz armutlar neredeyse elmaya benziyorlar.
- Japonya'da yediğimiz armutlar neredeyse elmaya benziyorlardı.

Pero también de preguntas raras que parecen no tener respuestas:

Ama çoğunlukla, cevaplara meydan okuyan komik sorularla:

Los dos hermanos se parecen como dos gotas de agua.

İki erkek kardeş iki bezelye tanesi kadar benzer.

- Las uvas se ven amargas.
- Las uvas parecen estar agrias.

Üzümler ekşi gibi görünüyor.

Si tus esfuerzos parecen inútiles, no tienes para qué desgastarte.

Eğer bu üstesinden gelmen için çok fazlaysa, öyleyse onu yapmak zorunda değilsin.

Algunas personas parecen nunca aprender a pensar por sí mismas.

Bazı insanlar kendileri için düşünmeyi asla öğreniyor gibi görünmüyor.

Y parecen ser muy similares a los del cerebro humano.

ve görünüşe göre insan beynindekine çok benzerler-

Se parecen a sus ojos y los protegen de enemigos externos

gözü gibi bakıyorlar ve dışarıdan gelen düşmanlara karşı ise koruyorlar

Por eso los cambios de coltrane se parecen a esta imagen

Bundan dolayı Coltrane Değişimleri bu resime benziyor.

Debido a las luces de la ciudad, las estrellas parecen débiles.

Şehir ışıkları yüzünden yıldızlar sönük görünüyor.

- Tom piensa que todos los asiáticos se ven igual.
- Tom cree que todos los asiáticos se parecen.
- Tom piensa que todos los asiáticos se parecen.

Tom bütün Asyalıların benzer olduğunu düşünüyor.

A María no le gustan los hombres que se parecen a Tom.

Mary Tom'a benzeyen erkeklerden hoşlanmıyor.

Si se miran desde lejos, la mayoría de las cosas parecen bonitas.

Uzaktan bakıldığında pek çok şey hoş görünecektir.

Todas las casas en esta vecindad se parecen tanto que no las puedo distinguir.

Bu mahalledeki tüm evler çok benzer ben onları ayırt edemiyorum.

Para que la gente vea actrices que se parecen a mí en la pantalla grande

insanların beyaz perdede bana benzeyen aktrisleri görebileceği

Escritores tales como novelistas y poetas no parecen beneficiarse mucho del avance de la ciencia.

Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.

Estos empleados del banco parecen tan cortésmente insolentes últimamente. Me pregunto que hay detrás de ello.

Bu banka çalışanları son zamanlarda çok kibarca küstah görünüyor. Ben bunun arkasında ne olduğunu merak ediyorum.