Examples of using "Clarinete" in a sentence and their turkish translations:
O, klarnetini ayarlattı.
Klarnet çalmayı öğreniyorum.
Mozart'ın Klarnet Konçertosu satın aldığın CD'ye dahil değil.
Tom onun çalışını son duyduğumdan beri klarnet çalmada daha da iyileşmektedir.