Translation of "Tocar" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Tocar" in a sentence and their turkish translations:

No tocar.

Dokunma.

- No paren de tocar.
- No dejes de tocar.

Oynamayı bırakma.

- ¿Sabes tocar el violín?
- ¿Sabe tocar el violín?

Keman çalabilir misin?

Puedo tocar Chopin.

- Chopin çalabilirim.
- Ben kriket oynayabilirim.

- ¿Puede tocar usted un tango?
- ¿Podrías tocar un tango?

Lütfen tango oynar mısın?

- Ella sabe tocar el piano.
- Sabe tocar el piano.

O, piyano çalabilir.

- Quiero oírte tocar guitarra.
- Quiero oírte tocar la guitarra.

Gitar çaldığını duymak istiyorum.

- Él no sabe tocar la guitarra.
- Él no sabe tocar guitarra.
- Él no puede tocar guitarra.

O gitar çalamaz.

- ¿Ella sabe tocar la guitarra?
- ¿Ella puede tocar la guitarra?

O gitar çalabilir mi?

- "¿Sabes tocar la guitarra?" "Sí."
- «¿Sabes tocar la guitarra?» «Sí.»

"Gitar çalabiliyor musun?" "Evet, çalabiliyorum."

- Sabe tocar el piano.
- Él sabe cómo tocar el piano.

O, nasıl piyano çalacağını biliyor.

¿Puedo tocar el piano?

Piyano çalabilir miyim?

Intenta tocar esta escala.

Bu ölçeği çalmayı deneyin.

Sabe tocar la flauta.

O bir flüt çalabilir.

tocar el piano.

- Piyano çalabilirim.
- Piyano çalmasını biliyorum.

Quiero tocar la guitarra.

Gitar çalmak istiyorum.

¿Sabes tocar la guitarra?

Gitar çalabilir misin?

No puedo tocar fuego.

Ben ateşe dokunamam.

Sabe tocar la guitarra.

O gitar çalabilir.

Quiero oírte tocar piano.

Piyano çalışını duymak istiyorum.

¿Puedo tocar tu mandolina?

Mandolinini çalabilir miyim?

Es divertido tocar guitarra.

Gitar çalmak eğlencelidir.

¿Sabes tocar el piano?

Piyano çalabilir misin?

Por favor, no tocar.

Lütfen dokunmayın.

Se ruega no tocar.

Lütfen dokunma.

Ella puede tocar batería.

O davul çalabilir.

¿Sabe tocar el violín?

Keman çalabilir misiniz?

¿Puedo tocar tu barba?

Sakalına dokunabilir miyim?

tocar la guitarra.

Ben gitar çalabilirim.

¿Qué vas a tocar?

Ne çalacaksın?

Puedo tocar el cielorraso.

Ben tavana dokunabilirim.

¿Puedo tocar tu pelo?

Saçına dokunabilir miyim?

Sabe tocar el piano.

O, piyanoyu çalabilir.

¿Sabes tocar la flauta?

Flüt çalabilir misin?

- Con vos puedo tocar el cielo.
- Contigo puedo tocar el cielo.

Sizinle gökyüzüne dokunabilirim.

¿Sabe usted tocar el órgano?

Org çalabilir misin?

No debes tocar las pinturas.

Tablolara dokunmamalısın.

Betty puede tocar el piano.

Betty piyano çalabilir.

Es difícil tocar el piano.

Piyano çalmak zordur.

Ella sabe tocar la guitarra.

Gitar çalmayı biliyor.

El puede tocar el cielorraso.

O, tavana dokunabilir.

Él no sabe tocar guitarra.

O, nasıl gitar çalacağını bilmiyor.

Él sabe tocar la flauta.

O, flüt çalabilir.

¿Puedo tocar algo de música?

Biraz müzik çalabilir miyim?

¿Tom sabe tocar el piano?

Tom piyano çalmayı biliyor mu?

Betty sabe tocar el piano.

Betty piyano çalabilir.

¿Puede él tocar la guitarra?

O gitar çalabilir mi?

Tom sabe tocar la flauta.

Tom flüt çalabilir.

Me cuesta tocar el piano.

Piyano çalmam zordur.

Tomás solía tocar la guitarra.

Tom gitar çalardı.

Basta con tocar el botón.

Sadece düğmeye dokunman gerekiyor.

Me gusta tocar el piano.

Piyano çalmayı seviyorum.

¿Él sabe tocar el piano?

O piyano çalabilir mi?

No sé tocar la flauta.

Ben flüt çalamam.

«¿Sabes tocar la guitarra?» «Sí.»

"Gitar çalabiliyor musun?" "Evet, çalabiliyorum."

- Él comenzó a tocar una vieja canción.
- Comenzó a tocar una vieja canción.

O, eski bir şarkı çalmaya başladı.

Deja al viento tocar mi cara

Rüzgâr yüzüme vursun

Podía tocar muy bien el piano.

Piyanoyu çok iyi çalabilirim.

Pienso tocar un solo de flauta.

Ben bir flüt solo çalmayı düşünüyorum.

¿Oíste a alguien tocar el timbre?

Birinin kapı zilini çaldığını duydun mu?

Yo no sé tocar guitarra eléctrica.

Elektrikli gitar çalamam.

Me gustaría oírte tocar el piano.

Piyanoyu çaldığını duymak istiyorum.

No es fácil tocar el piano.

Piyano çalmak kolay değildir.

Quisiera aprender a tocar el banjo.

Nasıl banjo çalacağımı öğrenmek istiyorum.

¿Querés aprender a tocar la guitarra?

Gitar çalmayı öğrenmek ister misin?

John no sabe tocar la guitarra.

- John gitar çalamaz.
- John gitar çalmayı bilmiyor.

Estoy aprendiendo a tocar el clarinete.

Klarnet çalmayı öğreniyorum.

Tom no sabe tocar el piano.

Tom nasıl piyano çalacağını bilmiyor.

Mi hobby es tocar la guitarra.

- Gitar çalmak benim hobim.
- Hobim gitar çalmaktır.

¿Oíste a mi hijo tocar violín?

Oğlumun keman çaldığını duydun mu?

Oímos al niño tocar el violín.

Çocuğun keman çaldığını duyduk.

No te atrevas a tocar nada.

Sakın hiçbir şeye dokunma.

No te atrevas a tocar eso.

Sakın ona dokunma.

Tomás solía tocar el piano profesionalmente.

Tom profesyonel olarak piyano çalardı.

¿Puedes enseñarme a tocar la cornamusa?

Gaydanın nasıl çalınacağını bana öğretebilir misin?

Sabe tocar muy bien el piano.

- Çok iyi şekilde piyano çalabilir.
- O, piyanoyu çok iyi çalar.
- O, piyanoyu çok iyi çalabilir.
- O, piyanoyu çok iyi çalıyor.

Al principio no sabía tocar guitarra.

En başta gitar çalamıyordum.

Siempre he querido tocar el trombón.

Ben her zaman trombon çalmayı istedim.

¿Cómo aprendiste a tocar el violín?

Keman çalmayı nasıl öğrendin?