Translation of "Charla" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Charla" in a sentence and their turkish translations:

Charla con tus amigos.

Arkadaşlarınızla sohbet edin.

Di una breve charla.

Kısa bir konuşma yaptım.

Y quieres tener una charla,

kısa bir konuşma yapmak istediğinizde,

Ellos están teniendo una charla.

Onlar sohbet ediyorlar.

Tuve una charla con Tom.

Tom ile sohbet ettim.

Debemos tener una charla, Tom.

Bizim konuşmamız gerek, Tom.

Tom dio una charla breve.

Tom kısa bir konuşma yaptı.

Prefiero no dar una charla.

Bir konuşma yapmamayı tercih ederim.

Debemos tener una charla en privado.

Özel olarak konuşmamız gerek.

La charla se alargó hasta las tres.

Konuşma üçe kadar sürüncemede kaldı.

Necesito tener una pequeña charla con Tom.

Tom ile biraz sohbet etmem gerekiyor.

Voy a tener una charla con Tom.

Tom'la konuşmak zorunda kalacağım.

- Acabamos de hablar.
- Hemos tenido una charla.

Az önce bir konuşma yaptık.

Tom tuvo una charla agradable con Mary.

Tom Mary ile hoş bir sohbet yaptı.

Tom tuvo una larga charla con Mary.

Tom Mary ile uzun bir konuşma yaptı.

He tenido una charla agradable con Tom.

Tom'la hoş bir sohbet ettim.

Es una charla TEDx, no tengo tanto tiempo.

Bu TEDx konuşması, o kadar zamanım yok.

Pero de eso no se trata esta charla.

Ama bu bizim konumuz değil ki.

Y eso es otra charla en sí misma.

ve bu başlı başına ayrı bir konuşma konusu.

Quiero tener una pequeña charla contigo sobre Tom.

Seninle Tom hakkında küçük bir sohbet etmek istiyorum.

Acabo de tener una pequeña charla con Tom.

Az önce Tom'la biraz konuştum.

Alguien mencionó en una charla previa el cerebro límbico.

Ve biri önceki bir konuşmada limbik beyinden bahsetti.

Es la razón por la que escuchan esta charla.

bu konuşmayı dinlemenizin sebebi de bu.

Y las he esparcido a través de mi charla.

ve konuşmam boyunca hepsini dağıttım.

¿Tienes unos minutos? Me gustaría tener una charla contigo.

Bana birkaç dakika ayırabilir misin? Seninle konuşmak istiyorum.

Tuvimos una charla seria el uno con el otro.

Biz, birbirlerimizle kalp-kalbe bir konuşma yaptık.

Tengamos una charla sobre lo que hiciste en Boston.

Boston'da yaptığın hakkında konuşalım.

Como vimos antes en la charla de plasticidad neuronal,

Daha önce bir nöroplastisite ile konuşmamdan öğrendiğim gibi,

Ya saben, si hay algo que concluir de mi charla,

Bilirsiniz, konuşmamdan alacağınız, bir şey varsa,

[Esta charla contiene lenguaje obsceno. Se recomienda discreción del espectador]

[Bu konuşma görsellik içermektedir Buna dikkat edilmesi tavsiye edilir]

Y el hecho de estar hoy aquí en esta charla,

ve bugün burada sizlerle konuşuyor olmak--

- Tengamos una charla con Tom.
- Vayamos a charlar con Tom.

- Tom'la sohbet etmeye gidelim.
- Tom'la muhabbet etmeye gidelim.

Unos años después de mi charla con Sarah la Ewok,

Sarah (Ewok) ile yaptığımız konuşmadan birkaç yıl sonra

- Me gustaría charlar contigo.
- Me gustaría tener una pequeña charla contigo.

Seninle biraz konuşmak istiyorum.

Es el momento de la charla en el que pongo segunda marcha,

Konuşmanın ikinci vitese geçtiğim kısmına geldik.

- Si pudiéramos hablar otra vez, me encantaría.
- Me gustaría mucho repetir la charla.

Yine konuşabilsek mutlu olacağım.

- Estas son las líneas principales de mi charla de hoy.
- Estas son las líneas principales de mi conferencia de hoy.

Bunlar bugünkü konuşmamın ana hatları.