Translation of "Cabaña" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Cabaña" in a sentence and their turkish translations:

- La cabaña fue incendiada.
- Incendiaron la cabaña.

Kulübe ateşe verildi.

Tom estaba en la cabaña.

Tom kulübedeydi.

Mi familia vivía en una cabaña.

Ailem bir kulübede yaşıyordu.

Hay una cabaña cruzando el puente.

Köprünün ötesinde bir kır evi var.

Vi una cabaña a lo lejos.

Uzakta bir kulübe gördük.

Solía haber una cabaña por ahí.

Buralarda bir kulübe vardı.

La cabaña estaba limpia y ordenada.

Yazlık temiz ve düzenliydi.

Su cabaña está en la costa.

Onun kulübesi kıyıda.

La vieja cabaña tiene un cierto encanto.

Eski yazlığın bu konuda belirli bir çekiciliği vardır.

La cabaña fue desgarrada por la tormenta.

Kabin fırtına tarafından parçalara ayrıldı.

Arrendamos una cabaña cerca de un lago.

Gölün yanında bir kabin kiraladık.

Después del puente hay una pequeña cabaña.

Köprünün ötesinde küçük bir kulübe var.

Incluso la cabaña más modesta de la Tierra

Dünyadaki en gösterişsiz kulübe bile

El ermitaño vivía en una cabaña de madera.

Keşiş ahşap bir kulübede yaşıyordu.

Era pobre y vivía en una pequeña cabaña.

O, yoksuldu ve küçük bir kabinde yaşardı.

Naoki era pobre y vivía en una pequeña cabaña.

Naoki yoksuldu ve küçük bir kulübede yaşıyordu.

La cabaña fue rota a pedazos por la tormenta.

Kabin fırtına tarafından parçalara ayrıldı.

El hombre que vive en la cabaña está ciego.

Kulübede yaşayan adam kör.

Él vive solo en una cabaña en el pantano.

O, bataklıkta küçük bir kulübede tek başına yaşıyor.

Le seguimos en fila india hasta llegar a la cabaña.

Kulübeye yetişinceye kadar onu tek sıra izledik.

Tom pasó la noche en una pequeña cabaña cerca del lago.

Tom bütün geceyi gölün yanında küçük bir kabinde geçirdi.

Tom vive solo en una pequeña cabaña cerca de una cascada.

Tom bir şelaleye yakın bir kamarada yaşıyor.

La cabaña me recordó los momentos felices que había tenido con ella.

Sayfiye evi bana onunla birlikte geçirdiğim mutlu günleri hatırlattı.

He puesto una mesa debajo de un hermoso árbol detrás de la cabaña.

Kır evinin arkasında güzel bir ağacın altında bir masa kurdum.

Es contar una historia sobre la identidad de las personas que viven en esa cabaña.

kulübenin içinde yaşayan insanların kimliği hakkında bir hikâye anlatır.

La vieja cabaña tenía sólo una cama, así que todos hacíamos turnos para dormir en ella.

Eski kulübenin sadece bir yatağı vardı, bu yüzden biz hepimiz onun içinde sırayla uyuduk.