Examples of using "Aun" in a sentence and their turkish translations:
bir başarı vardır.
diyeceğim ama hala daha
bu, rahatsız edici olmaya başlasa bile.
Oysa bu güçsüzleştirici.
Durum böyleyken tüm kalbimle inanıyorum ki
Yine de katliam devam ediyor.
yine de bizi dışlamazlardı yahu
Fakat yine de o dönemde
Tom henüz geri gelmedi.
En optimal stratejiyi deneseniz bile,
Ama bu problemlerin devam etmesi
Mayısta bile hava çok soğuk.
Henüz en iyisi gelmekti.
hatta İsrailli askerler
yine de çok geç kalınmış olur.
ve şu an 2018 yılındayız.
ama yine de sevenler içinde sevmeyenler içinde
şu an hâlâ çoğu hayal gibi.
Bassam hâlâ İsraillilerden nefret etmediğini söylüyor,
Ona iyi davranıldı ama hala korkuyordu.
O gelmese bile umurumda değil.
Normal, basit bir mesaj yazarken bile,
Yine de sadece onda biri, hastanın odasına girmeden önce
bu hala büyük bir genel sağlık sorununu oluşturuyor,
Ancak bunların çoğu bizlerin görebildiği olaylar değil.
hatta daha sonra eşcinsel olduğunu anlayan çocuklar tarafından bile.
Yine de diş fırçası orada.
O ondan hala nefret ediyordu, ölümünden sonra bile.
O zaman, evim hala inşa ediliyordu.
- Sen onun olanaksız olduğunu biliyordun ve o zaman bile denedin.
- İmkansız olduğunu biliyordun ve yine de denedin.
Dikenlerine değmeden dokunsanız bile
Zorlu ve yorucu kısımlar bile kolaylıkla geçti.
Bu teknolojinin nasıl olur da GSYİH'den daha fazla olduğunu sorabilirsiniz.
Yine de sıcaklık donma noktasının sadece biraz üstünde.
insan nüfusu ve daha fazlası için ihtiyaç duyduğumuz tüm gıda ve kaynakları
Tom hakkında hala bilmediğim çok şey var.
Bu konuda hala ağlamadan konuşamıyorum.
Anlamış olsan bile, bu açıklaması zor bir teori.
tarihi aşamalarında görüyoruz ve hâlâ toplumumuza etki ediyor.
Ama gökyüzünün çok ufak bir kısmına işaret edebiliyor.
Yine de, şartları kabul etmedi, sadece müzakereleri yeniden açmayı kabul etti. Müttefiklere,
Kanıtlayamasan bile neyin doğru olduğuna inanırsın?
Şarap çok pahalıydı, buna rağmen onu satın almak istedi.
Tom şarkı söylemek istemeyebilir ama yine de ona rica etmen gerekir.
Yine de bu kadın kendi kendine okumayı ve yazmayı öğrenmiş
Bu sırada CEO’ların kazançları sürekli olarak artıyor.
Yakın arkadaşların bile arkaşlıklarını devam ettirebilmek için gayret göstermeleri gerekir.
Ben senin düşünceni anlıyorum, ama yine de katılmıyorum.
O hasta olsa bile çocuk yine de okula gitti.
Tom aramak için çok geç olduğunu biliyordu ama yine de aradı.
O gelmese bile, biz başlamak zorunda kalacağız.
Yemek yemek istememe rağmen, yemek yiyecek yeterli zamanımın olmadığını fark ettim.
ama yinede gittiğimizde aldığımız zevk muazzamdı yahu herhalde çıkmak istemezdik
Ablam oğluma bakmayı seviyor, ama ben hala onun bezini her zaman değiştirmek zorunda olan biriyim.
Bağdatın düşüşünden bir yıl sonra bile İslam dünyasında bunun şoku hissediliyordu.
bu kuşağın ve diğer kuşakların ömründe kaç yıl daha kalmış olursa olsun.
Sınırsız hoşgörü hoşgörünün ortadan kalkmasına yol açar. Hoşgörüsüz olanlara bile sınırsız hoşgörüyü uzatırsak, hoşgörülü bir toplumu hoşgörüsüzlerin saldırısına karşı korumaya hazır değilsek, o halde hoş görülü tahrip olacak ve onunla birlikte hoşgörü de.
Elveda ey şanlı İstanbul! Elveda Pera ve Permas! Elveda iskele, Çıfıt Çarşısı ve de Gedikpaşa! Güzel hasbahçe, elveda! Şimdi büyük bir cami olarak kullanılan ulu mabet Ayasofya, elveda! Tersaneler, elveda! Şeytan görsün yüzünüzü! Artık her gün denize indirebilirsiniz karinadan yelkene seyir için gerekli her şeyi hazır bir kadırga!