Examples of using "Momento" in a sentence and their turkish translations:
Bir süre bekleyin.
Bir dakika...
Bu anın tadını çıkarmalısın.
Ben bir süreliğine dışarı çıkıyorum.
Carlos bir an bekledi.
Şu anda meşgulüm.
Şimdi, bir dakika bekleyin.
O esnada
Anın tadını çıkarın!
Lütfen bekle.
Lütfen dur.
Sadece bir süre dinlen.
Yanında ol.
Bir süre kalın.
- Anı yakala.
- Anı kaçırma.
Hımm, bir dakika.
Bize biraz izin verin.
Bu kötü bir zaman.
Bu anın geleceğini biliyordum.
kendinize bir an ayırın.
Memur o gün kovuldu.
Karar zamanı!
ve yolun bir yerlerinde,
kapımıza dayandığında
belki de bir anı
- Sizi bir süre rahatsız edebilir miyim?
- Bir an için sizi rahatsız edebilir miyim?
- Ben bir an için sizi rahatsız edebilir miyim?
Bir saniye buraya gelir misiniz?
Bir saniye, lütfen.
Vakit geldi.
Seninle biraz görüşebilir miyiz?
Bir an için düşün.
O önemli bir andı.
Az önce bitirdik.
Birbirimizle biraz konuştuk.
Sadece biraz bekleyin.
Sadece biraz zamana ihtiyacım var.
- Bir süre dinlenmem gerekiyor.
- Bir süre dinlenmeliyim.
Bir an için sakin olun.
Bana bir dakika izin verir misin?
Biraz bekler misin?
Bizi bir dakika yalnız bırak.
Beni her zaman arayın.
Bana bir dakika müsaade edebilir misin?
Şimdi senin zamanındır.
Uygun bir zamanda geldiniz.
Çok etkileyiciydi.
yaşamındaki en kutsal anlardan birini paylaşmış oluyorsunuz.
Bunu görmezden geliyor.
O noktada, canıma tek etmişti.
yoğun bir anda,
ana gelmekle alakalıdır.
bir an için de olsa
Fakat yine de o dönemde
Çantama bir süre göz kulak ol.
Biraz bekleyin, lütfen.
Onunla ilk kez o zaman karşılaştım.
Onu başka bir zaman yapar mısın?
Onu biraz beklet.
Her an yağmur yağabilir.
Lütfen biraz bekleyin.
O, o zaman yorgundu.
Bir an burada kalın.
Şu anda çalışıyoruz.
Bana biraz izin verir misiniz?
Şu anda meşgul müsün?
Seninle biraz konuşabilir miyim?
O, şu anda iyidir.
Bu benim beklediğim an.
- Bir dakika bekle, lütfen.
- Lütfen biraz bekleyin.
Bir an için sessiz kalın.
Doğru zaman nedir?
Seninle bir ana ihtiyacım var.
Doğru anı bekliyordum.
O zaman akşam yemeği yiyordum.
Onlar şu anda bir mola veriyorlar.
Onu bir anlığına gördüm.
Tom bir an için çekindi.
Benim şu anda paraya ihtiyacım yok.
Bu, sohbet etmek için kötü bir zaman mı?
- Bu tarihi bir an.
- Bu bir dönüm noktası.
Bu şu anda önemli değil.
Bir süre beklemelisin.
Bu iyi bir zaman değil.
Tom bir süre dinlendi.
- Şu anda susuz değilim.
- Şu anda susamış değilim.
Bir süre burada bekler misin?
O zaman ayık mıydın?
Belki başka bir zaman.
Bir an bir sessizlik vardı.
Ben her zaman başlayabilirim.