Examples of using "фортепиано" in a sentence and their turkish translations:
Piyano sever misiniz?
Piyano çalmak zordur.
Nancy'nin bir piyanosu var.
çocuğun dans kursu var, piano öğreniyor
O, bana piyanoda eşlik etti.
Tom, çocuklara piyano dersleri vermektedir.
Piyano çalmayı öğrenmek ister misin?
Ne sıklıkta piyano derslerin var?
Piyano pahalıdır, ama araba daha pahalıdır.
Tom piyano dersleri alıyor.
O, piyanoyu notasız çalardı.
Tom piyano dersleri aldı.
Sıkıldığım zaman piyanoyu pratik yaparım.
O, sabahtan beri piyano çalışmaktadır.
Kız kardeşim her gün piyano çalar.
Ben her gün piyano çalışmak zorundayım.
Sally, piyano dersleri vererek geçimini sağlıyor.
Piyanoda Beatles'ın tüm şarkılarını çalabilir.
Piyano çalarım.
O piyano çalar.
Piyano çalıyor mu?
Tom piyano çalar.
Tom piyanoları akort etmeyi öğrenmek için okula gitti.
Her gün piyano çalışıyorum.
Yapmam gerektiği kadar sık piyanoyu pratik yapmıyorum.
Piyano çalışmaya çok fazla zaman harcıyor.
Bu piyanoyu çalabilirsiniz ama gece değil.
O, piyanoyu benden daha iyi çalabilir.
Piyano çalabilir misin?
Piyano çalmam zordur.
Biraz piyano çalıyorum.
Biri piyano çalıyor.
Ben piyano çalmam.
Tom haftada üç kez piyano dersleri alır.
Kız kardeşim haftada iki gün piyano dersleri alır.
O çok iyi şekilde piyano çalar.
Tom sırtı ağrıdığı için piyanoyu taşımaya yardım edemiyor.
Yıllardır bir piyano akortçusu olarak çalıştım.
Tom artık piyano çalmak istemiyor.
"Yarın piyano çalacak mısın?" "Hayır, çalmayacağım."
- O, piyano çalar mı?
- O piyano çalar mı?
Bana piyanoyu nasıl çalacağımı öğretir misin?
Kız kardeşimin hoş bir piyanosu var.
Haftada bir kez piyano dersleri alır.