Examples of using "учится" in a sentence and their turkish translations:
Tom öğreniyor.
Tom araba sürmeyi öğreniyor.
Niçin öğrendiğini bilen daha iyi öğrenir.
Taro, sıkı çalışıyor.
O hızlı öğrenir.
Tom hızlı öğrenir.
Tom kendini nasıl savunacağını öğreniyor.
Tom yüzmeyi öğreniyor.
Tom nasıl uçacağını öğreniyor.
Tom programlamayı öğreniyor.
Tom nasıl araba süreceğini öğreniyor.
Çocuk çabucak öğreniyor.
O yüzmeyi öğreniyor.
O yüzmeyi öğreniyor.
Tom nerede okuyor?
O, nerede okuyor?
Tom burada çalışıyor.
Tom yeterince çalışmıyor.
O, doktor olmak için öğrenim görüyor.
Tom bir helikopteri uçurmayı öğreniyor.
Kyoto Üniversitesinde öğrenim görüyor.
- O çalışıyor.
- Ders çalışıyor.
O, araba sürmeyi öğreniyor.
O bir arabayı nasıl süreceğini öğreniyor.
Tom oldukça hızlı öğrenir.
Tom çok çalışır.
- Tom, Harvard'ta okuyor.
- Tom Harvard'da okuyor.
Jim araba sürmeyi öğreniyor.
ve eleştiri ile öğrenmeyi bilirler.
Çocuğumuz konuşmayı öğreniyor.
O çok hızlı öğreniyor.
O çok hızlı öğreniyor.
Tom çok hızlı öğreniyor.
Tom web tasarımı okuyor.
Tom tango dansı yapmayı öğreniyor.
Tom figür pateni yapmayı öğreniyor.
Tom yeterince çok çalışmıyor.
Bizim bebek konuşmayı öğreniyor.
Tom Boston'da okuyor.
- Tom yeni yeni emeklemeyi öğreniyor.
- Tom daha yeni emeklemeyi öğreniyor.
Tom, cumartesileri ders çalışır.
Tom bunu yapmayı öğreniyor.
Arkadaşlarımdan biri yurt dışında öğrenim görüyor.
çocuğun dans kursu var, piano öğreniyor
O, piyanoyu öğreniyor.
Bu üniversitede okuyor.
O bir bakan olmak için eğitim görüyor.
O okulda iyi yapıyor.
Tom piyano çalmayı öğreniyor.
Kız kardeşim şimdi eğitim yapmıyor.
Tom gitar çalmayı öğreniyor.
Arkadaşlarımdan biri yurt dışında okuyor.
O her gün çok çalışır.
Çocuk, okuma ve yazma öğreniyor.
- Tom daktilo kullanmasını öğreniyor.
- Tom daktilo eğitimi alıyor.
sadece Gansu'daki 1000 okuldan biri.
Oğlu şu anda üniversitede.
Kızım o okulda okuyor.
Mary şimdi odasında ders çalışıyor.
Onun büyük oğlu üniversitede okuyor.
Eskisinden çok daha fazla çalışıyor.
Tom her zaman çalışıyor.
O okumak için ülkeyi terk etti.
Fransızca, öğrenmek için kolaydır.
Küçük erkek kardeşim, İngilizce okumayı öğreniyor.
Tom'un araba sürmeyi öğrendiğini duydum.
Tom JavaScriptte programlar yazmayı öğreniyor.
Tom okulda çok iyi gitmiyor.
O çok zeki ve ayrıca çok çalışıyor.
Yaşa ve öğren.
Eskisi kadar çok çalışmaz.
Tom çok çalışır.
Tom Mary kadar çok çalışmıyor.
Annesi geldiğinde ders çalışıyormuş gibi davrandı.
Jim kardeşi kadar sıkı çalışır.
Tom hatalarından öğrenen kişi tipi değil.
Tom sınıftaki herhangi bir çocuk kadar çok çalışır.
O, sınıfında başka bir öğrencinin çalıştığından daha çok çalışır.
O gece okuluna gidiyor.
O, gece gündüz çalışır.
Sınıfındaki herhangi bir öğrenci kadar çok çalışır.
O, okuldan sonra kütüphanede çalışır.
Okulumuzun yaklaşık bin öğrencisi vardır.
- Yaşa ve öğren.
- Yaşayın ve öğrenin.
O ileri düzey bir Esperanto dersi alıyor.
Beşinci sınıfta olan oğlum Shizuoka'dan Nagoya'daki bir ilkokula transfer oldu.
Bu kadar çok av olması burayı ideal bir eğitim alanı yapar. Kendi başının çaresine bakmayı öğrenen bir jaguar için mesela.
Amerikalı bir kız bizim sınıfta.
Tom, öğretmenlik yaptığım üniversitede bir öğrencidir.