Examples of using "удержать" in a sentence and their turkish translations:
Bu şey beni taşısa iyi olur.
Buzun üstünde denge kurmak zordur.
Atın üzerinde dik duramadım,
Tom'un bunu yapmasını engellemek istiyorum.
Onun ana hedefi enflasyonu %10'un altında tutmaktı
Halat onu taşıyacak kadar güçlü değildi.
Onun düşmesini engellemek için onu tutmak zorunda kaldım.
Onu aşağıda tutmaya çalış.
Onun şakasına gülmemek elimde değil.
Hiç kimse beni oraya gitmekten alıkoyamaz.
Tom'u yaptığı şeyi yapmaktan durdurmak için yapabileceğin bir şey yoktu.
Tom'u benim yaptığım aynı hataları yapmaktan durdurmaya çalışıyorum.