Examples of using "поверхности" in a sentence and their turkish translations:
Dünya yüzeyinin üçte biri çöldür.
Dünya yüzeyinin üçte ikisi su ile örtülüdür.
Okyanuslar dünya'nın yüzeyinin % 70'ini kaplarlar.
Güneş batarken, yüzey serinliyor.
Modifiye bir uzvuyla yüzeye vuruyor.
karbon, mineraller ile fiziksel olarak birleştirilerek saklanır.
Dünya yüzeyi büyük ölçüde sularla kaplıdır.
Yaklaşık olarak dünya yüzeyinin üçte biri topraktır.
Dünya'nın dörtte üçü sularla kaplıdır.
Buzun üstünde denge kurmak zordur.
Su, yeryüzünün yaklaşık %70'ini kaplamaktadır.
Ormanlar dünya yüzünün %9.4'ünü kaplar.
Dünya'nın dörtte üçü sudur.
Yüzeydeki sıcaklık 62 dereceye ulaşabiliyor.
toprağı kazmaya başladıktan sonra
dış yüzeyindeki buzul erimeye başlıyor
Dünya yüzeyinin beşte biri donmuş topraklarla kaplıdır.
Güneşin yüzey sıcaklığı 6000 ° C civarındadır.
Birdenbire, yüzeye doğru uzandı.
Anlamak istediğiniz önemli şeylerden biri yüzey,
mars yüzeyinden kopan bazı parçalar dünyaya düşmüştü
Küresel bir düzlemde bir üçgenin açılarının toplamı 180'den dereceden daha fazladır.
Bir elma suda yüzecektir, bir armut yüzmeyecektir.
Denizden yansıyan ay ışığına çekilerek okyanusa doğru gidiyorlar.
Satürn üzerindeki beyaz lekelerin, güçlü fırtınalar olduklarına inanılır.
Grönland'tan su ve buzu okyanusa taşıyor.
Kar yüzünden ormanın zemininde yiyecek bulmak pek mümkün değil. Başka yerlere bakmalı.
Görevi, gelecekteki iniş yerleri için Ay'ın yüzeyini incelemek olacaktır.
Bir yeraltı madeni, yüzeydeki sıcaklıktan 20-30 derece daha serin olabilir.
Dünyanın yüzeyinden herhangi bir insanın kat ettiği en uzak mesafe 850 mil idi.
Ama bırakmadı. Elimin üstünde yüzeye geldi.
Sular yükseldi, alabildiğine çoğaldı; gemi suyun üzerinde yüzmeye başladı.
RAB insanlardan evcil hayvanlara, sürüngenlerden kuşlara dek bütün canlıları yok etti, yeryüzündeki her şey silinip gitti. Yalnız Nuh'la gemidekiler kaldı.
Güvercin konacak bir yer bulamadı, çünkü her yer suyla kaplıydı. Gemiye, Nuh'un yanına döndü. Nuh uzanıp güvercini tuttu ve gemiye, yanına aldı.