Examples of using "сторону" in a sentence and their turkish translations:
Kenara çekilin.
Şaka bir yana!
Şakanın sırası değil.
... düşmelerine neden olacak ne yaşandı
Sen yanlış yönde gidiyorsun.
"Neden hep Mary'nin tarafını tutuyorsun?" "Ben kimsenin tarafını tutmuyorum."
Neden hep onun tarafını tutuyorsun?
Neden her zaman onun tarafını tutuyorsun?
Ayrıca diğer tarafı da dinlemelisin.
Tom yanlış yönde gidiyor.
İyi otlaklar kasabanın öte yanında.
Adam onu bir kenara itti.
Beni bir kenara itti.
- O hangi yöne gitti?
- Hangi yöne gitti?
- Bardağa dolu tarafından bak.
- Konuya iyi tarafından bak.
Oyunlar oynamayı bırakalım.
Tom eve doğru koşmaya başladı.
Ben taraf tutmuyorum.
Hangi yöne gitti?
Tom Mary'ye doğru yürüdü.
Tom Mary'ye doğru baktı.
Tom Mary'ye doğru hareket etti.
Güneye doğru.
Tom görmezden geliyor.
Ben parka doğru yürüdüm.
Hangi yoldan gidiyorsun?
- Masanın diğer tarfına otur.
- Masanın öbür tarafına geç.
Neden her zaman Tom'un tarafını tutuyorsun?
Ben Tom'un tarafını tutacağını biliyordum.
şaka bir yana tabi ki de gerçek yöntem
için seçilmişti
Lütfen kenara çekilin.
Bu otobüs farklı bir yöne gidiyor.
- Her zaman yaşamın aydınlık yüzüne bak.
- Hayata her zaman olumlu yönden bak.
O, her zaman onun yanında yer alır.
Bir hırsız için, tüm yollar hapishaneye çıkar.
Tom tepenin diğer tarafında yaşıyor.
Neden Tom'u tutuyorsun?
Denize bakarak durdu.
Diğer tarafa nasıl gidebilirim?
Başkente doğru çabucak ilerlediler.
- Evim denize bakıyor.
- Benim evim denize doğru bakar.
- Evim full deniz manzaralı.
Sanırım benim için çekilme zamanıdır.
Tom tek yön bilet aldı.
Neden hep Tom'un tarafını tutuyorsun?
Onun geçebilmesi için kenara çekildim.
Kimin tarafındasın?
Bazı insanlar kaldırımın diğer tarafına geçti,
Yavrular, antilopları korkutup kaçırıyor. Doğruca dişiye geliyorlar.
fakat bu helikopter kıyıya doğru uçuyor,
şimdi birde durumun ciddi tarafından bakalım
fakat Sibirya'ya doğru ilerliyor artık
Sadece hayatın karanlık tarafında bakma.
Gerçek, ay gibidir, bunun yalnızca bir tarafını görebilirsiniz.
Ciddi olalım.
Tom Mary'nin geçmesine izin verirken kenara çekildi.
Giderken yürüyerek gittim.
Gidiş, geliş mi yoksa tek yön mü?
Ayın diğer tarafını göremiyoruz.
Birmingham'a sadece gidiş bileti lütfen.
Tom yüzünü yana çevirdi.
Tom hangi yola döneceğini bilmiyordu.
Tom bu duvarın diğer tarafında.
Tatoeba'nın karanlık yönünü kesinlikle keşfettim.
Kötü otları kopardı ve onları attı.
O, denize doğru yürüyordu.
Sanki onların hayatın diğer tarafına gittiğini hissettim.
ABD'nin bağımsızlık gününde Manhattan'ın hemen karşısında
diğer tarafa doğru giden su bir yerden sonra durup
Onlar eski yaraları bir kenara koymaya karar verdiler.
Tom yön değiştirdi.
Tom ve arkadaşları sahile doğru gitti.
Tom Mary'nin geçmesine izin vermek için kenara çekildi.
Yanlış yöne gidiyorsun.
Bunu başarmanın tek yolu dünyayı iyileştirmek,
yalan'ında şimdi bilimsel tarafı olurmu ya
- Mary hocama karşı benim yanımda yer aldı.
- Mary hocama karşı benim tarafımı tuttu.
Yarına kadar sınırı geçeceğiz.
1950'lerde Sovyetler Birliğine iltica etti.
Tom, olaylara daima olumsuz tarafından bakan çok kötümser bir insan.
Yandan çıkarın. Onunla oynamaya başlamayın.
Tom suya daldı ve diğer tarafa yüzdü.
Tom dağlara doğru işaret etti.
Kadın sandalyeden kalktı ve kapıya doğru baktı.
Biri o tarafa, diğeri o tarafa gidiyor, başka biri de o tarafa.
olduğunu düşünüyorsunuz. Akıllıca. Pekâlâ, o tarafa gideceğiz. Hadi.
Bütün gözler ona doğru döndü.
Tüm gözler ona doğru döndü.
Tom tavanı işaret etti.
- Niçin benim yerime onu destekledin?
- Neden benim yerime onun tarafını tuttun?
Japonya'nın illerinden biri olan Şizuoka, Pasifik Okyanusuna bakar.
Eğer durum düzelmezse, önlem almak zorunda kalacağım.
Demek karşıya geçmenin en iyi yolunun halatı kullanmak olduğunu düşünüyorsunuz. Tamam, hadi. İşte başlıyoruz.
karşı bilgiççe kan davası , onu Ruslara kaçmaya itti. Berthier, Leipzig
engellemeye çalıştığı için övgü aldı - ancak başarılı olamadı.
Mary giyinirken diğer tarafa bakmamı istedi.
Evliliklerinin daha ilk aylarında, Meryem Tom'un karanlık yüzünü görmeye başladı.
- Dijital teknoloji bilginin çok daha hızlı işlendiği ve iletildiği bir noktaya evriliyor.
- Dijital aygıtlar bilginin daha da hızlı iletildiği ve işlendiği bir noktaya doğru gelişimini sürdürüyor.