Examples of using "рука" in a sentence and their turkish translations:
Kolun nasıl?
Kolun acıyor mu?
Tanrı'nın eli,
Kolum ağrıyor.
Kolun kırık.
Bir el diğerini yıkar.
Tom'un kolu benimkine hafifçe çarptı.
Elim ılık suda.
Benim sağ elim uyuşmuş.
Elim kaşınıyor.
Tom'un kolu kırık.
Bize İslamda Fatima'nın elini gösteriyor.
Sanırım sağ kolum kırık.
Beşik sallayan el dünyayı yönetir.
Dün kolum ağrıyordu.
Kolum kötü ağrıyor.
Çift kol kola yürüyordu.
Kolum hâlâ acıyor.
Benim kırık bir kolum yok.
Sol elim uyuşuk.
Tom'un sadece bir kolu var.
Elim gerçekten acıtıyor.
Sol elim uyuştu.
Sol kolum uyuşmuş.
- Tom'un kolu alçıda.
- Tom'un kou alçılı.
Sağ kolum askıda.
Bütün kolumun üzeri sivrisinekler tarafından ısırıldı.
«Kolun ağrıyor mu?» «Biraz ağrıyor.»
Elim yerinde duruyor.
Tom seni öldürmek için tereddüt etmeyecektir.
Hastalık ve kıtlık birlikte giderler.
- Sağ elin yaptığından sol elin haberi yok.
- Herkes ayrı alemde.
- Herkes kendi havasında.
Aşk ve kıskançlık bir aradadır.
Servet ve sağlık el ele gider.
Teori ve pratik el ele gitmeli.
Özgürlük heykelinin sağ kolu 42 fit uzunluğundadır.
Kolum omzumdan dirseğime kadar ağrıyor.
Kolun kırılmadığı için mutluyum.
Tom'un sol elinde bandajı vardı.
Kolumda bir ağrı var.
Sanki soğuk bir el bana dokunuyormuş gibi hissettim.
Sanayileşme çoğu kez kirlilikle birlikte gider.
Elim yanmıştı.
Elimi tut. Sen ve ben yeni bir ütopya inşa edeceğiz.
Elimi, bileğimi, kolumun ön kısmını ve dirseğimi incittim.
ama elin yabancısı yapınca da vay efendim kaka vay efendim kötü
Bu eve kadın eli değmesi lazım.
Elim soğuktan o kadar uyuşmuş ki parmaklarımı hareket ettiremiyorum.
Eğer elin günah işlemene neden olursa, onu kes. Tek elle yaşama kavuşman, iki elle sönmez ateşe, cehenneme gitmenden iyidir.