Examples of using "рассчитать" in a sentence and their turkish translations:
Maliyeti hesaplamak kolay değil.
Biri bir kondansatörün kapasitesini nasıl hesaplar?
Uygulama, vücut kütle indeks oranını hızlı bir şekilde hesaplamanı sağlıyor.
Ben müteahhitlerle konuşuncaya kadar nihai maliyeti hesaplayamam.
yani bir diğer deyimle paralel evrende şu an kaç dakika geçti sorusun cevabı işte bunlarla hesaplanabilir