Examples of using "разных" in a sentence and their turkish translations:
1400 insanla çalıştık.
Onlar farklı odalardalar.
- Biz farklı ülkelerden geliyoruz.
- Farklı ülkelerden geliyoruz.
- Değişik ülkelerden geliyoruz.
Bükreş ve Budapeşte iki farklı ülkede iki farklı şehirdir.
Farklı ülkelerden oyuncak bebekler toplarım.
karıncaların yine bir çok farklı türü var
Farklı insanların farklı fikirleri vardır.
Avrupa'da bir sürü farklı insan var.
Tom birkaç farklı yöntem denedi.
Dünyada birçok farklı halk vardır.
Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.
Ormanda çok farklı bitkiler var.
Çok farklı tipte köpek türleri vardır.
Kaç tane farklı okula devam ettin?
Öpücüğün birçok farklı türü vardır.
Farklı şehirlerde yaşıyorlar.
İki farklı dil konuştuğumuzu hissediyorum.
Fakat biz dört farklı dil öğrenmeye çalıştık
ve farklı tabakalarda depolanır,
yaklaşık iki bin çeşit erik
ve yazın çeşit çeşit meyve veriyor.
Üç farklı gezginimizi görüyorsunuz burada.
İşte burada çok çok farklı iki görüş var.
yarasaların çok değişik huyları vardır
Yeme alışkanlıkları ülkeden ülkeye değişir.
Hepimiz farklı dünyalarda yaşarız.
Çok sayıda çeşitli oyunlar oynadık.
Farklı çaplarda iki eş merkezli daire çizin.
Farklı dilleri konuştuğumuzu hissediyorum.
yerlerden gelen 1400 insanı bir araya getirmek bir mucizedir.
Ben de çok farklı yerlerde olurdum
İşte zaman için farklı kavramlardan bahsetmeliyiz
Aslan ve kaplan kedinin iki farklı türüdür.
- Çeşitli dillerde 97'yi nasıl söylersin?
- Çeşitli dillerde "doksan yedi"'yi nasıl söylersin?
Bu havlular aynı renkte fakat farklı boyutlardadır.
Emily'nin çeşitli ülkelerden arkadaşları var.
Bu çiçek Hokkaido'nun farklı bölgelerinde bulunur.
Ben her ay beş farklı dergi okurum.
Kuşların güzel şarkıları ağaçlar arasından duyuluyordu.
Sami farklı farklı Müslüman ülkelerden Müslümanlarla tanıştı.
Bu yüzden, en iyi stratejiler bireyler arasında değişecektir.
farklı noktada da olabilir bu da problem değil
Biz bir çok ürünü dünyanın bir çok yerinden alıyoruz
Onlar evleninceye kadar ayrı odalarda uyudular.
Farklı şekillerde ve renklerde orkidelerim var.
Eskimoların kar için doksan farklı kelimesi var.
Onlar evli olsalar bile ayrı yatak odalarında uyuyorlar.
Yemek ve alan kapma derdindeki binlerce farklı türün arasında...
yani bu aslında farklı zamanların bir birine olan orantısı
Evlilik gelenekleri ülkelere göre değişir.
Yasalar ABD'de eyaletten eyalete değişiklik göstermektedir.
- Tom bir piyanist. Turneler için çeşitli ülkeleri ziyaret etmiştir.
- Tom, turneler aracılığıyla birçok ülkede bulunmuş bir piyanisttir.
- Bu sözcüğün en az üç değişik anlamı var.
- Bu kelime en az üç farklı manaya geliyor.
O, 25 yaşına kadar beş farklı ülkede yaşadı.
- 25 yaşına gelinceye kadar beş farklı ülkede yaşadı.
- 25'ine geldiğinde beş farklı ülkede yaşamıştı.
Şimdiye kadar ondan fazla yabancı ülkeye gittim.
Papua Yeni Gine'de, Papualılar tarafından konuşulan 850 farklı dil vardır.
Hiç kimsenin üç farklı doğum tarihi olamaz.
Onlar ayrı yataklarda uyuyorlar.
Tüm dünyada kadınlar daha önemli sorunlarla ilgilenmiyorlar mı?" dedi.
Bakın ne diyeceğim, iç çamaşırımı bir sürü şey için kullandım.
Farklı mitolojilerde bu hazineyi bulan kişilerin lanetneceğinden bahsediliyor
Nihayet Tatoeba'ya değişik dillerde 10,000 cümle katkıda bulundum.
- Çeşitli kaynaklardan bilgi ediniyorum.
- Çeşitli kaynaklardan bilgi edinirim.
Aynı annenin farklı babadan olan çocukları, birbirlerinin üvey kardeşleridirler.
Farklı işler farklı aletler gerektirir.
Dünyada üç farklı tipte insan vardır: sayı sayabilenler ve sayamayanlar.
Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.
Evet aslında bakarsanız beş altı farklı kaynaktan bunları teyit ediyorum bu bilgileri
Annem Norveçli, babam ise Danimarkalıydı. Onların iki ayrı dil konuştuklarını öğrendiğimdeyse beş yaşımdaydım.