Examples of using "пытаться" in a sentence and their turkish translations:
Denemeyi bırak.
Denemek işe yaramaz.
Daha çok çalışacağım.
Kaçmaya çalışmanın faydası yok.
Hatta denemek bile işe yaramaz.
Onu ikna etmeye çalışmak saçma.
Onları ikna etmeye çalışmak saçma.
Denememek başarısız olmaktır.
Beni kontrol etmeye çalışmayı bırak!
Onu ikna etmeye çalışmanın yararı yok.
- Denemeye devam etmeliyim.
- Denemeye devam etmem gerekiyor.
- Denemeye devam etmek zorundayım.
Beni ikna etmeye çalışmanın faydası yok.
Tom'u ikna etmeye çalışmanın bir faydası yok.
Seni ikna etmeye çalışmayacağım.
Bilmeceyi çözmeye çalışmanın faydası yok.
Onu tarif etmeye çalışmayacağım.
Ben kaçmaya çalışmayacağım.
Tom kaçmaya çalışmayacak.
Bunu inkar etmeye çalışmanın bir anlamı yok.
Sana hile yapmaya çalışacaklar.
Bunu tek başına yapmayı düşünmemelisin.
Tom'a yardımcı olmaya çalışmamamız gerekirdi.
Bunu tek başıma yapmayı denememeliydim.
Bunu tamir etmeye çalışmaktansa yeni bir tane alsan daha varlıklı olacaksın.
insanlar gördüm.
Böyle bir şeyi yapmaya çalışmak zaman israfıdır.
Onun hakkında onu ikna etmeye çalışmanın faydası yok.
Tom'u ikna etmeye çalışmayacağım.
Ben onu yapmaya çalışmayacağım.
Onu ikna etmeye çalışmanın hiçbir anlamı olmadığını düşünüyorum.
Onu ikna etmeye çalışmayacağım.
Sanırım onu ikna etmeye çalışmanın bir faydası yok.
yüzümüze bir gülümseme yerleştiririz,
Yapabileceğimiz tek şey kendimizi sıcak tutup beklemek.
Beni etkilemene gerek yok!
Her şeyi kendin yapmaya çalışmamalısın.
Hiç kimse iki ayakla bir nehrin derinliğini test ölçemez.
Tom'a yardım etmeye çalışmamalıydım.
Tom'u ikna etmeye çalışmak bir zaman kaybı olacak.
Bunu yapmayı asla denememeliydim.
Sanırım onu ikna etmeye çalışmanın bir anlamı yok.
ve imkanım oldukça Fransızca konuşmayı deneyeceğim" diye düşündüm.
ve Ay'ı nasıl yapacağımızı hâlâ çözmeye çalışıyorduk.
o kişi havada yakalamaya çalışırdı
İki kez başarısız olduktan sonra, William tekrar denemek istemedi.
Bu intihardır. Bunu yapmaya kalkışıyor olmamamız gerekir.
Fikirlerinizi başkaları için zorlamaya çalışmamanız gerekir.
Kesinlikle bir daha Tom'a yardım etmeye çalışmayacağım.
Tom'u bize yardım etmesi için ikna etmeye çalışmak tam bir zaman kaybı olacak.
Her zaman elinden geleni yapmaya çalışmalısın.
Buz gibi suda yüzmeyi denemesi çılgınlıktı.
Tom herkesi memnun etmenin zaman kaybı olacağını söylüyor.
Tom kazanmaya çalışmayacak.
Onlar tekrar deneyecekler.
Tom seni bunu yapmaya ikna etmeye çalışacak.
Tom Mary'nin olduğu yolu değiştiremez ama o onu denemekten vazgeçirmez.
Bir kadınla tartışmak suyu boğmaya çalışmak, ateşi yakmak, toprağı kazmak ya da havayı yakalamaya çalışmak gibidir.
Mesajınızı anlatmak bir yerlinin tam olarak söyleyeceği gibi onu söylemeye çalışmaktan çok daha önemlidir.
Tom, gitmemesi için onu ikna etmeye çalışacağını biliyordu.
Tom Mary'yi aramak için uğraşmaya devam etti, ama o hiçbir zaman telefonuna cevap vermedi.