Examples of using "проникнуть" in a sentence and their turkish translations:
Düşmanın inine girebildik.
- Hırsız arabaya zorla girmek için bir tornavida kullandı.
- Hırsız arabaya girmek için bir tornavida kullandı.
Hırsızlar daireye girmek için kilidi zorladılar.
Buraya girebileceğimi düşünmedim.
Eve girmeden önce, hırsız telefon hatlarını kesmiş.
Onların ağımıza sızmasına izin vermemeliyiz.
İçeri girebileceğimizi sanmıyorum.