Examples of using "полным" in a sentence and their turkish translations:
Yelkenli gemi tam hızda yol alıyordu.
Hazırlıklar en yoğun döneminde.
- Görüşmeler tüm hızıyla sürüyor.
- Müzakereler hız kesmeden devam ediyor.
Boş ev toz doluydu.
Tom'u aptalın önde gideni sanıyordum.
- Dolu ağzınızla konuşmak kibar değil.
- Ağzın doluyken konuşmak kibar değil.
Çok zamanımız var.
Tom dolu ağzıyla konuştu.
Tom'un tam bir aptal olduğunu her zaman düşündüm.
Yol inanılmaz yorucu ve tehlikelerle doluydu.
- Ağzın dolu konuşma!
- Ağzın doluyken konuşma!
Çin'de, internet sıkı bir şekilde kontrol ediliyor.
Yemek sırasında, ağzın dolu konuşma.
Son hızda giden bir devriye arabası gördük.
bir oda dolusu yabancının karşısında durabilen
Tom oğluna ağzı doluyken konuşmamasını söyledi.
- Ağzın doluyken konuşma.
- Yemek yerken konuşma.
- Ağzında yemek varken konuşma.
- Dolu ağızla konuşma.
Ağzın doluyken konuşmak kabalıktır.
Ağzın doluyken konuşma.
Ben tam bir aptal gibi hissediyorum.
Norveç ve Finlandiya gibi ülkelerde kışın çok kar olur.