Examples of using "полно" in a sentence and their turkish translations:
Bugün kalabalık.
O kalabalıktı.
Çok zaman var.
Gökyüzü yıldızlarla dolu.
Çok fazla yiyecek kaldı.
Geleceğin olasılıklarla dolu.
Gökyüzü siyah bulutlarla dolu.
Kalan çok zaman var.
Kalan pek çok şey var.
- Eline epey fırsat geçmişti senin.
- Karşına çok fırsat çıkmıştı.
Çok zamanın var.
Ağaç üzerinde bol miktarda portakal vardır.
Cadde arabalarla dolu.
Kova suyla doluydu.
Plaj insanlarla dolu.
Onun bol kitapları var.
Yapacak çok şeyim var.
Orada bol miktarda güzel kız var.
Yapacak çok şeyimiz var.
Deniz teknelerle doluydu.
Çok zamanım var.
Dünya kadar vaktimiz var.
Pek çok suyumuz var.
Onların bol zamanı var.
Onların bol paraları var.
Kilerde bol miktarda yiyecek var.
Bizde onlardan birsürü var.
Otel yabancılarla dolu.
Tom'un bir sürü ayakkabısı var.
Tom'un bir sürü parası var.
Bol yiyeceğimiz var.
Gökyüzü yıldızla doluydu.
Yapacak çok işimiz var.
Evde bol yiyecek var.
Kasaba turistlerle doludur.
Tom'un çok zamanı var.
Dünya aptallarla dolu.
Bir sürü arkadaşın var.
Aynı zamanda yengeçlerle dolu.
Balık iyi proteinlerle, iyi enerjiyle doludur
Burası bir sürü mahlukla doludur.
Sokaklarda cinler... ...gulyabaniler...
bir sürü kısıtlamam vardı.
Bu nehirde çok balık var.
Onun kalbi sevinçle doluydu.
Onun yüreği sevinç doluydu.
Oda mobilya ile doluydu.
Asker oyuncakları dükkanlarca bolca bulunur.
Partide bir sürü kız vardı.
Oda kalabalıktı.
Çok zamanımız olacak.
Yapacak çok işimiz olacak.
Kutu kitaplarla doluydu.
İçinde para olan pek çok park çeşmeleri var.
Çok zamanım vardı.
Tom'un çok fazla boş zamanı var.
Burada bir sürü arkadaşım var.
O caddede çok trafik var.
Çok zamanımız var.
O yasa belirsizliklerle doludur.
Daha yapılacak bir sürü işimiz var.
Hâlâ çok zamanım var.
İngilizce, Latince kökenli kelimelerle doludur.
Otobüste bir sürü insan vardı.
Odada çok kalabalıktı.
- Bu yer hırsızlarla ve katillerle dolu.
- Burası hırsızlarla ve katillerle dolu.
Dünya aptallarla dolu.
Gecenin sıra dışı zorluklar ve benzersiz fırsatlarla dolu olduğunu...
Tiksinç! Her yanın kepek olmuş!
Bu gece çok zamanımız var.
Bahçemiz otlarla dolu.
Bu mağara yarasalarla dolu.
Nehrin uzak kıyısında bir sürü çöp var.
Kilerde yiyecek çok şeyim var.
Yeni vergi kanunu boşluklarla dolu.
- Bu restoran her zaman kalabalıktır.
- Bu restoran her zaman kalabalık.
Bizim hâlâ yapacak çok daha fazla işimiz var.
Tom'un Boston'da çok arkadaşı var.
Balık iyi proteinlerle, iyi enerjiyle doludur
Oda insanlarla dolu.
Bütün geçen hafta boyunca burası kalabalıktı.
Yapılacak çok şey var.
Orman ağaçlarla dolu.
- Hoverkraftım müren dolu.
- Hoverkraftım yılanbalığı dolu.
Yapacak çok iş var.
Onu yapacak çok zamanımız var.
Hayat kafa karıştırıcı şeylerle dolu.
Hâlâ çok zaman var.
Savaş alanı ölülerle ve ölenlerle doluydu.
Tom bol zamanı olduğunu söylüyor.
Gündüzleri bolca yardım alıyorlar ama çalışmalar gece de devam ediyor.
Coventry magandalarla dolu bir beton cangılıdır!
O aşırı para harcıyor.
Çok fazla zamanımız var.