Examples of using "переживай" in a sentence and their turkish translations:
Hey, endişelenme.
Tom için çok üzülme.
Endişe etme, dünyanın sonu değil.
- Üzülme, olur böyle şeyler.
- Üzülmeyin. Bu şeyler olur.
Bu konuda endişe etmeyin.
Üzülmeyin, her şey düzelecek.
Merak etmeyin. O ne yaptığını biliyor.
- Endişelenme.
- Üzülme.
- Merak etme.
- Takma kafana.
Endişelenmeyin. Onu yaparsınız.
Sakin ol, Tom!
"Üzgünüm!" "Önemli değil. Merak etmeyin."
Endişelenme, iyi olacaksın.
Endişlenme! Sana yardım edeceğim.
Merak etmeyin. O ne yaptığını bilir.
Merak etmeyin. Tom bizi hayal kırıklığına uğratmayacak.