Examples of using "ожидать" in a sentence and their turkish translations:
En kötüsünü beklemek zorundayız.
Bu beklenilebilir.
Ne bekleyebiliriz?
O beklenmeliydi.
Tüm bekleyebileceğin bu.
Bu bekleniyordu.
Bunu beklemeliydim.
Sanırım o beklenilen şey.
Bizi beklemeliydin.
Ne bekleyeceğimi biliyordum.
Ne bekleyeceğimizi biliyorduk.
Ne bekleyeceğimizi biliyoruz.
Başka ne bekleyebiliriz?
Başka ne beklemeliyiz?
Tom ne bekleyeceğini biliyor.
Tom'dan ne bekleyebiliriz?
Bunun olmasını beklemeliydim.
deliyi beklemek ve onun için plan yapmak.
Ne ummam gerektiğini bilmek istiyorum.
Tom ne bekleyeceğini bilmiyordu.
Tom ne bekleyeceğini bilmiyor.
Ne bekleyeceğimi bilmiyordum.
Biz ne bekleyeceğimizi biliyoruz.
Ne bekleyeceğini bilmeni istiyorum.
Acaba arkeolojik kazılar yapmak için neyi bekliyor olabliliriz ki?
Ne bekleyeceğim konusunda hiçbir fikrim yoktu.
Tom'un ne bekleyeceği konusunda hiçbir fikri yoktu.
Ne bekleyeceğimden emin değildim.
Biz çok fazla beklememeliyiz.
Ne bekleyeceğimiz hakkında hiçbir fikrimiz yoktu.
İşlerin kolay olmasını beklememelisin.
- Ondan daha fazlasını bekleyemezsin.
- Ondan daha fazla bekleyemezsin.
Ne beklendiği hakkında hiçbir fikrim yok.
En iyisini umalım ama en kötüsünü bekleyelim.
Ara sıra beklemek zorundasın.
Washington'da, hiç kimse ne bekleyeceğini bilmiyordu.
Beklenebilenden daha fazlasını teklif etti.
Anlamanızı nasıl bekleyebilirdim?
Herkesin sizinle aynı fikirde olmasını beklemeyin.
Bu kalıp beklenti yaratıyor.
hayattan beklentilerimi değiştirmem için.
Ara sıra bunun olmasını beklemek zorundasın.
Eğer çalışmazsan gerçekten Fransızcada daha iyi olacağını bekleyemezsin.
Biri okullardan her şeyi bekleyemez.
Ne umacağımı bilmiyorum.
Bir adamın alışkanlıklarını hemen değiştirmesini bekleyemezsin, kızım.
Tom sırada beklemek istemiyor.
serildi ve tahmin edebileceğiniz gibi, tüm seçilmiş arkadaşları, tüm korumaları
Tom'un istasyonun önünde bizi bekleyebileceğini düşündüm.