Examples of using "недолго" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un yaşamak için çok zamanı yok.
- Yaşamak için az zamanım kaldı.
- Fazla ömrüm kalmadı.
Yeni Ay uzun sürmez.
Uzun değildi.
Ateşkes uzun sürmedi.
Kavga uzun sürmedi.
Siz uzun süre evli değildiniz, değil mi?
O kısa bir süre orada kaldı.
Ben kısa bir süre için burada kalacağım.
Bu sıcak havalar uzun sürmez.
Tom'un yaşamak için çok daha uzun zamanı yok.
Onun mutluluğu sadece kısa bir zaman sürdü.
Onun yaşamak için fazla zamanı yok.
Tom uzun süredir burada yaşamıyor.
O çok geçmeden olur.
Tom'un yaşamak için çok zamanı yok.
Çok geçmeden gerçeği öğreniriz.
Yaşamak için çok daha uzun zamanı olmadığını biliyordu.
yani kısa bir uygulama olacak.
O uzun süre uzakta olmayacak.
O, kısa bir süre o bölgede kaldı.
Tom kısa süre sadece Boston'da yaşadı.
Tom çok daha uzun yaşamayacak.
Çok geçmeden ondan haber alacağımızı umuyorum.
- Mary gelmeden önce uzun süre beklememiştim.
- Mary gelene kadar çok beklememiştim.
Yaşamak için çok daha uzun zamanı olmadığını biliyordu.
Yiyecek olmadan yaşayabiliriz...sadece çok uzun süre değil.
Burada uzun süre kalmayacağım.
Bir süre bu ata binebilir miyim?
O yaşamak için uzun zamanı olmadığını çok iyi biliyordu.
Bu hasta uzun yaşamayacak.
Burada uzun süre kalmayacağım.