Examples of using "лес" in a sentence and their turkish translations:
Orman yanıyor.
Ormana girdiler.
Ağaç kuşlarla dolu.
Orman yaşamla iç içedir.
Orman sık ve aşılmazdı.
Orman çok sık.
Ormandan nefret ederim.
Altımızda bir orman görebiliyorum.
Hayat dolu bu ormanın bereketli yaşamı
Onlar ormandan geçti.
O, orman boyunca yürüdü.
- Biz Amazon ormanını keşfettik.
- Amazon yağmur ormanını araştırdık.
Tom ormanda koştu.
Tom ormanda yürüyor.
Omlet yapmak için bir yumurta kırmak zorundasın.
Orman günlerce yandı.
Ormanı korumalıyız.
Bu orman çok yoğun.
Ormana girdiler.
Ormanda bir patika var.
- Bu orman çeşitlilik açısından zengindir.
- Bu orman değişik türlerle doludur.
Sonbaharda orman gerçekten güzeldir.
- Orman üç gündür yanıyor.
- Ormanda yangın başlayalı üç gün oldu.
Güneş ormanın arkasında battı.
Ormana yalnız gitmemeliydin.
Biz ormanda bir patika açtık.
Ormanı geçmeye korktu.
Ormanda yürüyüşe gittik.
Yağmur ormanlarını korumalıyız.
Tom ormanda bize rehberlik etti.
Ormanda bir yol açtık.
Bu büyülü bir ormana benziyor.
Bir ormanı yakmak için bir kıvılcım yeterli olur.
Orman, üç gündür alevler içindeydi.
O, ormanda avlanmaya gitti.
Ormanı izle!
Yağmur ormanlarını kurtar.
Amazon yağmur ormanları rekor seviyede yanıyor.
Köpek bir tavşanı ormana kadar kovaladı.
Ahır inşa etmek için keresteye ihtiyacımız var.
Kara Orman keki doğal bir afrodizyaktır.
Piknik için ormana gittiler.
Serçeden korkan darı ekmez.
Kız mantar aramak için ormana gitti.
Tom ve Maria, mantar toplamak için ormana gittiler.
Ağaç kesiminden dolayı orman yok oldu.
Orman ağaçlarla dolu.
Böcek aramak üzere ormana girdik.
Şamanizm'e göre eski Türkler bir yabancı ormana girerken
Ve onu alıp puslu ormanın derinliklerine götürdü.
Ben bu öğleden sonra ormanda mantar toplayacağım.
Avcı dönmemek üzere ormanın derinliklerine gitti.
Hava karardıktan sonra ormana gitmekten kaçınmaya çalışıyorum.
Orman, bitkilerin ve hayvanların birçok farklı türleri için yuvadır.
- Günlüğü ne zaman başlatacaklar?
- Bağlanmayı ne zaman başlatacaklar?
O ormanda yürüdü. Onun üzerinde, kuşlar neşeyle cıvıldıyordu.
Sürücüsü sola ve ormana doğru büyük bir hata gibi göründü.
Onlar bir otel ve bir alışveriş merkezi inşa etmek için ormanı kesmek istiyor.
İnanılmaz bir günü hatırlıyorum. Büyük bir çitari sürüsü vardı.
Ağaç örtüsünün altındaki ormanın zeminine ay ışığının sadece yüzde ikisi ulaşıyor.
Çok fazla yapmaya çalışma.
Çocukluk anılarım, buranın kayalıklı kıyıları, gelgitleri ve yosun ormanlarıyla dolu.
- Böylesine bir yağmurdan sonra güneş çıktığında da orman böyle yeşil bir hal alıyor ve her yeri elmas gibi ışıl ışıl parıldıyor.
- Böyle bir yağmurun ardından güneş açınca orman yemyeşil olup her yeri elmas gibi ışıl ışıl parlar.
Tom yeni otopark bariyeri yapmak istediği için baltayı aldı ve ormana ağaç kesmeye gitti.